arksizmin sosyolojide önemli bir paya sahip olduğuna kuşku yoktur. Ancak Marksizmin, bir toplum analizi içermesinin ötesinde, toplumsal bir proje olduğu da unutulmamalıdır. Öyleyse hukuka Marksist yaklaşım, sosyolojik yöntem dışında hukuk-kuramsal bir ilgiyi de hak etmektedir
Burjuva hukuk yaklaşımları, iki amaç barındırmaktadırlar. Bu yaklaşımlarda, bir yandan, hukukun evrensel, genel-geçer ve nesnel olgusallığı; öte yandan, burjuva hukuk sisteminin altında yatan liberal kapitalist ideolojinin “hak”lılığı vurgulanarak kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Böylece modern toplumda “hukukun kutsallaştırılması”, aslında, liberal kapitalist sisteme biat etmenin bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır.
Oysa hukukun toplumsal bir olgu olduğu açıktır. Dolayısıyla, topluma ilişkin, göreli bir gerçeklik olarak ele alınması, hem kutsallaştırılmasının önüne geçilebilmesini sağlayacak hem de hukuksal ilişki formunda ifade edilerek perdelenen pek çok toplumsal ilişkinin açığa çıkarılmasını mümkün kılacaktır. Zira hukuk, toplumsal gerçeklik dünyasını, adeta yeni bir hukuksal gerçeklik olarak sunarak, bir meşruiyet yanılgısı yaratmaktadır.
Hukukun, mevcut eşitsiz toplumsal düzenin meşruiyetine ilişkin yarattığı yanılgı ancak, hukuka Marksist perspektiften bakarak ortadan kaldırılabilecektir. Zira, hem Marksizm, kapitalist toplumun analizinde kuramsal donanım sağlama noktasındaki yeganeliğini sürdürmektedir, hem de şimdiye kadarki Marksizm dışı hukuk analizlerinin, bu yanılgıyı ortadan kaldırmak noktasındaki yetersizlikleri ortadadır.
Hukuka ilişkin Marksist yaklaşımdan kasıt, Marksist kavram ve yöntemlerin hukuk çalışmalarında da kullanılmasıdır. Bu anlamda, Marksizm içi polemiklerden kaynaklanan kimi kabullerin, Marksist hukuk çalışmalarını sınırlandırmaması gerekliliğinin altı çizilebilir. Marksist kavram ve yöntemler dahilinde yürütülen her hukuk araştırması, hukuka ilişin Marksist bir yaklaşımın oluşturulması çabasına sunulan bir katkı olarak kabul edilmelidir. Zira zaten, Marksist bir hukuk kuramından söz edilip edilemeyeceği dahi tartışmalıdır. Sıklıkla vurgulandığı üzere, Marx’ın kuramında, bütünlüklü bir hukuk kuramı ya da analizi bulabilmek mümkün değildir. Üstelik, eninde sonunda “hukukun sönümleneceği”ni öngören bir kuramın, ayrıca bir hukuk kuramına sahip olup olamayacağı da sorgulanabilir. Ancak Marksist yöntem kullanarak hukuka ilişkin bir yaklaşım geliştirmenin olanaklılığı da açıktır. Nitekim bunun örnekleri de mevcuttur.
Değinilmesi gereken son bir husus da, Marksizmin hukukla ilişkisinin, hiç de küçümsenmeyecek sayıda çalışma tarafından, sosyolojik bir okul olarak kurulmaya çalışılmasıdır. Kapsamlı bir toplum analizine girişen Marksizmin sosyolojide önemli bir paya sahip olduğuna kuşku yoktur. Ancak Marksizmin, bir toplum analizi içermesinin ötesinde, toplumsal bir proje olduğu da unutulmamalıdır. Öyleyse hukuka Marksist yaklaşım, sosyolojik yöntem dışında hukuk-kuramsal bir ilgiyi de hak etmektedir.
*Bu yazı toplumsal hukuk adına 2007 yılında yazılmıştır. Yazının 2007 yılındaki orjinal metni olup, herhangi bir ekleme-çıkarma veya güncelleme yapılmamıştır. Hukuk mücadelemize katkı sunacağı kanaatiyle yayımlanmıştır.