Anayasa Mahkemesi, gözaltına alındıkları sırada polisler aleyhine attıkları sloganlar nedeniyle 'hakaret' suçundan yargılanan 3 sanığa 13'er ay 3'er gün hapis cezası verilmesinin, ifade özgürlüğüne müdahale olduğuna karar verdi
Anayasa Mahkemesi, gözaltına alındıkları sırada polisler aleyhine attıkları sloganlar nedeniyle ‘hakaret’ suçundan yargılanan 3 sanığa 13’er ay 3’er gün hapis cezası verilmesinin, ifade özgürlüğüne müdahale olduğuna karar verdi
AYM kararında “Kalıplaşmış sloganlar, kitlesel eylemler yapan bazı grupların kolluk güçleri ile karşılaştıkları durumlarda sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlamda, ‘katil polis hesap verecek’ şeklindeki sloganın genel nitelikli olduğu değerlendirilmiş ve başvuru konusu olayda görev yapan polislerin kişisel şeref ve itibarına yönelik olmadığı kabul edilmiştir” denildi.
Anayasa Mahkemesi kararının tam metnini okumak/indirmek için tıklayınız.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polisler, 1 Mayıs 2012’de yaşanan olayların ardından, İstanbul 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen yakalama ve inceleme kararı doğrultusunda 14 Mayıs 2012 günü, Paylaşma ve Dayanışma Derneği’ne baskın düzenledi. Baskın sırasında dernekte bulunanlar ile polisler arasında tartışma çıktı. Polisler, haklarında yakalama kararı bulunan isimlerden Furkan Çelik’i gözaltına almak istedi. Ancak arkadaşları direndi. Çıkan arbede sonucunda Çelik ile birlikte arkadaşları Deniz Benol ve Oğulcan Akdoğan da gözaltına alındı. Furkan Çelik ve arkadaşları, gözaltı işlemi ve polis merkezine götürülürken, “Katil polis hesap verecek”, “Direne direne kazanacağız”, “Baskılar bizi yıldıramaz” şeklinde sloganlar attı.
Hapis ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Polislerin şikayeti üzerine 3 şüpheli hakkında İstanbul Anadolu 36’ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 13 Mayıs 2014 günü görülen karar duruşmasında mahkeme Furkan Çelik, Deniz Benol ve Oğulcan Akdoğan’ı, ‘polis memurlarına görevlerinden dolayı hakaret’ suçundan 13’er ay 3’er gün, ‘memurlara görevlerini yaptırmamak için direnme’ suçundan da 7’şer ay 15’er gün hapis cezası verdi. Mahkeme 2 hükmün de açıklanmasının geri bırakılmasını kararlaştırdı.
AYM’ye Başvurdular
Çelik, Benol ve Akdoğan, üst mahkemeye yaptıkları itirazın reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen AYM, İçişleri Bakanlığı’nın görüşüne başvurdu. Bakanlık yüksek mahkemeye bildirdiği görüşünde, “‘Katil polis hesap verecek’, ‘direne direne kazanacağız’, ‘baskılar bizi yıldıramaz’ şeklindeki sözlerin kamu görevlilerine duyulan güveni sarsmak amacıyla gerçekleştirildiği ve başvurucuların olay günü görevli polislere, polis aracı içinde cebir ve şiddet göstermeleri, müdahalenin gerekli olduğunu göstermiştir” dedi.
Kalıplaşmış Sloganlar Suç Değildir
AYM, başvuruları sonuçlandırarak, yerel mahkemenin ‘polis memurlarına görevlerinden dolayı hakaret’ suçundan ceza vererek, ifade özgürlüğüne müdahalede bulunduğunu bildirdi. Kararda şu ifadelere yer verildi:
Sloganların bir gösteri esnasında değil gözaltı işlemi sırasında ve bu işlemi yapan polislerin yüzüne karşı atılmış olması dolayısıyla sloganlarda geçen ‘Katil polis’ ifadesinin görevli polislere karşı hakaret teşkil ettiği gerekçesiyle başvurucuların cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu sloganlar yakalama ve gözaltı işlemi sırasında atılmıştır. Dolayısıyla kelime anlamı itibarıyla ele alındığında rahatsız edici bir içeriğe sahip olan ‘Katil polis hesap verecek’ şeklindeki sloganın -başvurucuların bakış açısından- kolluk kuvvetlerinin muamelelerine karşı eleştiri amacıyla atıldığı değerlendirilmiştir.
Başvurucuların hakaret suçundan cezalandırılmalarına neden olan sloganın görevli polisleri hedef aldığı konusu da kuşkuludur. Yakalama ve gözaltı sırasında kullanılan kalıplaşmış sloganlar, kitlesel eylemler yapan grupların kolluk güçleri ile karşılaştıkları durumlarda sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlamda ‘Katil polis hesap verecek’ şeklindeki sloganın genel nitelikli olduğu değerlendirilmiş ve başvuru konusu olayda görev yapan polislerin kişisel şeref ve itibarına yönelik olmadığı kabul edilmiştir. Bu kapsamda derece mahkemelerinin başvuruya konu olayın somut koşullarını gözetmediği, hakaret olarak kabul edilen sözlerin söylendiği bağlam gözetilmeksizin değerlendirme konusu yapıldığı sonucuna varılmıştır.
Yargılama Yeniden Yapılacak
Yüksek Mahkeme, ‘hakaret’ suçu bakımından verilen hapis ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, ‘demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk koşulunu sağlamadığını’ belirterek, başvurucuların ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğini kaydettti. İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için de yeniden yargılama yapılması gerektiğine karar verdi. AYM,, ihlal kararının bir örneğini yeniden yargılama yapılması için İstanbul 36’ncı Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
toplumsalhukuk /Cumhuriyert