Çoklu Baro Sisteminin Olası Sakıncaları Üzerine Sorular – Av. Deniz Can Aydın

Çoklu Baro Sisteminin Olası Sakıncaları Üzerine Sorular – Av. Deniz Can Aydın

taslak kamuoyuna yansımadığı için detayları tam olarak bilinmeyen çoklu baro sisteminin kanuni bağlamda olası soru/sorun ve sonuçları

Ankara Barosu’nun, Diyanet İşleri Başkanı tarafından verilen hutbe akabinde yapmış olduğu açıklama ile başlayan “Cuma hutbesi krizi”, siyasal iktidar tarafından baroların düzenleri ve yapılarının değiştirilmek istendiği bir sürece dönüştürülmüş durumdadır. Baroları siyasal açıdan hareket edemez hale getirmek ve etkisizleştirmek amacını güden bu değişiklikler, kanuni ve siyasi bağlamda oldukça derin soru/sorunlara yol açacak gibi görünmektedir.

Bu yazı kapsamında ele alınmak istenen husus, taslak kamuoyuna yansımadığı için detayları tam olarak bilinmeyen çoklu baro sisteminin kanuni bağlamda olası soru/sorun ve sonuçlarıdır. Siyasal sonuçları açısından ise ayrı bir yazı metnini kaleme alınması düşünüldüğünden, burada daha çok teknik hususlara değinilmekle yetinilecektir. Yazı, olası sorun – sonuçları, kamuoyuna yansıyan haberleri (1) ve serbest bir zihin fırtınası neticesinde değerlendirmiştir:

1-) Avukatlık Kanunu M.77 Ve Bir İlde Birden Fazla Baro Kurulması, Üyelik Geçişi Düzenlemeleri

A-) Birden Fazla Baro Kurulması

a-) Mevcut Düzenleme

Mevcut 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 77. Maddesinin ilk iki fıkrası şu şekildedir:

Bölgesi içinde en az otuz avukat bulunan her il merkezinde bir baro kurulur. Kurulmuş olan barolarda avukat sayısının otuzun altına düşmesi halinde de ikinci fıkra hükmü uygulanır.

Baro kurulmayan yerlerin en yakın baroya bağlanmasına veya bunların birleştirilerek bir baro kurulmasına ve merkezlerinin belirlenmesine Türkiye Barolar Birliği karar verir. Türkiye Barolar Birliği yeni kurulacak baro bölgesinde bürosu bulunan levhaya kayıtlı avukatların listesini düzenleyerek bunlardan en kıdemli avukatı, yeni baroyu kurmakla görevlendirir. Görevli avukatın seçeceği ve başkanlığını yapacağı dört kişilik kurucu kurul en geç altı ay içinde yeni baronun kuruluşunu tamamlar ve Türkiye Barolar Birliğine bildirir. Baro yönetim kurulunun yedekleri ile birlikte istifa etmesi halinde baroyu üç ay içinde seçime götürmek kaydıyla aynı kurul oluşturulur.”

Kanunun mevcut hali ile her il merkezinde bir baro kurulabileceği ve bu kuruluş esnasında aranacak olan avukat sayısı şartı ifade edilmiş olup, bu sayının teşekkül edemediği durumlarda izlenecek usul için ise 2.fıkraya atıf yapılmıştır.

b-) Öngörülen Düzenleme

Siyasal iktidar tarafından yapılması düşünülen düzenleme neticesinde Avukatlık Kanunu m.77’nin değiştirileceği düşünülmektedir.  Medyaya yansıyan haberlere göre yapılacak kanuni değişikliğin şu şekilde olacağı ifade edilmektedir:“Avukat sayısı, binden 2 bine kadar olan illerde en az 500, 2 bin 1’den 4 bine kadar olan illerde en az 750, 4 bin 1’den 10 bine kadar olan illerde en az bin, 10 binin üzerinde olan illerde en az 2 bin üye kaydedilmesi halinde alternatif baroların kurulması öngörülüyor.  Birden fazla baro kurulan illerde, mevcut baro 1 numara olacak. Yeni kurulan barolar ise kendinden öncekinin devamı olan numarayla isimlendirilecek.”

