Çanakkale 5. Asliye Ceza Mahkemesi 17-25 Aralık yolsuzluk protesto sırasında Çanakkale'de gerçekleştirilen eylemde “katil Erdoğan, hırsız Tayyip Erdoğan" sloganı attıkları için haklarında Cumhurbaşkanı'na hakaret ettikleri iddiası ile dava açılan 16 kişinin beraatine karar verdi
Çanakkale 5. Asliye Ceza Mahkemesi 17-25 Aralık yolsuzluk protestosu sırasında Çanakkale’de gerçekleştirilen eylemde “katil Erdoğan, hırsız Tayyip Erdoğan” sloganı attıkları için haklarında Cumhurbaşkanı’na hakaret ettikleri iddiası ile dava açılan 16 kişinin beraatine karar verdi
17 Aralık 2014 tarihinde Erdoğan ve bir çok AKP’linin yolsuzluk yaptığına ilişkin haberlerin medyada yer almasının ardından Çanakkale’de durumu protesto etmek için basın açıklaması yapan grubun “hırsız var, katil Erdoğan, hırsız Tayyip Erdoğan, hırsız var, katil var, zam, zulüm, işkence, işte AKP, her yer rüşvet, her yer hırsızlık, hırsızlar sarayda, yoksullar sokakta, yolsuzluklardan hesabı gençlik soracak, hırsızlara karşı omuz omuza, hırsız AKP üniversitelerden defol, Çanakkale faşizme mezar olacak” sloganlarını attıklarından bahisle haklarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettikleri iddiasıyla 16 kişi hakkında dava açıldı.
“Siyasetçilerin bu duruma katlanması gerekir”
Çanakkale 5. Asliye Ceza Mahkemesi bugün (10 Mart) verdiği kararda; Cumhurbaşkanı’nın sahip olduğu ayrıcalıklı hak ve yetkiler dikkate alındığında bunlarla aynı orantılı olarak önemli ve geniş sorumlulukların yüklenmiş olması, bu sorumluluklar çerçevesinde yapılan kırıcı, rahatsız edici, bilgi ve düşüncelerin de ifade edilebileceği, bunların demokratik toplumların vazgeçilmezi olan çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin gereklerinden olup, sözlerin eleştirisel nitelikte olduğu, hakaret kastı taşımadığı yine söylenen sözlerin siyasetin gereği olduğu ve siyasetçilerin bu duruma katlanması gerekir diyerek sanıkların beraatine karar verdi.
Mahkemenin beraat kararının gerekçesinin tamamı ise şöyle:
Doğal haklardan kabul edilen ifade özgürlüğü çoğulcu demokrasilerde vazgeçilemez ve devredilemez bir niteliğe sahiptir. Düşünce özgürlüğü, insanın özgürce fikirler edinebilme, edindiği fikir ve kanaatlerinden dolayı kınanmama, bunlar meşru yöntemlerle dışa vurabilme imkan ve özgürlüğüdür. İfade özgürlüğü demokrasinin “olmazsa olmaz” şartı olan bir çok hak ve özgürlüğü temeli, yine kişisel ve toplumsal gelişmenin de kaynağıdır, bu özelliğinden dolayı ifade özgürlüğü temel hak ve özgürlükler kapsamında değerlendirilerek birçok Uluslar arası belgeye konu olmuş T.C. Anayasasında da ayrıntılı düzenlemelere tabi tutulmuştur.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ait kararlar ile de sabit olduğu üzere, her ne kadar sanıklar tarafından söylenen sözler incitici nitelikte olsa da mağdurun Cumhurbaşkanı olarak sahip olduğu ayrıcalıklı hak ve yetkiler dikkate alındığında bunlarla aynı orantılı olarak önemli ve geniş sorumlulukların yüklenmiş olması, bu sorumluluklar çerçevesinde yapılan kırıcı, rahatsız edici, bilgi ve düşüncelerin de ifade edilebileceği, bunların demokratik toplumların vazgeçilmezi olan çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin gereklerinden olup, sözlerin eleştirisel nitelikte olduğu, hakaret kastı taşımadığı yine söylenen sözlerin siyasetin gereği olduğu ve siyasetçilerin bu duruma katlanması gerekmekte olup, sanıklara atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla sanıkların yasal unsurları oluşmayan atılı suçtan CMK 223/2-c maddesi uyarınca ayrı ayrı BERAATİNE karar verildi.
Gerekçeli kararın tam metnini okumak/indirmek için tıklayınız.
Yerel Mahkeme; Cumhurbaşkanı’na “diktatör” demek suç değildir
toplumsalhukuk