Toplumsal Hukuk Kadın korona salgını sürecinde artan ev içi şiddete dikkat çekerek, devletin şiddete karşı alması gereken tedbirleri içeren taleplerini, yaptığı açıklama ile duyurdu
Toplumsal Hukuk Kadın korona salgını sürecinde artan ev içi şiddete dikkat çekerek, devletin şiddete karşı alması gereken tedbirleri içeren taleplerini, yaptığı açıklama ile duyurdu
Açıklamanın tam metnini aşağıdan okuyabilir ya da hazırlanan broşüre twitter veya instagram hresaplarında ulaşabilirsiniz.
“Evde Kalmak” Virüsü Durdurur Ama Ev içi Şiddeti Arttırır!
Dünya Sağlık Örgütü’nün COVID-19 (koronavirüs) ‘un pandemik (salgın) olduğunu açıklamasının ardından, Türkiye’de de yönetimsel anlamda birçok salgını önleyici kararlar alınmaya, bu kararlar kamuaoyu ile paylaşılmaya ve uygulamaya geçirilmeye başlanmıştır. Bu önlemlerin en önemlisi, devletler tarafından ülkelerinde yaşayanlara yapılan “EVDE KALIN” çağrısı olmuştur. Hatta bu birçok ülkede sadece çağrı ile kalınmamış, sokağa çıkma yasağı tedbir olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Bu “evde kalın” çağrıları ve/veya sokağa çıkma yasakları, koronavirüsten kaynaklı salgını kontrol etmede hayati gözükse de, kadınlar ve çocuklarle birlikte diğer dezavantajlı gruplar için endişe yaratmaktadır. Zira, virüsün, ilk ortaya çıktığı Çin’de ev içi şiddet 3 katına çıkmıştır. Yine, İngiltere’de, 16 Mart 2020 tarihinde Birleşik Krallık Uluslararası Kalkınma Departmanı’na bağlı UK Aid Direct Kuruluşu tarafından yayınlanan rapora göre, Covid-19 salgının pandemi ilan edilmesinin ardından ev içi şiddet olaylarında artış tespit edilmiştir. Yine, virüsün yayıldığı ve ev tedbirleri uygulanan İtalya, Fransa ve ABD’de, “ev içi şiddet” salgın öncesi döneme göre artmıştır.
Başta Kadınlar olmak üzere, çocuklar, lgbti’ler yönünden aynı tehdit, Türkiye için de geçerlidir. Devlet tarafından, açıklanan koruyucu/önleyici tedbirlerde ve alınan kararlarda, kadınlar hiçbir şekilde yer almamaktadır.
İnsanlar, zorunluluk sebebiyle aynı evde/yaşam alanında bulunacaklar, birarada kalacaklar ve virüsün yarattığı psikolojik, ekonomik ve sosyal zorluk, kadınları erkek şiddetiyle başbaşa bırakacaktır. Hatta kadın ve çocuklar için, bu durum şiddet uygulayıcısıyla, istismarcısıyla aynı yerde “kilit altında “kalmak anlamına gelebilecek ve hatta salgın dönemi, şiddet uygulayanlar yönünden kendine özgü YENİ ŞİDDET BİÇİMLERİNİ ortaya çıkarabilecektir.
Zaten kadına yönelik şiddetin yoğun yaşandığı ülkemizde salgından kaynaklanan zorunlu evde kalma halinin yaratacağı kadına yönelik şiddette olası artış karşısında devletin önleyici ve engelleyici uygulamalara yönelik açıklamalar yapması ve hali hazırda devam eden uygulamalarda ise her türlü sağlık tedbiri alındığı bilgisinin kamuoyuna ama özellikle biz kadınlara verilmesi gerekmektedir.
