KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Merkez yönetici Av. Barkın Timtik tutuklandı
Daha önce İç İşleri Bakanlığı’nın kararı ile faaliyeti durdurulan daha sonra 677 sayılı KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) genel merkez yöneticisi Av. Barkın Timtik, 15 Aralık 2016 tarihinde Büyükçekmece Kuruçeşme Cemevinde gözaltına alınmasının ardından dün gece(20 Aralık) çıkarıldığı İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla tutuklandı
KHK ile kapatılan ÇHD ve Halkın Hukuk Bürosu üyesi avukat Barkın Timtik, Tunceli Ovacık’ta polis noktasında öldürülen Oğuz Meşe için çarşamba günü Kıraç Cemevi’nde verilen yemeğe polisin müdahelesinde 25 kişiyle birlikte gözaltına alındı. Timtik’in müdafiileri 4 gün sonra Timtik ile Kıraç Polis Merkezi’nde görüştü. Timtik’in darp edildiği, yüzünde ve gözünün altında morluklar olduğu belirtildi. Timtik, kendisiyle görüşen avukatlara, polisin yaşlı kadınlar ve küçük yaşta çocuklar olmasına karşın cemevindeki yemeğe gaz bombaları ve plastik mermilerle müdahale ettiğini, kendisinin de plastik mermilere maruz kaldığını, saçlarından sürüklenerek gözaltına alındığını, polis aracında kendisine yumruk atıldığını ve üzerine silah doğrultularak tehdit edildiğini anlattı.
20 Aralık günü tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen Timtik İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı ile tutuklandı. Tutuklama kararının ardından Timtik şöyle konuştu:
Halk çocukları sahipsiz değildir, biz kazanacağız! Baskılar, gözaltılar, işkenceler, tutuklamalar bizi yıldıramaz. Halkın avukatlığını yapmaya devam edeceğiz, devrimci avukatlık yapmaya devam edeceğiz. Biz kazanacağız.
Avukatları mesleğini yapamaz hale getirmek istiyorlar
Timtik’in gözaltına alınması ve tutuklanması süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan ÇHD üyesi ve Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Av. Aytaç Ünsal “Bu avukatlara ve halka gözdağıdır. Halkı avukatsız bırakma, adalet mücadelesini engelleme istemidir” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Avukatları, mesleğini yapamaz hale getirmek istiyorlar. Bu avukatlık pratiği 1974’ten beri Halit Çelenk’lerin, Niyazi Ağırnaslı’ların ve birçok adalet savunucusunun yürüttüğü bir gelenektir. 12 Eylül’de cunta, 1990’larda kontgerilla infazları gördü. Öldürülen, kaybedilen, dilekçe verdiği için gözaltına alınıp işkence gören avukatlar oldu. Biz avukatlar olarak da ÇHD olarak da buna boyun eğmeyeceğiz ”
ÇHD’den açıklama: Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğliyoruz!
Timtik’in tutuklanmasının ardından ÇHD tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Üzgün Olmaktansa, Öfkeli Olmayı Yeğliyoruz!
Derneğimiz Genel Merkez Yöneticisi, dostumuz, yoldaşımız Barkın Timtik, dün gece çıkartıldığı sorgu hakimliğince tutuklandı. Bu tutuklama karşısında hukuksal bir tartışma yapacak değiliz. Hukuk ve adaletin esamesinin okunmadığı, artık sadece medyanın değil ama yargının bir bütün olarak sahibinin sesi olduğu, yalan ve manipülasyonların gerçeğin ve erdemin yerine geçtiği bu günlerde, hukuka dair tartışma yapmayı zul sayıyoruz.
Bu nedenle düzeltiyoruz; Derneğimiz Genel Merkez Yöneticisi, dostumuz, yoldaşımız Barkın Timtik, dün gece gölgesinden korkan ve faşizme biat dışında bir yol bilmeyen savcı ve hakimlerin el birliği ile tutsak alındı. Elbette üzgün değiliz, öfkeliyiz.
Zira içinden geçtiğimiz bu sürecin bir cinnet hali değil, aksine, sistematik ve bilinçli olarak tırmandırılan faşizm olduğunu biliyoruz.
Faşizmde ezilen halklar için güvenlik yoktur.
Faşizmde ezilen halklar için akıl sağlığı, mutluluk, güler yüz yoktur.
Faşizm sürekli arkanı kollamaktır, korkudur, tekinsizliktir.
Faşizmin halklara tek vaadi, onları birbirine boğazlatmak, katletmek, hapsetmek, akıl almaz yollarla an ve an işkence yapmaktır.
Ve bir kez daha altını çizmek isteriz ki; faşizm, bekleyerek, durarak, susarak geçmeyecektir. Faşizmin en büyük dostu hep korku ve sükunet olagelmiştir. Panzehri de, her düzeyde, nefes alınan her alanda, onurundan, umudundan, insanlığından vazgeçmeden direnmektir.
Yıllar önce Ulrike Meinhof’un dediği gibi; ya sorunun bir parçasısındır ya da çözümün. Bu, evet zor da olsa, bu kadar basit ve ikisinin ortasında bir şey yok!
İlk değil
Avukatlara yönelik şiddet, işkence ve gözaltı uygulamaları ilk değil. Geçtiğimiz günlerde de Adana Barosu Cezaevi Komisyonu başlanı Av. Tugay Bek’in gözaltında darp edildiği ve zorla ters kelepçe takıldığı ortaya çıkmıştı. 7 Aralık’ta ÇHD üyesi Av. Süleyman Gökten’in Kartal Adliyesi’nde polisler ve özel güvenlikçiler tarafından darp edilerek burnunun kırıldığı, aynı gün ÇHD üyesi Av. Günay Dağ’ın hakkında ihbar olduğu gerekçesiyle Malatya’dan dönerken uçakta gözaltına alındığı ve 4 saat gözaltında tutulduğu, 16 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasının ardından Siirt’in Şirvan ilçesine giden ÇHD Üyesi Av. Ayşegül Çağatay polis merkezinde savcının bilgisi olmadan gözaltına alındığı basına ve kamuoyuna yansımıştı. KHK ile kapatılan Mezopotamya Hukukçular Derneği(MHD) Mardin Şubesi Eş Başkanı Seher Acar ile dernek üyesi avukatlar; Mahmut Bingöl, Feyzi Atsız ve Ziya Baği ’nin 17 gün gözaltında tutulduktan sonra 9 Aralık’ta gizli tanık ifadeleriyle “örgüt üyesi” iddiasıyla tutuklanmıştı.
toplumsalhukuk