Sonuç itibari ile yapılması öngörülen değişiklik ile her ilde tek baro düzeninin sona ereceği anlaşılmaktadır. Öngörülen çoklu baro sisteminin ise yargı çevresi ya da bölgesel olmaktan ziyade yine il sınırları kapsamında var olacağı; ancak il içerisinde kayıtlı avukat sayısına oranla birden fazla baronun kurulabileceği esasına dayandığı anlaşılmaktadır.

B-) Üyelik Geçişi

a-) Mevcut düzenleme

Mevcut 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.6 vd. hükümleri uyarınca avukatlık yapabilmenin mevzuat bağlamında koşullarını sağlayanlar, baro levhasına yazılmak adına taleplerini iletmekte olup, akabinde ise yemin ile birlikte avukatlık ruhsatını almaya varan süreç işlemektedir. Kurum avukatları ayrıksı olmak üzere, avukatlık yapılacak yerin baro levhasına yazılmak kanuni bakımdan zorunluluk arz etmektedir. Bulunduğu il barosundan farklı bir ikamete taşınacak olan avukatlar ise, nakil için aranan belgeler ve koşullar ile birlikte; ikametini belirtir hususlarla o ilin barosuna kayıt olabilmek imkânına sahiptir.

b-) Öngörülen düzenleme

“Avukatlar, birden fazla baro olan illerde, bir baroya kayıtlıyken diğerine geçmek isterse yazılı başvurabilecek. Avukatın başvurusunun reddedilmesi durumunda, başka bir baroya başvuru yapabilecek. Başvurunun kabul edilmesi durumunda ise diğer barodan kaydı silinecek olan avukatın, 4 yıl boyunca geçtiği baroda kalması zorunlu olacak. Barolara nakil usulü, TBB tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.” düzenlemesinin, siyasal iktidar tarafından yapılacak olan kanun değişikliği neticesinde getirileceği ifade edilmektedir.

Yapılan düzenleme ile çoklu baro sisteminde bir barodan diğer baroya geçişin, geçiş akabinde 4 yıl nakil olan baroda kalmak zorunluluğu getirdiği görülmektedir. Ayrıca başvurulan baronun da kişiyi kabul edip etmemek noktasında takdir yetkisi olduğu görülmektedir.

C-) Olası Soru ve Sorunlar

► (Kamu Kurumu Niteliğini Haiz Meslek Kuruluşu Sıfatının Anayasal Değerlendirmesi Açısından Sorular): Anayasa m.135 ve Avukatlık Kanunu m.76 uyarınca barolar, kamu kurumu niteliğini haiz meslek kuruluşlarıdır. Anayasa m.135/2 uyarınca kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli-sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme zorunluluğu olmadığı ifade edilmiştir. Dolayısıyla bu şekilde bir durum içerisinde olmayan meslek erbaplarının meslek kuruluşlarına girmek/üye olmak zorunluluğunun Anayasa’nın amir hükmü karşısında var olduğu açıktır. Olası çoklu baro – gönüllü üyelik sistemi, Anayasa’nın işbu amir hükmü karşısında nasıl düzenlenecektir? Kamuoyuna yansıyan tartışmalar, yapılmak istenen değişikliğin yalnızca 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda yapılmak istendiğini göstermekte olup, Anayasa değişikliğini gerektirir bir düzenleme yapılmadan çoklu baro-gönüllü üyelik esaslı bir sisteme geçiş nasıl sağlanabilecektir? Yalnızca bu şekilde yapılmak istenen bir düzenleme, açık bir biçimde Anayasa’ya aykırılık teşkil etmeyecek midir?

