10 Ekim Katliamı Davası’nda Adalet İçin Söz Sırası Ailelerde -Av. Sevinç Hocaoğulları

10 Ekim Katliamı Davası’nda Adalet İçin Söz Sırası Ailelerde -Av. Sevinç Hocaoğulları

Bu davanın, bizlere sunulan iddianame ile sınırlı kalmasına, Katliamın asıl sorumlularının gizlenmesine izin vermeyeceğiz

Bu davanın, bizlere sunulan iddianame ile sınırlı kalmasına, Katliamın asıl sorumlularının gizlenmesine izin vermeyeceğiz

10 Ekim Ankara Katliamı davasının 2.gurp duruşmaları bugün başlıyor. Bugün başlayacak duruşmada 7-11 Kasım tarihlerinde gerçekleşen ilk grup duruşmada, başka bir soruşturma kapsamında tutuklanan ve iddianamenin kendilerine tebliğ edilmediğini söyleyerek daha sonra ifade vermek isteyen sanıklar Abdulmuttalip Demir ve Talha Güneş ile bir önceki duruşmaya katılmayan tutuksuz sanıklar Hatice Akaltın, Esin Durgun Malkoç ifade verecek.

Ve söz sırası ailelerde

Sanık ifadelerinin ardından, davanın sahipleri, kaybettiğimiz arkadaşlarımızın aileleri ve yaralılar söz alacak. Katliamın üzerinden geçen 15 ayın ardından aileler ve yaralılar Mahkeme huzurunda ilk kez şikayetlerini dile getirecek, Katliamın sorumlularını yargılayacak/yargılama sürecine katacak, adalet talebini bu kez de mahkeme huzurunda dile getirecek. Bu grup duruşmaların en önemli yanı da ailelerin dinlenmesi olacak. Çünkü biliyoruz ki Ankara katliamının ve tüm diğer katliamların aydınlatılmasının en önemli unsuru adalet arayışçısı olan aileler.

Oysa bilindiği ve devletin ihmalinin/kusurunun sorgulanabileceği tüm diğer soruşturmalarda olduğu üzere, 10 Ekim Katliamı soruşturmasında alınan kısıtlılık kararı mağdurlara ve biz mağdur vekillerine yönelik de uygulanarak soruşturma süreci bizlerden gizlenmişti.

Soruşturma pek çok istihbarat bilgisine, teknik takibe rağmen katliamı engellemeyen, kente girişlerde ve miting alanında gerekli tedbirleri almayan, katliamın hemen ardından kimyasal gaz kullanımı ile ölümlerin ve yaralanmaların artmasına neden olan, emniyet teşkilatı tarafından yürütülmüştü.

Başta Katliamın gerçekleşmesindeki açık sorumluluğu İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği raporuyla da tespit edilen Ankara eski İl Emniyet Müdürü ve yardımcıları ile diğer kamu görevlilerinin, siyasilerin soruşturulmasına ilişkin taleplerimiz ısrarla reddedilmiş ve hatta bu yöndeki şikayetlerimizin açıkça dayanaktan yoksun olduğu değerlendirilerek işleme dahi konulmamıştı. Ailelerin bu yöndeki talepleri görmezden gelinmişti.

Aileler ve yaralılardan saklı yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen iddianame ise bu yaklaşımın ürünü olarak IŞİD örgütlenmesini çözmeye ve hatta 36 sanığın sorumluluğunu açığa çıkarmaya yönelik dahi olmamıştı.

Sanıkların daha önce yargılandıkları davalarda açığa çıkan bilgiler Savcılık tarafından değerlendirilmemişti örneğin. Veya sanıkların birbirleriyle ilişkilerini ortaya koyan, katliamın aydınlatılmasına ciddi katkı sunacak HTS analizleri, baz sinyal bilgilerine ilişkin raporlar savcılık tarafından zarflarından dahi çıkarılmamıştı.

Ve ilk duruşmada sanık ifadeleri aslında hepimizin bildiği ve soruşturulmayan gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi

Kısıtlı yürütülen soruşturmanın ardından yapılan ilk duruşmada devletin katliamın gerçekleşmesindeki sorumluluğunu, Suriye politikaları ve cihatçı örgütlere yaklaşım; bu politikaların sonucu olarak Antep’in IŞİD’in üssü haline gelmesi, iddianamenin eleştirisi ve kamu görevlilerinin sorumluluğuna dair beyanlarımızın ardından yapılan sanık sorguları beyanlarımızın sağlaması niteliğinde idi.

İki duruşma arasında açığa çıkan bilgiler de aynı sonucu verdi

Sanıkların yargılanmakta oldukları diğer dosyaların davamız dosyasına getirtilmesiyle baştan beri söylediğimiz gerçekler bu dosyalar aracılığıyla da doğrulandı. Gaziantep, Adana, Hatay, Konya, Kilis, Elazığ, Ankara ve İstanbul’da 2012 yılından itibaren Katliam sanıklarına yönelik başlatılan soruşturmalar kapsamında yapılan teknik ve fiziki takip; cihatçı sevkiyatının nasıl yapıldığına dair bilgiler, sanıkların Suriye’ye gittiklerine, yaralanıp tedavi görmek üzere veya örgütlenmelerini burada devam ettirmek üzere döndüklerine dair bilgiler ve tüm bu soruşturma/davalara rağmen sanıkların dahil olduğu 10 Ekim Ankara Katliamının gerçekleşmesi. Henüz Mahkeme’den getirtilmesini talep ettiğimiz dosyaların tamamı getirtilmese de elde olan iddianame ve kararlar dahi bir kez daha Ankara Katliamı engellenebilirdi dememize olanak sağlıyor.[1]

Şimdi dosyaya katılan yeni bilgiler çerçevesinde, aileler ve yaralı arkadaşlarımızla davamızın takipçisi olacak, sanıklar arasında yer alan veya almayan sorumluları yargılamaya devam edeceğiz. Bu davanın, bizlere sunulan iddianame ile sınırlı kalmasına, Katliamın asıl sorumlularının gizlenmesine izin vermeyeceğiz.

Av. Sevinç Hocaoğulları

[1] Bağlantılı dosyalarda açığa çıkan bilgiler ayrı yazıların konusu olacak