Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevleri sona erdiğinden Saray-AKP iktidarının şekillendirdiği HSYK, boşalan yerlere mevcut üyelerden istediğini atay
Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevleri sona erdiğinden Saray-AKP iktidarının şekillendirdiği HSYK, boşalan yerlere mevcut üyelerden istediğini atayacak. Böylelikle Saray-AKP iktidarı HSYK aracılığı ile kendi yargısını oluşturacak, kendinden olanı Danıştay ve Yargıtay’a atayıp olmayanı sürgüne gönderecek.
“Danıştay Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” TBMM’de oylanarak yasalaştı. Yasama ve yürütmeyi elinde bulundurun Saray-AKP iktidarı, bu kanun ile birlikte yargıyı da kendi tahakkümü altına sokacak. Tarafsızlığı ve bağımsızlığı zaten tartışmalı olan yargı, kanun ile birlikte Saray-AKP faşizminin resmi cezalandırma aygıtına dönüşecek.
Kanun neler getiriyor?
Meclis’ten geçen kanun ile şu anda görev yapan tüm Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevi, kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte sona erecek. Danıştay’ın 17 olan daire sayısı 10’a, Yargıtay’ın 46 olan daire sayısı ise 24’e indirilecek. Danıştay’ın 195 olan üye sayısı 90’a, Yargıtay’ın 516 olan üye sayısı ise 200’e düşürülecek. Saray-AKP iktidarı bu kanun ile yüksek yargıda istemediği ancak mevcut mevzuat gereği görev yerini de değiştiremediği hakim-savcıların tasfiyesini gerçekleştirecek.
Tüm Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevleri sona erdiğinden Saray-AKP iktidarının şekillendirdiği HSYK, boşalan yerlere mevcut üyelerden istediğini atayacak. Ancak HSYK tüm boş kadroları görevi sona eren üyelerden seçmek zorunda değil. İsterse diğer mahkemelerde görev yapan, Danıştay ve Yargıtay üyeliğine seçilme kıdemine erişmiş diğer hakim ve savcılar arasından da atama yapabilecek. Böylelikle Saray-AKP iktidarı HSYK aracılığı ile kendi yargısını oluşturacak, kendinden olanı Danıştay ve Yargıtay’a atayıp olmayanı sürgüne gönderecek.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri yeniden kuruluyor
Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) kaldırılmasının ardından kurulan Özel Görevli Mahkemeler geçtiğimiz yıllarda kaldırılmıştı. Kanun ile Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’ndaki birtakım suçlar için “İhtisas Mahkemeleri ve Savcılıkları” kuruluyor. Bu kanun ile birlikte DGM’ler ve özel yetkili savcılar yeniden hayatımıza giriyor. Böylece Saray-AKP iktidarı savaş ve kan üzerine kurduğu iktidarında yeni DGM ve özel yetkili savcıları ile faşizmine dur diyenleri de “sözde” adalet sisteminde getirdiği kendi yargısıyla “adil biçimde” yargılayacak!
Çay toplayan Yargıtay ve Danıştay başkanları koltuklarını korudu
Erdoğan geçtiğimiz günlerde yüksek yargı başkanları ile (Danıştay-Yargıtay ve Sayıştay başkanları) yargının “tarafsızlığını” ve “bağımsızlığını” hiçe sayarak Rize’de hep birlikte çay toplamıştı. Kanundaki iki madde ile Yargıtay ve Danıştay başkanlarının görevleri devam edecek.
Ayrıca HSYK tarafından daha önce ataması yapılan Danıştay’dan 4, Yargıtay’dan 6 üyenin görevleri de sona ermeyecek. Kanun ile getirilen iki kez üst üste üye seçilememe kriteri, HSYK’nın Danıştay kökenli ve Yargıtay kökenli üyelerine uygulanmayacak. Bu 10 üye görevleri bitmesine üç ay kala ilgisine göre HSYK veya cumhurbaşkanınca yeniden Danıştay-Yargıtay üyesi seçilebilecek. HSYK veya Erdoğan çıkarlarına hizmet eden yüksek yargı mensuplarını yerlerinden tutacak. Çıkarlarına ters düşen yüksek yargı mensuplarını ise iki kez üst üste seçilememe kriterini gerekçe göstererek tasfiye edecek.
Hakim ve savcılara not sistemi getiriliyor
Daha önce hakim-savcılara puan veriliyordu. Hakim-savcılar aldıkları puanlara göre atanıyordu. Hakim-savcılarda eksi puan almamak için vicdani kanaatlerine ve dosya durumuna göre değil Yargıtay ve Danıştay kararları doğrultusunda karar veriyorlardı. Bu durum adil yargı ve hakimin tarafsızlığına açıkça aykırı olduğundan kaldırılmıştı. Yeni kanun ile getirilen “kanun yolu değerlendirme formu” ile hakim ve savcılara puan sistemi yerine not sistemi getiriliyor. Kanun ile “hükmün onanmış veya bozulmuş olması tek başına olumlu veya olumsuz değerlendirme yapılmasını gerektirmeyecek” ise de hakim-savcılara çok iyi, iyi, orta, zayıf gibi notlar verilmesi hakim ve savcıların baskı altında olmasına ve vicdani kanaatlerine göre değil Saray-AKP iktidarının şekillendirdiği Yargıtay ve Danıştay kararları doğrultusunda karar vermelerine neden olacaktır.
Yüksek yargıdaki tasfiye operasyonunun, paralel yapının tasfiyesinden sonra sıranın kendisine geldiğini düşünen milliyetçi, sosyal demokrat Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasında huzursuzluğa yol açtığı basına yansıdı. Ancak halkın adalete erişim hakkını yok edecek yargıdaki dönüşüm sürecinin de parçası olan kanuna karşı, son dönemde iktidar politikalarının destekçisi durumuna gelen Türkiye Barolar Birliği ve kimi baroların etkisiz açıklamaları dışında, henüz bir tepki gelişmedi.
Av. Sercan Aran
Bu yazı, 06.07.2016 tarihinde Sendika.org sitesinde yayımlanmış ve oradan alınmıştır.