Yeni Kıdem Tazminatı Modeli Gerçekten İşçiyi Koruyor Mu ? – Av. Yıldıray Çıvgın

Yeni Kıdem Tazminatı Modeli Gerçekten İşçiyi Koruyor Mu ? – Av. Yıldıray Çıvgın

Zaten dar boğaz yaşan işçiler için kıdem tazminatının bu derece zorlaştırılması, hükümetin iddiasının aksine işçileri korumamakta, hatta günümüze kadar elde edilen işçilik kazanımlarına büyük darbe vurmaktadır

Zaten dar boğaz yaşayan işçiler için kıdem tazminatının bu derece zorlaştırılması, hükümetin iddiasının aksine işçileri korumamakta, hatta günümüze kadar elde edilen işçilik kazanımlarına büyük darbe vurmaktadır

Bilindiği üzere iş dünyasının şu günlerde en meşgul eden konu, Berat Albayrak’ın açıklamış olduğu Yeni kıdem tazminatı modelidir.

Geçmişten Günümüze Kıdem Tazminatı

Öncelikle ülkemizdeki kıdem tazminatının geçmişine bakalım. Hukukumuzda kıdem tazminatı ilk olarak 1936 tarihli 3008 sayılı İş Kanununda düzenlenmiştir. Bu kanunun 13. Maddesinin ilk haline göre fesih sebebi ne olursa olsun beş yıllık kıdemi bulunan her işçiye iş sözleşmesinin feshi halinde her bir kıdem yılı için on beş günlük ücreti tutarında tazminat verilmesini öngörülmüştür. 1950 yılında yapılan değişiklikle 5 yıllık kıdem şartı 3 yıla indirilmiş, kıdem şatı açısından işçiler büyük kazanım elde etmişlerdir.

1967 tarihli 931 sayılı İş Kanununda ise üç yıllık kıdem şartı korunmuş ve önceki kanunda olduğu gibi kıdem şartını sağladıktan sonra işçinin hak edeceği kıdem tazminatı miktarı her yıl için 15 günlük ücret olarak düzenlenmiştir.

Mülga 1475 sayılı İş Kanununun hala yürürlükte olan 14. Maddesinde ise kıdem tazminatının şartları işçi lehine genişletilmiş, bu maddenin son hali ile kıdem şartı olarak 1 yıl, tazminat tutarı olarak ise her yıl için 30 günlük ücret belirlenmiştir. (Ayrıntılı bilgi için bkz: Limon, Resul, Türkiye’de Kıdem Tazminatının Tarihi Gelişimi ve Kıdem Tazminatı Fonu, İş ve Hayat, dergipark.gov.tr, 148.)

Görüldüğü gibi kıdem tazminatının hukuksal süreçte, geçmişten günümüze bazı istisnaları olsa da sürekli olarak işçi lehine geliştiği, işçilerin mücadeleleri sonucunda kıdem tazminatına ilişkin önemli kazanımlar elde ettiği görülmektedir.

Hükümler ne vaat ediyor?

Yasalaştırılmak istenen kıdem tazminatı modeli hakkında hükümet, bu modelin 82 milyonu kapsayacağını, hem işçileri hem de işverenleri koruyacağını iddia etmektedir. Hükümetin bazı vaatleri şunlardır:

  • Yeni işe girenlerde Kıdem Tazminatı Fonu’na katılım zorunlu, eski çalışanda ise isteğe bağlı olması görüşü ön plandadır.
  • Kıdem tazminatının “Devlet Güvenceli” olacağı, günümüzde çalışanların %8’inin yararlanabildiği kıdem tazminatından %100’ünün yararlanacağı iddia edilmektedir.
  • İş sözleşmesini fesheden işçilerin de, bir başka deyişle “istifa eden” işçilerin de (haklı sebebe dayanıp dayanmadığı önemli değil) kıdem tazminatına hak kazanacakları belirtilmekte. Hatta bu şekilde işçilerin daha kolay iş değiştirebilecekleri iddia ediliyor.
  • İşverenlerden işçilerin bireysel hesabına yatırılmak üzere, kıdem tazminatı primi kesileceği söylenmekte. Böylelikle, zorunlu BES sistemindeki gibi, işçiler adına açılacak hesaplarda toplanan paralar, bireysel emeklilik şirketlerinde işletilecek.

Fon Gelirse Yaşanacak Hak Kayıpları Neler? 

İktidara yakın haber kaynaklarını ve Berat Albayrak’ı dinlediğinizde, bu vaatlerle karşılaşıyorsunuz. Her ne kadar kıdem tazminatının bir fonda birikmesi, tahsil yeteneği açısından başta göze hoş gelse de; elbette bu, buz dağının görünen yüzü. Bir de diğer yüzüne bakalım. Yani tasarının bu haliyle işçilerin yaşayabileceği hak kayıplarına bir göz atalım:

  1. Öncelikle istifa edenlerin bile kıdem tazminatına hak kazanacakları belirtilmiş, ama kıdem tazminatına hak kazanabilmek için gereken kıdem en az 10 yıl, 15 yıl, hatta 20 yıl olacağı söylentileri bulunmakta. Yürürlükte olan bir yıllık kıdem şartı gözetildiğinde, işçilerin son derece aleyhine olacak bu şartın kabul edilmesi mümkün değildir.
  2. Bu kıdem şartı sebebiyle, işinden haklı nedenle (işçinin ücretinin ödenmemesi, sağlık sebebi, mobbing, işverenin davranışları vs.) istifa etse dahi, şartı sağlayana kadar kıdem tazminatına hak kazanamayacaktır.
  3. Kadın işçilerin, evlenmeleri durumunda belirli şartlar dahilinde alabildikleri kıdem tazminatı hakkı ortadan kaldırılacaktır.
  4. Her yıl için 30 günlük ücret olan kıdem tazminatı miktarı, her yıl için 14 günlük ücrete düşürülmesi planlanmaktadır. Dolayısıyla işçilerin alacakları kıdem tazminatında, şimdiye göre yardın fazla düşüş gerçekleşecektir.
  5. Yaş şartı dışında diğer emeklilik şartlarını sağlayan işçi günümüzde işten ayrıldığında kıdem tazminatına hak kazanabiliyorken, yeni düzenleme ile bu hakkın kaldırılması planlanmaktadır.

Görüldüğü gibi, ana akım medyada lütufmuş gibi gösterilen yeni kıdem tazminatı modelinin işçinin aleyhine birçok unsuru bulunmakta, hatta hak kayıpları daha da artırılmaktadır.

Kıdem tazminatı, işçiler için günümüzde belirli bir güvence oluşturmaktadır. Zaten dar boğaz yaşayan işçiler için kıdem tazminatının bu derece zorlaştırılması, hükümetin iddiasının aksine işçileri korumamakta, hatta günümüze kadar elde edilen işçilik kazanımlarına büyük darbe vurmaktadır. Dolayısıyla işçilerin ve işçi örgütlerinin işçi haklarına yapılması planlanan bu darbeye dur demeleri gerekmektedir.

Av. Yıldıray Çıvgın