Türkiye ile Avrupa arasındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığı krizi devam ediyor. Türkiye’nin, görev süresi dolan Işıl Karakaş’ın yerine önerdiği adayları, seçimi yapacak olan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ndeki özel komisyon ikinci kez mülakata bile çağırmadan reddetti
Türkiye ile Avrupa arasındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığı krizi devam ediyor. Türkiye’nin, görev süresi dolan Işıl Karakaş’ın yerine önerdiği adayları, seçimi yapacak olan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ndeki özel komisyon ikinci kez mülakata bile çağırmadan reddetti
Türkiye ile Avrupa arasında önemli bir kriz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıçlığında yaşanıyor. Türkiye’nin, 30 Nisan 2017’de görev süresi dolan AİHM yargıcı Işıl Karakaş’ın yerine aday göstermek için belirlediği 3 kişilik liste, seçimi yapacak olan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nden (AKPM) ikinci kez döndü. Geçtiğimiz mart ayında birinci tur seçimlerinde de Türkiye’nin önerdiği üç aday mülakata dahi çağrılmadan geri çevrilmişti.
Türkiye, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ergin Ergül, 8 Temmuz’da Yargıtay Üyeliği’ne seçilen ve adaylık sürecinde Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olan Basri Bağcı ile Hollanda’da yaşayan avukat Fatma Arslan’ı aday gösterdi. Konsey’in gerekli kriterleri taşımadıkları gerekçesiyle mülakata bile çağırmadan ikinci listeyi de geçen Haziran ayında geri çevirdiği ortaya çıktı. Kulislere yansıyan bilgiye göre Türkiye’nin hükümete yakın bürokrat ve türbanlı aday göstermesi ret kararında etkili oldu.
AİHM yargıcı Işıl Karakaş’ın 9 yıllık görev süresi geçen nisan ayı sonu itibarıyla sona erdi. Türkiye’nin AİHM’ye göstereceği aday listesi için çalışmalar geçen yılın aralık ayı sonu itibarıyla başladı. Mevzuat gereği AİHM yargıçlığı için ülkeler, en az biri kadın olmak üzere 3 aday gösteriyor. Seçimi yapmaya yetkili organ olan AKPM’de ön elemeyi, özel komisyon da denilen alt komisyon yapıyor. AKPM Genel Kurulu, çok ekstrem bir durum olmadığı takdirde komisyonun önerdiği ismi seçiyor.
‘Yeterli kriter’ vurgusu
Türkiye, aralarında İnsan Hakları Daire Başkanı Dr. Hacı Ali Açıkgül’ün de bulunduğu 3 adaydan oluşan ilk listeyi, 2016 Aralık ayında AKPM’ye iletti. Ancak adayların seçimini incelemekle görevli olan komisyon, adayların yeterli kriteri taşımadıklarını belirtip “gözden geçirin” diyerek, listeyi geri çevirdi. Bunun üzerine Türkiye, ikinci kez isimleri belirleyerek, AKPM’ye iletti. Türkiye’nin ikinci listesinde, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Basri Bağcı, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ergin Ergül ile Hollanda’da 2002’den bu yana avukatlık yapan Fatma Arslan aday olarak yer aldı. AKPM, ikinci listeyi de resmi gerekçe olarak “gerekli koşulları taşımadıkları”nı savunarak geri çevirdi. Kulislerde ikinci listenin de çevrilmesinin en önemli nedeninin hükümetin kendisine bağlı bürokratlar ile türbanı “siyasal simge” olarak nitelendiren ve kamusal alanda kullanılmasına karşıt kararlarıyla bilinen AİHM’ye, türbanlı aday gösterme konusundaki ısrarı olduğu belirtiliyor. İkinci listenin de reddedilmesi nedeniyle Işıl Karakaş, 2018 başına kadar görevini sürdürecek.
AKPM, 2007 yılında da AİHM yargıcı Rıza Türmen’in görev süresinin dolmasının ardından Türkiye’nin sunduğu ve Prof. Dr. Ruşen Ergeç, Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ve Prof. Dr. Arzu Oğuz’dan oluşan aday listesini “çok fazla seviye farkı olduğu” gerekçesiyle iade etmişti. Türkiye’nin gönderdiği ikinci listeden Işıl Karakaş, AİHM yargıçlığına seçilmişti.
Aranan kriterler
AİHM yargıç adaylarının ilgili ülkeler tarafından “şeffaf” kriterlere göre belirlenmesi, İngilizce ve Fransızcayı çok iyi bilmesi, “yüksek ahlaki kriterlere sahip olması”, hukuk fakültesi mezunu veya hukuk bilgisinin yeterince verildiği siyasal bilgiler, iktisadi idari ilimler fakültelerinden birini bitirmiş olması isteniyor.
Aday öğretim üyesi ise en az doçent, yargıçsa birinci sınıf yargıç olmak zorunda. Aday avukatlarda ise en az 15 yıllık mesleki deneyim aranıyor. Adayların Türk hukuk sistemi ve uluslararası kamu hukuku alanında yetkin olmak, seçilmeleri halinde görevleri süresince bağımsızlıkları ve tarafsızlıkları ile bağdaşmayan veya görevlerini tam zamanlı olarak yerine getirmelerine engel olacak başka bir işle meşgul olmamayı taahhüt etmeleri gerekiyor.
toplumsalhukuk