Tüm dünya korona virüsü salgını ile mücadele ediyor. Salgında emekçiler kendilerini koruyacak araçlardan yoksun şekilde yaşam kavgası veriyor. Toplumsalhukuk evden çalışma, yıllık izin, ücretsiz izin, kısa çalışma, çalışmama hakkı gibi sorulara yanıt veren bir broşür hazırladı
Tüm dünya korona virüsü salgını ile mücadele ediyor. Salgında emekçiler kendilerini koruyacak araçlardan yoksun şekilde yaşam kavgası veriyor. Toplumsalhukuk evden çalışma, yıllık izin, ücretsiz izin, kısa çalışma, çalışmama hakkı gibi sorulara yanıt veren bir broşür hazırladı
“Korona Virüsü Ve Çalışma Yaşamında Haklarımız” Broşürüne ulaşmak için tıklayınız.
KORONA VİRÜSÜ VE ÇALIŞMA YAŞAMINDA HAKLARIMIZ
Tüm dünya korona virüsü salgını ile mücadele ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün “Koronavirüs Hastalığı Saldırısı” diye tabir ettiği salgında emekçiler kendilerini koruyacak araçlardan yoksun şekilde yaşam kavgası veriyor.
Dünya genelindeki virüs salgını karşısında emekçilerin kendilerini öldürtmeme, yaşamda kalma mücadelesinde, sınıf mücadelesinin hukukileşmiş güncel kazanımları gerekli çözümleri sunamıyor. Temel haklarımızı güvence altına alan yasalar, böylesi bir salgınla daha önce sınanmamıştı. Yaşamda kalmak için ücretli izin hakkı, temel zorunlu üretim dışında üretimin durdurulması, emekçilerin beslenme, barınma gibi yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması gibi talepler emekçilerin ortak talepleri olarak dünyanın dört bir yanında dile getiriliyor.
Ülkemizde de her ne kadar iktidar tarafından virüs salgınına karşı birtakım tedbirler açıklanmaktaysa da, bu tedbirler emekçilerin yaşam hakkını güvence altına almaktan uzak, sermayeyi korumaya yönelik tedbirlerden ibaret.
Kısmen daha güvenceli kamu emekçileri açısından idari izinler, vardiyalı çalışma gibi kimi tedbirler alınırken; aynı işyerlerinde taşeron firmalar aracılığıyla istihdam edilen işçiler veya özel sektörde çalışan işçiler açısından ise herhangi bir düzenleme yapılmıyor.
Çalışmaya devam eden işçiler için riskler devam ediyor. Yine çalışmaya ara veren işyerlerinde ise; yıllık izin kullandırma, ücretsiz izne çıkarma gibi uygulamaların emekçilerin menfaatine olmadığı aşikar.
Korona salgınında emekçilerin yaşamda kalma mücadelesi, salgın sonrasında da devam edeceği muhtemel ekonomik yıkım sürecinde gelişecek mücadelelerle birlikte değerlendirildiğinde, emeğin haklarının geliştirilmesi açısından kurucu bir anlam taşıyor.
Yasal mevzuat işçilerin acil yaşamsal taleplerine acil çözümler üretemese de yasal kazanımlarımızı sermayenin ve koronanın saldırısına karşı korumayı ve ilerletmeyi temel alıyoruz. Korona salgını karşısında yasal mevzuatı “önce yaşam” diyerek zorlamayı kendimize görev biliyoruz.
Broşürümüzde temel olarak pek çok işçi arkadaşımızın sorduğu sorularla kısaca yanıt vermeyi amaçlıyoruz.
Ancak bu kriz sürecinde emekçilerin ortak taleplerinin hayata geçebilmesi ve yasal hak kullanımının güvence altına alınabilmesi için işyerlerinde sorun yaşayan işçi arkadaşlarımızı, sendika üyesi olmasalar da çalıştıkları iş kollarında yetkili sendikalarla iletişime geçmelerini öneriyoruz.
Broşürümüzde öncelikle, evden çalışma, yıllık izin, ücretsiz izin, kısa çalışma, çalışmama hakkı gibi sorulara yanıt verilecektir:
Evden Çalışma Talebini Kabul Etmek Zorunda Mıyım?
Uzaktan çalışma yapılması mümkün olan kimi işlerde korona salgını sonrası evden çalışma sistemine geçilmiştir. İş güvenliğinin olmadığı işyerlerinde çalışmak veya işten çıkarılmaktansa evden çalışma sistemi talep edilir olmuştur.