► (Adli Yardım Hizmetlerinin Sürdürülüşü Açısından Sorular): Mevcut 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.176 vd. hükümleri, adil müzaharet hizmetini ve veriliş biçiminin teknik/esas detaylarını düzenlemektedir. Olası çoklu baro sisteminde adli yardım hizmetlerinin sağlanışı ne şekilde olacaktır? Adli yardım hizmetlerini hangi baro/barolar hangi kriterlere göre sağlayacaktır? Adli yardım hizmeti konusunda birden fazla adli yardım bürosu kurulması; dolayısıyla adli yardım hizmeti almak isteyenlere birden fazla büroya başvurmak seçeneği mi tanınacaktır? Bu konuda yeni bir çıkar/rant/piyasacı rekabet alanının var olması ihtimali, avukatlık mesleğinin kamu niteliği ile açık bir biçimde çelişmemekte midir? Avukatlık Kanunu m.180’de yapılacak değişiklik neticesinde adli yardım bürolarının gelir ve giderleri, barolar arasında adaletli bir dağılım esasına mı yoksa siyasal pozisyon esasına mı dayanacaktır?

► (CMK Hizmetlerinin Sürdürülüşü Açısından Sorular): Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca avukatla savunmanın zorunlu olup özel avukatın mevcut olmadığı yahut avukatla savunulmanın ihtiyari olmasına rağmen avukat talebinin olduğu çeşitli durumlarda müdafii görevlendirmesi barolarca yerine getirilmektedir. Olası çoklu baro sistemi neticesinde CMK hizmetleri, birden fazla baro tarafından ne şekilde sürdürülebilecektir? Müdafii ataması yapılmak istenen durumlarda muhatap baro hangisi olacaktır? Hangi baronun CMK hizmeti sunabileceği yürütmenin yahut yargının diğer iki sac ayağının takdirine mi bırakılacaktır? Birden fazla baronun varlığı halinde müdafii ataması hususlarında soruşturma ve kovuşturma makamlarının keyfiyeti/takdir yetkileri mi söz konusu olacaktır? Atama hususu konusunda hangi baronun hangi sıraya göre tercih edileceği yahut tercih edilip edilmeyeceği konularında takdir yetkisi ve takdir kıstasları olacak mıdır? CMK görevlendirmesi yalnızca “uygun görülen” barolarca mı yerine getirilebilecektir? Bu şekilde bir uygulama neticesinde CMK görevlendirmesi verilmeyen bir baroya, avukatların/avukat adaylarının istese bile ekonomik kaygılar neticesinde üye olması beklenebilecek midir? CMK hizmetlerinin ödemesi hususu bugün bile büyük bir karışıklık ve soruna yol açmakta iken, birden fazla baronun varlığı halinde bu karışıklık ve düzensizlik ile ne şekilde baş edilebileceği düşünülmektedir?

► (Yeni Bir Baro Kuruluşu Esnasında Karşılaşılabilecek Durumlara Dair Sorular): Çoklu baro sistemi neticesinde belirli üye sayısı kriterini karşılayan avukatların, birleşmek suretiyle baro kurabileceği öngörülmektedir. Kanunen belirlenen sayıya ulaşarak baro kurulsa dahi, sonradan gerçekleşebilecek gelişmeler ile(ölüm, istifa, nakil vb.) kanuni üye sayısının altına düşen baroların akıbeti ne olacaktır? Bu baroların faaliyeti o an son bulacak ise o baroya mensup avukatların durumu ne olacaktır? Barosuz avukatlık gibi bir durum mu söz konusu olacaktır? Yahut baro kurmak için yeterli üye sayısına erişemeyen ve aynı zamanda kurulu olan barolara kayıt olmak istemeyen bir avukatın durumu ne olacaktır? Baroya üye olmaksızın avukatlık söz konusu olmayacak ise kişi fiilen avukatlık hizmetini yerine getiremeyecek midir?