Bu süreç içerisinde, şiddete uğrayan ya da şiddet tehditi altındaki kadınlara yönelik olarak Devletten taleplerimiz şunlardır;
- İLK OLARAK, 6284 sayılı Kanun’un TAVİZSİZ VE DURAKSAMADAN uygulanması ve bu bilginin paylaşılması,
- ŞÖNİM’lerin 7/24 HİZMET VERMESİ ve bu bilginin paylaşılması,
- Kadınların, şiddete uğradıkları ya da şiddete uğrama tehdidi altında olduklarını hissettikleri anda, salgından önceki dönem gibi polise, ŞÖNİM’e derhal başvurabileceklerini, devletin ve ilgili kurumların bu konuda gerekli tüm tedbirleri aldığını, POLİSİN, JANDARMANIN, ŞÖNİM’İN, AİLE MAHKEMELERİNİN, SAVCILIKLARIN ŞİDDETE İLİŞKİN BAŞVURULARI ALMAYA DEVAM ETTİĞİNİ ve 6284 sayılı Kanun’un gerektirdiği tüm tedbirleri almaya devam ettiklerini , özellikle polisin ve ŞÖNİM’in HALA, AKTİF OLARAK kadına şiddeti önleyici ve engelleyici tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikte olduğuna dair bilgi paylaşılması,
- Polis ve jandarmanın, kadına yönelik şiddet olaylarında olası artış konusunda bilgilendirilmesi, bu konuda derhal harekete geçmeleri ve 6284 sayılı Kanun’a uygun tedbirlerin sıkı ve derhal uygulanması konusunda konusunda talimat verilmesi ve bu bilginin paylaşılması, yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kolluk personeli ve diğer idari personel hakkında adli sürecin ve disiplin soruşturması sürecinin yürütüleceği konusunda gerekli uyarıların yapılması,
- Tedbir kararlarının denetiminin 6284 sayılı Kanun uyarınca yerine getirilmesi, başta kadınlar olmak üzere diğer dezavantajlı grupların güvenliğinin sağlanması bakımından ÖNLEYİCİ her türlü tedbirin “ÖNCELİKLE VE İVEDİLİKLE” alınması ve bunların bilgilerinin paylaşılması,
- Kadınların, “salgın döneminde” şiddete maruz kaldıklarında arayacakları telefon numaralarını belirten ve/veya başvuracakları mercileri ve izleyecekleri usulleri BİRDEN ÇOK DİLDE (TÜRKÇE, KÜRTÇE, ARAPÇA BAŞTA OLMAK ÜZERE) anlatan KAMU SPOTUNUN YAYINLANMASINI,
- Uğradığı şiddet sebebiyle devlete başvuran hiçbir kadının, hiçbir gerekçeyle UZLAŞMA, ARABULMA, BARIŞTIRMA gibi eve geri dönmesine sebep olacak bir uygulamayla karşılaşmayacağının teminatının verilmesi,
- Başvuran tarafından talep edilmesi halinde, polise, jandarmaya, ŞÖNİM’e ulaşım ve nakil desteğinin sağlanması ve bunun bilgisinin paylaşılması,
- Kadınların, AVUKATA ERİŞİM hakkının devam ettiğinin açıklanması,
- Şiddet vakalarında artışın gerçekleşmesi olasılığına karşı, kadınların başvuru yerlerinin ve telefon hatlarının arttırılması, kurumların sosyal medya hesaplarının paylaşılması ve bu hesapların anbean kontrol edilmesi ve bunun bilgisinin paylaşılması,
- İlgili bakanlıkların “salgın döneminde” kadına yönelik şiddet vakalarıyla ilgili kriz masası oluşturması,
- İlgili bakanlıkların birimlerinin yerelde muhtarlar ve bölgede yer alan kadın örgütleriyle düzenli iletişim halinde olunması,
- Şiddete uğrayan kadınların, ilk başvuru yerleri olan ŞÖNİM’lerin, polis ve jandarma karakollarının düzenli olarak DEZENFEKTE EDİLMESİ ve bu bilginin kadınlarla paylaşılması,
- Sığınmaevlerinin, düzenli olarak DEZENFEKTE EDİLMESİ ve bu bilginin paylaşılması,
- Sığınmaevinde kalan kadın ve çocukların, ÖNCELİKLE SAĞLIK TARAMALARINDA GEÇİRİLMESİ, gereken tüm sağlık desteğinin öncelikle ve ivedilikle sağlanması,
- Hastanelerin; şiddete uğrayanlara yönelik olarak, muayene, rapor hazırlama gibi hizmetleri vermeye devam ettiği bilgisinin paylaşılması,
- 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen tüm SAĞLIK TEDBİRLERİNİN EKSİKSİZ VE ÖZENLİ UYGULANMASI ve bunun bildirilmesi,
- Hakkında uzaklaştırma kararı verilenler hakkında “kamu sağlığı” yönünden gereken tüm sağlık tedbirlerin alınması, karantinaya kadar varabilecek tedbirlerin düşünülmesi,
- SAĞLIK GÜVENCESİNE SAHİP OLMAYAN KADINLARIN, 6284 sayılı Kanun kapsamında alınan tedbir süresince HER TÜRLÜ SAĞLIK GÜVENCESİNE SAHİP OLDUĞU BİLGİSİNİN PAYLAŞILMASI,
- Salgın öncesi durumda bile kadınların ihtiyaçlarına ve taleplerine yetersiz kalan sığınmaevlerine, bu dönemde başvuruların artması ihtimaline binaen, alternatif olarak sığınmaevi koşulu sağlanabilecek yerlerin (kurum misafirhaneleri, öğretmenevleri, buraların yeterli olmadığı hallerde oteller vb.) hazırlanması, buraların düzenli dezenfekte edilmesi ve bunun bilgisinin paylaşılması,
- 6284 sayılı Kanun’a başvuran Kadın’ın, evden çıkmadan hayatını sürdürebilmesi için ekonomik ve sosyal desteklerin sağlanması ve bunun bilgisinin verilmesi,
- Kadınların, bu dönemde kaymakamlıklar, valilikler ve diğer kurumlar nezdinde faydalandıkları ekonomik haklarda hiçbir kesintinin olmayacağı bilgisinin verilmesidir.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’ni imzalayarak, KADINA YÖNELİK ŞİDDETle mücadele konusunda pozitif yükümlülükler altına giren Devletin, bu olağanüstü dönemde, KADINLARIN TARAFINDA YER ALMASI gerekmekte olup, bunun kadınlar ve tüm şiddet failleri tarafından bilinmesine ve hissedilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Dayanışmayla,
Toplumsal Hukuk KADIN
toplumsalhukuk