İş Kanunu’nda uzaktan çalışma; “işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi” olarak tanımlanmıştır. Uzaktan çalışmaya uygun işlerde evde çalışma önerisinin kendisinin ve halk sağlığının korunması amacıyla öncelikle işçi tarafından kabul edilmesi gerekir. Evde çalışma sistemine geçileceği işçiye yazılı olarak bildirilerek 6 iş günü içerisinde yazılı onay alınması gerekir. Aksi durumda işçi bu öneriyi reddetmiş sayılacaktır. Yazılı onay vermeden fiilen evde çalışmaya başlanılması da fiili onay anlamına gelecektir.
Evden Çalışma Sisteminde İşveren Çalışma Saatleri Dışında Çalışmamı Talep Edebilir mi?
Birçok işletme evden çalışma sistemine geçti. Burada evden çalışma yürüten emekçilerin varsa sözleşme, yoksa da yasal 45 saatlik çalışma sürelerine dikkat etmeleri önem arz ediyor. İşvereniniz evden çalışma yürüttüğünüz için sizden sözleşmenizdeki çalışma sürenizden ve her hâlükârda -ara dinlenmesi hariç – haftalık 45 saatin üzerinde çalışma talep edemez. Evde de olsanız ara dinlenmelerinizi kullanma hakkınız devam etmekte. Yine işyerinizdeki olağan mesai saatleri dışında da çalışma yapmanız talep edilirse bunu yerine getirmek zorunda olmadığınızı ya da mesai ücretinizin ödenmesi gerektiğini hatırlatmak isteriz.
İşyerinde İşveren Yıllık İzne Çıkardı, Bu Yasal Mı? Reddedebilir Miyim?
Dinlenme hakkı Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Yıllık izin de dinlenme hakkı kapsamındadır. Korona nedeniyle kullandırılan yıllık izinlerin “dinlenmeye” hizmet etmediği açıktır. Ancak pek çok patron ve işçi açısından işten çıkarma yerine sürecin nasıl ilerleyeceği belirginleşinceye kadar bir tercih olarak görülmektedir. Ücretli izin hakkı talebi bu dönem işçiler açısından yaşamsal bir taleptir.
İş Kanunu açısından bir değerlendirme yapacak olursak;
Hukukumuzda, yıllık iznin ne zaman kullandırılacağı konusunda işverenin düzenleme yetkisi bulunmaktadır. Buna göre, işveren hakkaniyet kuralları dahilinde kendi belirlediği zamanlarda işçiyi ücretli yıllık izne çıkarabilir. Nitekim Yargıtay da bir kararında “Yıllık ücretli izin ile hafta tatilinin süresi İş Kanunu’nda nispi emredici olarak düzenlenmiş olup, işçinin belli bir süre çalışması durumunda hak edeceği yıllık izin ve hafta tatilinin kullanılacağı zamanı belirleme yetkisi yönetim hakkı kapsamında işverene tanınmıştır.” Şeklinde hüküm kurmuştur. Bu sebeple, eğer işçinin kullanılmamış yıllık izni varsa, ücretsiz izin veya fesih yerine işverenin ücretli yıllık izne çıkarma kararını işçiler reddedemeyecektir.
İşveren Ücretsiz İzne Çıkardı, Kabul Etmek Zorunda Mıyım? Etmezsem Neler Yapabilirim?
Ücretli izin işçilerin ortak talebidir. Sosyal devletin görevi olduğu gibi, emekçilerden alınan vergilerin, işsizlik sigortasının sermayeye yağmalatılmaması durumunda bu kaynaklardan karşılanabilecek bir taleptir.
İş Kanunu çerçevesinde değerlendirme yapacak olursak;
İşverenin, işçisini tek taraflı beyanıyla ücretsiz izne çıkarması mümkün değildir. İşverenin işçisini ücretsiz izne çıkarabilmesi için mutlaka işçinin yazılı onayı gerekmektedir. Eğer işçi onay vermezse ve işveren yine de ücretsiz izne çıkarırsa, bu durumun işverenin “haksız olarak işçiyi işten çıkardığı anlamına” gelmektedir. Ayrıca tek taraflı ücretli izin uygulaması yapıldığında, kabul etmeyen işçi çalışmış gibi ücretine de hak kazanır.
Kısa Çalışma Ödeneği Nedir? Nasıl Başvurulur?
Ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere (Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir.) sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan ödeneğe “kısa çalışma ödeneği” denmektedir.
Kısa çalışma ödeneği için işveren İŞKUR’a başvuru yapar. Başvuru sonucunda, iş müfettişlerince işyerinin zorlayıcı sebeplerden etkilendiğinin tespit edilmesi gerekir. Normalde, işverenin talebini İŞKUR Yönetim Kurulu karar bağlar. Ancak deprem, yangın, salgın hastalık gibi durumlarda, Yönetim Kurulunun kararı aranmaz.