► (Baroların Üye Kabulündeki Takdir Yetkisi Esnasında Olabileceklere Dair Sorular): Yapılmak istenen değişiklik içeriğinde, baroların üye kabulü konusunda takdir yetkileri olacağı şeklinde bir düzenleme de yer alacak gibi görünmektedir. Bu şekilde bir takdir yetkisi tanındığı koşulda, kendi anlayışı uyarınca bir baro kuramayan bir avukat adayı, eğer baroya üyelik şart olmaktan çıkarılmadığı takdirde avukatlık yapabilmek adına mevcut barolardan birine başvurmak zorunda kalırsa neler olacaktır? Takdir yetkisine sahip baro, bu avukatın üyelik talebini keyfi sebepler neticesinde reddedebilecek ise fiilen o kişinin avukatlık yapabilmesinin önüne mi geçilecektir? Bugün ruhsatları çeşitli gerekçeler ile verilmeyen avukat adaylarının halinin bir benzeri, daha keyfi bir kriter neticesinde yaygın hale mi getirilecektir?

► (Baro Değişikliği/Nakil Esnasında Oluşabilecek Durumlara Dair Sorular): Bir barodan başka bir baroya geçmek isteyen avukatın, başvurduğu baro tarafından kabul edilip edilmemesi konusunda barolara bir takdir yetkisi tanınacağı ifade edilmektedir. Bir barodan başka bir baroya geçmek için, mevcut barodaki kaydın silinmesi gerekliliği aranacak ise; kaydını sildiren ancak yeni başvuru yapılan baroya da kabul edilmeyen avukatın durumu ne olacaktır? Bu durumda herhangi bir baroya üyelik zorunlu kılınacak ise kişi, avukatlık hizmetini nasıl yerine getirecektir? Aynı şekilde keyfi kriterler ile eski barosu tarafından da tekrar kaydı yapılmayan avukat fiilen avukatlık yapamayacak mıdır? Bir baroya kayıt olduktan sonra diğer başka bir baroya geçiş için 4 sene bekleme şartı olacağı ifade edilmektedir. Bu hususun düzenlenmesindeki kamu menfaati nedir? X barosundan Y barosuna geçiş yapan bir avukatın barosu (Y) velev ki kapatılır/yahut baro kurmak için gerekli üye sayısı kriterini ilerleyen zamanlarda yerine getiremediği için kapanır ise ne olacaktır? Kişi baro değişikliği yaptığı için, başka bir baroya kayıt olmak adına 4 senelik zaman diliminin geçmesini mi bekleyecektir? Baroya kayıt zorunluluğu var olduğu takdirde kişi, fiilen 4 sene boyunca avukatlık yapamayacak mıdır?

► (Avukatlık Ruhsatına Hak Kazanabilmek Hususunda Olabileceklere İlişkin Sorular): Yapılmak istenen değişiklik neticesinde, mevcut ve kurulacak baroların üye kabulü konusunda takdir yetkileri olacağı hususu öngörülmektedir. Bu şekilde bir takdir yetkisi mevcut olur ise avukatlık ruhsatına hak kazanmak konusunda barolar arasında politik sebepler ile ayrım yaratılma ihtimali söz konusu olacak mıdır? Bugün Avukatlık Kanunu m.5/3 gerekçe gösterilerek haklarında avukatlığa engel suçlardan kovuşturma sürdürülenlerin ruhsatlarının masumiyet karinesi hiçe sayılarak verilmediği düşünüldüğünde, birden fazla baro oluştuğu takdirde bu durumun genişlemesi ihtimali doğmayacak mıdır? Siyasal iktidara yakın barolara ruhsat verilir iken, iktidara yakın olmayan avukatlardan teşekkül eden baroların mensuplarının ruhsat işlemleri hususunda Bakanlık tarafından takdir yetkisinin kötüye kullanılması ihtimali söz konusu olmayacak mıdır? Tabir-i caiz ise benden olmayana ruhsat yok denilerek, siyasal iktidarın hâkim olduğu baroya üyelik mecbur mu kılınacaktır?

► (Baroların ve TBB’nin Mülklerinin Durumuna Dair Sorular): Halihazırda mevcut baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin mülkiyetinde bulunan taşınmaz ve taşınır malların akıbeti ne olacaktır? Bu mülkler mevcut barolarda kalmaya devam mı edecektir; yoksa yeni kurulacak barolar arasında paylaşım yapmak gibi bir yöntem mi izlenecektir? Barolara ait işletmelerin ve işletmelerde çalışan personellerin durumu ne olacaktır?

