Danıştay'ın bu kararı ile birlikte işçi avukatlar için uygulanan asgari ücret tarifesi uygulanmayacak ve böylece avukatların güvencesiz çalışması derinleşecek.
Danıştay 8. Dairesi “Bir Avukat Yanında, Avukatlık Ortaklığında veya Avukatlık Bürosunda Ücret Karşılığı Birlikte Çalışan Avukatların Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in” yürütmenin durdurulması kararı verdi.
Bir Avukat Yanında, Avukatlık Ortaklığında veya Avukatlık Bürosunda Ücret Karşılığı Birlikte Çalışan Avukatların Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik 26 Aralık 2015 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmişti.
Söz konusu yönetmelik, işveren avukatın ve işgören avukatın hak ve yükümlülükleri, aralarında yapacakları tip sözleşme, işgören avukatın çalışma esasları ve ücreti düzenlemekteydi. Adalet Bakanlığı söz konusu yönetmeliğin iptali ve yürütmenin durdurması istemiyle dava açmıştı. Danıştay 8. Dairesi 22 Eylül 2016 tarihinde oybirliğiyle yönetmeliğin yürütmesini durdurma kararı verdi. Danıştay 8. Dairesi kararında, yönetmelikte düzenlenen birçok konunun kişi ve hak ve hürriyetlerini ilgilendirmesi sebebiyle kanunla düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Toplumsalhukuk olarak görüşlerine başvurduğumuz İşçi Avukat Hakları Platformu Üyesi Öğr. Gör. Av. Sinan DERMAN, “Danıştay 8. Dairesi yürütmeyi durdurma gerekçesinde kanuni düzenleme vurgusu yapsa da daha önce aynı konulu yönergeye ilişkin iptal kararında konunun yönetmelikle düzenleneceği belirtmesine rağmen şimdi tamamen farklı bir yorumda bulunmaktadır” dedi. Derman, İşçi avukatların hak arama mücadelesini devam edeceğini belirterek sözlerine şu şekilde devam etti:
Kararın hukuki tartışmasının temelinde 4857 sayılı İş Kanunun temel özneleri, kanunun ruhu ve lafzı gereği, işçi ve işverendir. Yönetmeliğin temel özneleriyse “işveren avukat” ve hukuki temelden yoksun “yeni” bir kavram olarak işçi avukatlara sunulan“ işgören avukat” dır. Yönetmelik işveren avukat kavramını cömert bir şekilde İş Kanunu ruhuna ve lafzına uygun bir şekilde ortaya koyarken işçi avukat kavramına yer vermemesi denge mekanizmasını kuramadığını bize göstermektedir. Hatta ve hatta işçi avukat olmamız sebebiyle bu dengeyi kurarken pozitif ayrıcalık tanıması gerekirken işçi avukatları kavram tartışmasına çekmesi yönetmeliğin uygulanmasını azaltıcı bir tutumdur.
İşçi avukatın hak arama mücadelesini engelleyen Adalet Bakanlığı ve Danıştay 8. Hukuk Dairesinin yürütmeyi durdurma kararı kabul edilemez. Bu minvalde karşı tez olarak avukatın bağımsızlığı işçi avukatlık kavramının önünde bir engel değildir. Bir avukatın işçi avukat olması mesleğini ifa ederken bağımsızlığını ortadan kaldırmaz. Sorunun çözümünü yok etmek yapıcı değil; bozucudur. İşçi avukatların yönetmelikle kazandığı asgari ücreti, çalışma esas ve koşullarına ilişkin çalışma saatleri, fazla mesaisi ve yıllık izin hakları gibi sorunlarının çığ gibi daha da büyüyeceği aşikardır. Yönetmeliğin her ne kadar yürütmesinin durdurulması kararı verilse de uygulanması hususunda İşçi Avukat Hakları Platformu olarak yapmış olduğumuz çalışmaları hız kesmeden devam edeceğimizi ifade etmek isterim.
ToplumsalHukuk