2023 yılı adli yıl başlangıcına ilişkin toplumsal hukuk açıklamasıdır
Bizler de senin gibi paramparça adliyeler arasında kan ter içinde koşturan emekçi avukatlarız. Mesleğimizdeki sınıfsal dönüşümün farkındayız ve bil ki bize reva görülmek istenilene asla boyun eğmeyeceğiz. Sesimiz sadece adliyelerde değil sokaklarda hem de eskisinden daha gür bir şekilde çıkacak. Yıkıntıların arasından yeniyi inşa etmek için mücadele edeceğimiz bu yıl, direnişin hem sokaktaki asili hem de duruşma salonlarındaki vekiliyiz
Hepimiz isterdik demokratik bir ülkede, sömürüsüz ve özgürce yaşamayı. Bağımsız bir yargı mekanizmasının değer gören özneleri olmayı. Meslektaşlarımızın yoksulluktan intihara sürüklenmediği günlerde beraberce dirsek çürütmeyi adliyelerde. Muktedirlerin rant hırslarının acı sonuçlarının “doğal afet” diye geçiştirilmeye çalışılmadığı, kadim kentlerin kültürlerinin yıkıntılar arasında yalnızlığa terk edilmediği, geleceğimize kaygı ile bakmadığımız günlerde birlikte ve insan onuruna yakışır bir biçimde yaşamayı istiyoruz ve bunun için varız.
Ama ne var ki; savaş, yıkım, yoksulluk, küresel salgınlar, rant uğruna çıkartılan yangınlar, yok edilen doğa, cinsiyet eşitsizliklerinden kaynaklı ayrımcılık ve şiddet, özgürlükleri yok edip güvenlikçi politikaları örgütlemeye yeminli faşizm çok daha kurumsal artık.
Her geçen gün başka bir ülkede ne iş olursa yaparız diyerek yaşamanın hayalini kurarken hissettiğimiz nefret, kaygı, panik, gelecek kaygısı daha ne kadar bizi ele geçirebilir diye düşünüyoruz. Kimi zaman unutuyoruz darp edilen, belki de birkaç litre benzin parasına tevkil ile çıktığı hacizde vurularak öldürülen, yoksulluktan daha otuz yaşına gelmeden hayatını sonlandıran; adalet için kendi hayatından feragat eden meslektaşlarımızın öykülerini. Kabuğumuza çekildik. Her gün yeni bir zam haberi daha da duyarsızlaştırdı yoksul halkımızın görünmeyen çığlıklarına bizi. Kendi yaşam mücadelemize düştük, sadece var olmaya çabalıyoruz.
Umut bağladığımız siyasilerin kapalı kapılar ardında yaptığı çıkar ilişkilerini görmeye kör oldu gözümüz, kalıplaşmış ama karşılıksız sloganlar hayatımıza hakim oldu. Gördük ki öyle boş tencere de tek başına yeterli değilmiş yirmi iki yılın kurumsallaşmış faşizmini yıkmaya. Şimdi ise her şey anlamsız gibi. Sanki ne yaparsak yapalım durum değişmiyor. Amansız bir kavga var gibi duruyor ama gerçekte herkesin kendi rolünü oynadığı bir sistemle karşı karşıyayız. Vardığımız bu noktada apolitizm en önemli politik duruşa dönüştü sanki. Toplum olarak sıkıldık bu sıfır toplamlı oyunu oynamaya.
İşte bu durum ve şartlar içerisinde karşılıyoruz yeni adli yılı. Yine ve yeniden mücadelenin umudunu taşıyoruz içimizde. Tam da bu umutla seçilmiş meslektaşımız Can’ı hücresinden çıkartıp yıkımın en acı faturasının kesildiği şehrimize göndereceğiz. Katledilen, adil yargılanma istediği için hayatını kaybeden meslektaşlarımızı unutturmayacak, onlardan aldığımız güçle, onlar için tüm umudumuzla mücadele edeceğiz. Akbelen’deki eko kırımı durduracağız ne pahasına olursa olsun. Hiçbir meslektaşımız, yoksulluktan ödeyemediği baro aidatlarının, sigorta primlerinin kaygısını tek başına taşımayacak omuzlarında. Karakolda, sokakta, adliye koridorlarında hiçbir kadın yalnızlık hissetmeyecek. Gerekirse bütün bu şehri yakarız da seni karanlığa teslim etmeyiz diyen feminist direnişçilerin avukatlığını hiç usanmadan yapmaya devam edeceğiz. İşçilerin, yoksulların ve tüm ötekilerin, ötekileştirilmeye çalışılanların haklarını savunacağız.
Bak hemen yanındayız; bazen mahkeme salonlarında hak ihlallerine karşı mücadele edenler bazen de adliye koridorlarında meslektaşlarımıza karşı yönelen şiddete karşı duranlarız. Barolardaki vesayetçi yönetim anlayışına baş kaldıranlarız. Kişisel hiçbir çıkar gözetmeksizin baro merkez ve kurullarında mesleğimiz için çalışanlarız.
Bizler de senin gibi paramparça adliyeler arasında kan ter içinde koşturan emekçi avukatlarız. Mesleğimizdeki sınıfsal dönüşümün farkındayız ve bil ki bize reva görülmek istenilene asla boyun eğmeyeceğiz. Sesimiz sadece adliyelerde değil sokaklarda hem de eskisinden daha gür bir şekilde çıkacak. Yıkıntıların arasından yeniyi inşa etmek için mücadele edeceğimiz bu yıl, direnişin hem sokaktaki asili hem de duruşma salonlarındaki vekiliyiz artık.
Bu mücadeleye omuz vermeye tüm meslektaşlarımızı çağırıyoruz.
toplumsalhukuk