► (Disiplin İşlemlerinin Uygulanışına İlişkin Sorular): Birden fazla baronun mevcudiyeti halinde, barolar arasında disiplin işlemlerinin tatbiki bağlamında farklı uygulamalar geliştirme ihtimalinin önüne nasıl geçilecektir? Disiplin işlemlerinin tatbiki bakımından sert-yumuşak baro ayrımı oluşması ihtimali nasıl önlenecektir? Yahut disiplin işlemlerinin uygulanışı süreci gözetildiğinde, bu bağlamda daha avantajlı(kayırılan) – dezavantajlı(cezalandırılan) barolar ve baro mensupları sorunun önüne nasıl geçilecektir? Meslek ilke, kural ve faaliyetlerinin kanuna uygun teşekkül etmesinde yeknesak bir uygulama ne şekilde sağlanabilecektir?

► (Avukat Ortaklığının ve Avukatlık Bürosunun Teşekkülüne İlişkin Sorular): 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.44/A uyarınca avukatların aynı büroda çalışma yürütebilmesi için aynı baroya kayıtlı olmaları gerekmektedir. Getirilecek çoklu baro sistemi neticesinde, farklı barolara kayıtlı avukatlar birlikte avukatlık bürosu kuramayacak mıdır? Aynı husus m.44/B uyarınca avukatlık ortaklıkları için de geçerli olup, bu durum için de aynı sorunun sorulması gerekmektedir.

► (Staj Eğitiminin Nasıl Yapılacağına İlişkin Sorular): Mevcut uygulamada barolar, bünyelerinde staj yapmakta olan avukat adaylarına yönelik olarak staj eğitimi süresince çeşitli eğitim programları uygulamaktadırlar. Çoklu baro sistemine geçildiği takdirde baroların uygulayacağı eğitim programları arasında herhangi bir yeknesak sistem söz konusu olacak mıdır? Yoksa her baro, kendi takdir yetkisi ve sınırları kapsamında, dilediği konularda staj eğitimi mi verecektir? Staj eğitimi bakımından maddi-politik imkanları ellerinde bulunduran barolar ile bu imkanlara sahip olması konusunda “desteklenmeyen” barolar arasında rekabetçi bir çizgi mi hakim olacaktır? Staj eğitimi dâhil olmak üzere barolar arasındaki rekabetçi anlayışa hakim ilke “piyasacı anlayış” mı olacaktır?

► (Adliye Stajının Nasıl Yapılacağına İlişkin Sorular): Mevcut uygulamada stajyer avukatlar, stajlarının ilk 6 ayını adliye içerisindeki mahkemeler bünyesinde kesintisiz bir biçimde gerçekleştirmektedir. Staj sürecinin işleyişi Staj Komisyonu – Baro entegrasyonu ile birlikte gerçekleşmektedir. Olası çoklu baro sisteminde Staj komisyonu yani bakanlık tarafından hangi baroya yönelik muhataplık ilişkisi tesis edilecektir? Staj komisyonunun işleyişinin şu haliyle bile yeterince işlevli ve aktif olmadığı düşünüldüğünde, barolar arasında yapılabilecek ayrım, doğal olarak stajyerlerin adliye/mahkemeler bünyesinde yapacakları staj sürecine de yansımayacak mıdır? Stajyerlere dönük tutum ve davranışlar dahil olmak üzere staj sürecine ilişkin her konuda bir ayrımcılık yaşanması ihtimalinin önüne nasıl geçilecektir?

► (Avukat Yanı Stajının Nasıl Yapılacağına İlişkin Sorular): Mevcut uygulamada stajyer avukatlar, ikinci 6 aylık staj sürecinde belirli bir kıdeme sahip ve staj yapılan baroya kayıtlı bir avukatın yanında stajlarını sürdürmektedirler. Olası çoklu baro düzeninde stajyer avukatlar, başka bir baroya kayıtlı avukat yanında staj yapabilecekler midir? Avukat yanı stajın gözetim ve denetimi konusuna ilişkin, barolar arasında yeknesak bir uygulama ne şekilde mümkün olacaktır?

