686 sayılı KHK ile ihraç edilen akademisyenler ve destek için gelen binlerce insan dün (10 Şubat) Ankara Üniversitesi'nde toplanmış ihraçlarla ilgili yapılacak basın açıklamasına polis saldırmıştı. Konuyla ilgili Ankara Barosu'ndan yapılan açıklamada üniversitelerden elinizi çekin çağrısı yapıldı
686 sayılı KHK ile ihraç edilen akademisyenler ve destek için gelen binlerce insan dün (10 Şubat) Ankara Üniversitesi’nde toplanmış ihraçlarla ilgili yapılacak basın açıklamasına polis saldırmıştı. Konuyla ilgili Ankara Barosu’ndan yapılan açıklamada üniversitelerden elinizi çekin çağrısı yapıldı.
Ankara Barosu tarafından yapılan açıklama:
Üniversitelerden elinizi çekin!
686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile üniversitelerden ihraç edilen akademisyenlere destek vermek için 10 Şubat 2017 Cuma günü Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne giden başta akademisyen ve öğrenciler olmak üzere tüm vatandaşlar polis şiddetine maruz kaldılar.
Polis, fakülteye girmek isteyenlere TOMA, biber gazı ve köpeklerle müdahale etti. Bazı öğretim görevlileri polis tarafından yumruklandı. Hocalar yerde sürüklendi; cübbeleri çiğnendi. Beşi akademisyen olmak üzere 11 kişi gözaltına alındı.
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, nam-ı diğer Mülkiye’de yaşanan görüntüler, en hafif tabiriyle polis terörüdür.
Darbe fırsatçılığı yaparak cadı avı başlatan ve son KHK ile üniversitelerdeki muhalefeti katleden siyasi iktidar, Anayasal haklarını kullanarak onlara destek vermeye gelenlere bile tahammülü olmadığını polis marifetiyle göstermiştir.
Ankara Barosu olarak, Türkiye’nin en saygın yüksek öğretim kurumlarından biri olan Mülkiye’nin kapısında Türkiye’nin en saygın hocalarına uygulanan polis terörünü şiddetle kınıyoruz.
Unutulmamalıdır ki temel amacı evrensel düzeyde bilimsel bilgi üretmek ve yaymak olan üniversiteleri üniversite yapan şey, özgür düşüncedir. Bu da ancak özgürce düşünebilen ve düşündüklerini özgürce ifade edebilen akademisyenlerle mümkündür.
Siyasi iktidarı, geleceğimizin garantisi olan üniversitelerden elini çekmeye davet ediyor ve uyarıyoruz: Üniversiteler özgürleştirilmeli ve buna, ihraç edilen akademisyenlerin hakları iade edilerek başlanmalıdır.
Ne olmuştu?
Akademisyen tasfiyesine karşı büyük buluşma için Cebeci Yerleşkesi’ne gelenler polis kuşatmasıyla karşılaşmıştı. Akademisyenler üniversitelere girmekte ısrarcı olunca polis defalarca saldırmıştı. Polisler akademisyenleri yumrukladı, kurum başkanlarını tartakladı, Cebeci’ye TOMA soktu, yerleşkenin içinde dışında gaz bombaları attı, plastik mermi sıktı, 12 kişiyi gözaltına almıştı. Tüm saldırılara karşın üniversite bileşenleri direnişten vazgeçmemişti.
Akademisyenler ihraçları protesto için cübbelerini Cebeci yerleşkesinin kapısına bırakmıştı. Akademisyenlere ve öğrencilere yumrukla, gaz bombası ve plastik mermiyle saldıran Saray’ın polisleri bu cübbeleri postallarıyla çiğnemişti. Cebecililer “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!” sloganları atarak durumu protesto etmişti.
12 Eylül’ün attığı 1402’lik akademisyenlerden hocaların hocası Korkut Boratav ve Baskın Oran da SBF kapısında direnişteydi. Barikatları aşarak fakülteye girebilen SBF’liler polis saldırısına karşı giriş kapısına barikatlar kurmuştu.
toplumsalhukuk