Barolar halkın avukatı mı? – Av. Pınar Çelik Arpacı

Barolar halkın avukatı mı? – Av. Pınar Çelik Arpacı

Barolar halkın avukatı olmalıdır. Bu ancak baroların halkın avukatları tarafından yönetildiğinde gerçekleşebilecektir. Yoksa yüksek perdeden söylenen iddialı sözlerin altını dolduramazsanız, sözleriniz baro odalarında yankılanan gürültüden öteye de gidemez

Barolar halkın avukatı olmalıdır. Bu ancak baroların halkın avukatları tarafından yönetildiğinde gerçekleşebilecektir. Yoksa yüksek perdeden söylenen iddialı sözlerin altını dolduramazsanız, sözleriniz baro odalarında yankılanan gürültüden öteye de gidemez

Eskişehir Barosu Başkanı yüksek perdeden konuşmayı sever. Hemen hemen her fırsatta elleri ve kolları ile desteklediği konuşmasını “Barolar halkın avukatıdır” sözleri ile bitirir.

Bu sözün Eskişehir Barosu’nda ne anlama geldiğini tartışıyoruz birkaç haftadır. Zira Eskişehir Barosu Yönetim Kurulu, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı dahil olmak üzere 8 komisyon üyesini “bir daha aynı komisyona üye olmamak üzere” görevden aldı.

Ülkenin siyasi atmosferinin ve kullanılan argümanların nasıl hızlı yayıldığını da gördük yaşadığımız bu olayda. Eskişehir Barosu Yönetim Kurulu, “bizim Bakanlar Kurulu’ndan neyimiz eksik” dercesine KHK etkisi taşıyan ve “memuriyetten çıkarılma” işlemine göz kırpan bir “komisyon üyeliğine son verme kararını” oy birliğiyle alıverdi.

Kıyım Hükmündeki Kararname

Oysa aynı Baro Yönetim Kurulu daha birkaç ay önce KHK ve OHAL’in hukuksuzluğu üzerine konuşmaların yapıldığı ve Prof Dr. Metin GÜNDAY hocanın katıldığı “Olağanüstü Hal, Kanun Hükmünde Kararname ve Anayasa Değişikliği’ isimli bir panel düzenlemişti. Baro başkanı bu panelde yine yüksek perdeden “Kanun hükmünde kararname kıyım hükmünde kararname haline geldi” diyerek ülkede hukukun geldiği hali eleştirmişti. Salondan büyük alkış alan bu konuşmanın henüz kulaklarımızdaki çınlaması geçmemişti komisyondan atıldığımız zaman.

Aynası İştir Kişinin Lafa Bakılmaz

Çok konuşmak, güzel sözler söylemek bir şey ifade etmiyor yapıp ettikleriniz ortadayken. Bakanlar Kurulu’nun çıkarmış olduğu KHK’ya “kıyım hükmündeki kararname” dedikten sonra ortada hiçbir makul sebep yokken İnsan Hakları Komisyonu Başkanı’nın da içinde olduğu komisyon üyelerini “bir daha üye olmamak üzere” görevden alırsanız kıyımı kim yapmış olur sayın başkan? Sizin sevdiğiniz bir kelime dizini ile; “buradan soruyorum, evet buradan soruyorum”

Birkaç ay kadar önceye gidip en baştan anlatayım nasıl “kıyıma” uğradığımızı. Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu 16 Haziran tarihinde yaptığı toplantısında 20 Haziran 2017 tarihinde bir basın açıklaması yapmaya karar verdi. Basın açıklamasında milletvekili/gazeteci Enis BERBEROĞLU’nun tutuklanması, KHK ile işlerinden atılan ve açlık grevi yapan Nuriye GÜLMEN ve Semih ÖZAKÇA’nın yaşadığı süreç ile Avukatlık Kanunu Tasarısı eleştirilecekti. Ancak bu açıklamanın yapılması Eskişehir Barosu Yönetim Kurulu tarafından yasaklandı.

Bu yasaklama kararının doğru olmadığı komisyonun ilk toplantısı olan 11.07.2017 tarihinde komisyon üyelerince değerlendirildi. Bu durumun Baro Yönetim Kurulu’nun komisyon üzerinde bir vesayet ilişkisi oluşturduğu ve komisyonun çalışmasını engellediğine ilişkin bir eleştiri yazısının Eskişehir Barosu Yönetim Kurulu’na sunulması karar verildi. Aynı toplantıda Büyükada’da gözaltına alınan insan hakkı savunucularının durumuna ilişkin 14.07.2017 tarihine bir basın açıklaması yapılmasına da karar verildi.

Ancak 12.07.2017 tarihinde toplanan Eskişehir Barosu Yönetim Kurulu hukuk fakültelerinde “bir baro yönetim kurulu kararı nasıl hukuka aykırı karar alır” pratik çalışmasına konu olabilecek o şahane kararı ile 8 komisyon üyesini “biçti”.

İşte o hukuki (!) metin:

İnsan hakları komisyonunun 20.06.2017 tarihinde yapmayı öngördükleri basın açıklaması ile yine 11.07.2017 tarihli 1746 gelen evrak kayıt nolu dilekçeleri ekindeki aynı tarihli toplantı tutanağındaki karar: 2 numaralı kararda belirtilen hususla ilgili 14.07.2017 tarihinde yapmayı öngördükleri basın açıklaması 1136 sayılı Avukatlık yasasının 76, 95 ve 97 maddeleri ve Avukatlık Meslek Kuralları’nın 5. Maddesine aykırı olması gözetilerek Eskişehir Barosu Komisyonları Çalışma Yönergesinin 11/6 ve 13/1 maddeleri gereğince 11.07.2017 tarihli toplantı tutanağında adları geçen (komisyon üyelerinin) Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonundaki görevlerinin bir daha aynı komisyonda görev almamak kaydıyla sona erdirilmesine OYBİRLİĞİ ile karar verildi.

Peki Barolar Kimin Avukatı?

Bu anlatımız süreç adeta Eskişehir Barosu’nun sloganı haline gelen “Barolar halkın avukatıdır” sözünün altının doldurulmadığını gösteriyor. O zaman sormak lazım “barolar kimin avukatı?” ya da “ Eskişehir Barosu Yönetim Kurulu kimin avukatı?”:

Enis BERBEROĞLU’nun tutuklanmasına ses çıkarmak istemediğine göre Eskişehir Barosu bu tutuklama kararını verenlerin avukatı.

KHK ile memuriyetten ihraç edilen sonrasında açlık grevine başlayıp hakkını aramaya çalışan Nuriye GÜLMEN ve Semih ÖZAKÇA’nın yaşadığı hukuksuzluğa karşı basın açıklaması yapılmasını engellediğine göre onların ölmesine göz yumanların avukatı.

Avukatlık Kanunu konusunda eleştiri sunulmasını istemediğine göre hükümetin avukatı.

Son Söz Olarak…

Evet Barolar halkın avukatı olmalıdır. Bu ancak baroların halkın avukatları tarafından yönetildiğinde gerçekleşebilecektir. Yoksa yüksek perdeden söylenen iddialı sözlerin altını dolduramazsanız, sözleriniz baro odalarında yankılanan gürültüden öteye de gidemez.

Av. Pınar Çelik Arpacı