2-) Baroların Ve TBB’nin Seçim Sistemi Sil Baştan: Delege Yapısının Değiştirilmesi, Görev Süresi, Birden Fazla Baronun Delege Seçimi Yapabilmesi

A-) Delege Yapısı

a-) Mevcut Düzenleme

 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 114.maddesi, Türkiye Barolar Birliği seçimlerinin yapılması hususunda mevcut delege düzenlemesini içermektedir. AvK m.114/3 hükmü şu şekildedir: Avukat sayısı yüzden fazla olan barolar, yüzden sonraki her üçyüz üye için ayrıca birer delege seçerler.”

b-) Öngörülen Düzenleme

Siyasal iktidar tarafından yapılmak istenen değişiklik ile üye sayısı fazla olup kendisine muhalif olan baroların delege sayısının azaltılması suretiyle seçimlerdeki etkisinin kırılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda siyasal iktidar tarafından yapılmak istenen değişikliğin şu şekilde olduğu iddia edilmektedir:

“İstanbul, Ankara ve İzmir gibi üyesi fazla olan yerlerin TBB’deki delege sayısı yarı yarıya düşürülüyor. Ayrıca avukat sayısı 100’den fazla olan baroların, 100’den sonraki her 600 üye için birer delege seçmesi öngörülüyor. Mevcut uygulamada, 100’den sonraki her 300 üye için bir delege seçiliyor. Bu durumda, TBB’deki delege sayısı, İstanbul’un 137’den 76’ya, Ankara’nın 53’ten 26’ya, İzmir’in ise 30’dan 15’e düşeceği belirtildi. “

Mevcut değişiklik neticesinde üye sayısı yüzden fazla olan baroların gönderebileceği delege sayısının 300 sınırı yerine 600 şeklinde değiştirilmesi neticesinde; üye sayısı fazla olan baroların TBB delegelerinin yarı yarıya azaltılması hususu hedeflenmektedir. (Yine kamuoyuna yansıyan iddialar uyarınca 300 sınırının 600 yerine 1000 olarak da değiştirilme ihtimali olduğu ifade edilmektedir.)

B-) Görev Süresi

a-) Mevcut Düzenleme

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 119/1 hükmü şu şekildedir: “Birlik Yönetim Kurulunun görev süresi dört yıldır. Süresi dolan Birlik Yönetim Kuruluna mensup üyeler yeniden seçilebilirler.”

b-) Öngörülen Düzenleme

Siyasal iktidar tarafından yapılması öngörülen değişikliklerden birisinin de, ilgili organlara seçilenlerin görev sürelerinin yeniden düzenlenmesi ile ilgili olduğu ifade edilmiştir. Buna göre TBB ve baro organlarına üyeliğin de 2(iki) yıl ile sınırlanması düşünülmektedir. İl barolarının görev süresinin hâlihazırda 2 yıl olduğu gözetildiğinde, yapılmak istenen değişikliğin TBB nezdinde olacağı düşünülmektedir.

C-) Delege Seçiminin Yerine Getirilmesi

a-) Mevcut Düzenleme

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 81.maddesi 1.fıkra 1.bent uyarınca baro genel kurullarının görevlerinden birisi de Türkiye Barolar Birliği delegelerini seçmektir. Avukatlık Kanunu m.114/2-3 uyarınca TBB Genel Kurulu, baroların avukatlıkta en az on yıl kıdemi olan üyeleri arasından gizli oyla seçecekleri ikişer delege ile kurulur. Görevde bulunan baro başkanları ile Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı yapmış ve yapmakta olan avukatlar, Birlik Genel Kurulunun doğal üyesidirler, oylamalara katılma, seçme ve seçilme hakları vardır. Avukat sayısı yüzden fazla olan barolar, yüzden sonraki her üçyüz üye için ayrıca birer delege seçerler.

b-) Öngörülen Düzenleme

Yapılması öngörülen düzenleme neticesinde ne zaman kurulduğuna bakılmaksızın yeni kurulan baroların da Türkiye Barolar Birliği’ne delege gönderebileceği hususu ifade edilmektedir.