Kısa çalışma ödeneğinden işçilerin yararlanması için gereken şartlar şunlardır:
- İşverenin kısa çalışma talebinin iş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu uygun bulunması,
- İşçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte, çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması (Kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 60 gün hizmet akdine tabi olanlardan son üç yıl içinde en az 450 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olanlar),
- İş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu kısa çalışmaya katılacaklar listesinde işçinin bilgilerinin bulunması, gerekmektedir.
Giriş bölümünde belirtildiği üzere pek çok işçinin işsizlik ödeneğinden faydalanma ve yine buna bağlı olarak kısa çalışma ödeneğinden faydalanma koşullarını taşımıyor olabileceği değerlendirilerek, işçinin ödediği fondaki paranın işçilere harcanması gerektiği de gözetilerek işsizlik ödeneğinden faydalanma koşulları kolaylaştırılmalıdır.
İşveren İşten Çıkardı İşe İade Yoluna Başvurabilir Miyim?
Evet başvurulabilir. İşveren işten çıkardıktan itibaren 30 gün içinde arabulucuya başvurulması gerekmektedir. Arabuluculuk sonucunda anlaşılamazsa, işçi tarafından anlaşılamama tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde iş mahkemesinde işe iade davası açılması gerekmektedir.
İşveren İşten Çıkardı İşsizlik Maaşına Başvurabilir Miyim?
İşsizlik ödeneğinin şartları şunlardır:
- Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak,
- Ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık sebebiyle işten çıkarılmamış olmak
- Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olmak,
- Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,
- Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvurmak.
Bu şartları sağlayan işçiler, işsizlik ödeneği için kuruma başvuru yapabilir. Dolayısıyla işçi eğer, ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılıktan işten çıkarılmadı ise işsizlik ödeneği alabilecektir.
İşyerinde Korona Virüs Vakası Görüldü, Çalışmaya Devam Etmek Zorunda Mıyım?
Korona vakasının görüldüğü durumda İlçe Sağlık Müdürlüğü’nün olaya el koyması ve yakın temaslılara test yapması gerekmektedir. Test yapılacak kişiler, kişiyle yakın temasta olan (1 metreden az mesafede 15 dk süresince) işçilerdir. Bu işçilerin de 14 gün izole edilmesi gerekir.
Yapılan testte Korona bulgusuna rastlanmadığı sürece işçi hastanede değil evinde izole edilir. Bu sürede de işçiye sağlık raporu verilir. Eğer süreç doğrudan İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından takibe alınmadı ve virüs tespit edilen işçiyle yakın temasta olan işçilere test yapılmadıysa, bu koşulları taşıyan işçiler kendileri İlçe Sağlık Müdürlüğüne başvurabilir.
Bu nedenle bir işçide Korona tespit edilmiş olması, işyerindeki tüm işçilerin çalışmaktan kaçınma hakkını kullanmasının gerekçesi değildir. Ancak işveren sağlıklı çalışma koşullarını sağlamak zorundadır.
Peki, İşyerinde Bir Arkadaşımda Virüsün Tespit Edilmesi Gerekçesiyle İşten Ayrılırsam Haklarımı Alabilir Miyim?
Sağlık gerekçesiyle iş akdinin feshi, işçi açısından haklı nedenle fesih gerekçeleri arasında sayılmıştır. İş Kanunu’na göre “İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi, bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.” işçi iş akdini haklı nedenle feshedebilir. Haklı nedenle iş akdini fesheden işçi yasal işçilik alacaklarını alır.
Toplu Çalışılan İşyerlerinde Gerekli Tedbirlerin Alınmaması Durumunda Çalışmama Hakkımız Var Mı?
Yine 6331 sy. Kanunun 13. Maddesi uyarınca işçiler çalışmaktan kaçınabilir. Ancak böyle bir durumda işçilerin önceden işverene ya da varsa İSG Kuruluna yazılı başvuru yapması gerekmektedir. İşveren veya kurul bu başvuruyu derhal inceler ve kabul ederse, işçiler çalışmaktan kaçınabilir. Bu durumda da işveren işçilerin haklarını kısıtlayamaz.
İşyerinde Korona Bulaşırsa Tazminat Hakkım Var Mıdır?
Korona virüsünün işyerinde çalışırken bulaştığı ispatlanırsa, örneği işyerinde birden fazla işçide aynı anda hastalık görülürse, hastaneye gidildiğinde “iş kazası” olarak giriş yapılması sağlanmalıdır.
Sonrasında SGK’ya işkazası başvurusu yapıldığında işyerinde inceleme yapılacak ve işçi çalışmadığı sürece işgöremezlik ödeneği ve ücretsiz sağlık yardımından yararlanacaktır. Kalıcı bir hasar bulunması durumunda ise, SGK işçiye veya vefatı halinde yakınlarına maaş bağlayacaktır.
toplumsalhukuk