D-) Olası Soru ve Sorunlar

► Çoklu baro sistemine geçiş için öngörülen düzenleme neticesinde çeşitli üye sayıları sağlandığı takdirde illerde birden fazla baro kurulabilmesi mümkün hale gelmektedir. Bu değişiklik neticesinde bir ilde kaç adet baronun kurulabileceği tam olarak belirli olmayıp, üye sayısı koşulu ve istek neticesinde – istenilen zaman diliminde baro kurulabilecektir.

► Bu bağlamda sorulardan biri, her baronun gizli oyla seçeceği delegeler ve 100’den sonraki her 600 üye(belki 1000 üye) için gönderebileceği delegeler olacak ise; TBB Genel Kurulu için olası bir delege sınırının söz konusu olup olmayacağıdır. TBB Genel Kurulu’nun teşekkül etmesini sağlayacak delege sayısı, her seçim döneminde mevcut olan baro sayısına göre sürekli olarak değişiklik gösteren bir düzende mi ilerleyecektir? Keza mevcut düzenlemede de görüldüğü üzere görevde bulunan baro başkanları Genel Kurul’un doğal üyesi olduğuna göre; baro başkanı sıfatıyla Genel Kurul’un doğal üyesi olanların sayısı da baro kurulup-kapanması hususuna göre bir fiil değişiklik mi gösterecektir? Bu şekilde nasıl düzenli ve adil bir seçim düzeni öngörülebilecektir?

► TBB Genel Kurulu’nun teşekkülü açısından delege seçimini tamamlayan; ancak bu seçim akabinde ve henüz seçim gerçekleşmeden baro kurmak için gerekli avukat sayısını çeşitli nedenlerle(istifa,ölüm vb.) kaybeden baroların akıbeti ne olacaktır ? Mevcut delegeler var olmayan bir baronun temsilini ne şekilde sağlayacaktır? Bu baroların temsili mümkün olmayacak mıdır?

► Baroların kuruluşu için aranan tek koşulun üye sayısı şartının sağlanması olacağı ifade edilmektedir. Bu haliyle düşünüldüğünde baro kurmak için gerekli üye sayısı koşulunu sağlayan; ancak baro organlarının seçimi ve delege seçilmek için gerekli kıdem şartını sağlamayan avukatlardan teşekkül eden bir baro meydana gelirse ne yapılacaktır? Bu baroların mevcut bir yönetimi/organları olamayacak mıdır? Yönetsel olarak kendi içerisinde kuracağı organlarda (Yönetim kurulu, başkanlık divanı vb.) kıdem şartı aramamak konusunda takdir yetkisinin tanındığını var sayar isek; delege seçimi konusundaki kıdem şartını sağlayamazlar ise ne olacaktır? Delege seçiminde kıdem şartı var olduğu takdirde böyle bir baronun delege yoluyla temsili sağlanamayacak mıdır? Aksi takdirde delege konusunda herhangi bir kıdem şartı aranmaması da değişiklik yapılması düşünülen bir husus mudur?

► Barolar ile Türkiye Barolar Birliği organlarının seçim dönemi 2 yılda bir olmak sureti ile aynı dönemde olacak ise hem baro organları hem de delege seçimi hususu aynı anda mı yapılacaktır? Bu şekilde bir seçim düzeninin sağlıklı bir şekilde işletilmesi olanağı söz konusu mudur?

► Delege sayılarında yapılmak istenen değişiklik neticesinde hangi demokratik ilkeye fayda sağlanmış olacaktır?

Av. Deniz Can AYDIN

(1) https://www.milliyet.com.tr/gundem/son-dakika-erdogan-talimat-vermisti-barolarin-secim-sistemi-degisiyor-4-yil-sarti-6223264 , https://www.hurriyet.com.tr/gundem/ak-partinin-altaernatif-baro-taslagi-hazirlandi-41527484 ve benzer mahiyette haberler.