Adana’da bazı noktalarda yapılacak olan toplantı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, imza standı, çadır kurma gibi etkinlikler 1-28 Şubat 2017 tarihleri arasında yasaklandı. Eylem yasağına tepki gösteren Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, “Toplumsal muhalefet engellenemez” dedi
Adana’da bazı noktalarda yapılacak olan toplantı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, imza standı, çadır kurma gibi etkinlikler 1-28 Şubat 2017 tarihleri arasında yasaklandı. Eylem yasağına tepki gösteren Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, “Toplumsal muhalefet engellenemez” dedi
Valiliklerin toplumsal muhalefeti engellemek adına eylemleri yasakladığı illere Adana da eklendi. Adana Valiliği, yaptığı açıklama ile Şubat ayında belirlenen noktalarda yapılacak eylemleri yasakladığını duyurdu. Yapılan duyuruya göre;
- Valilik Hizmet Binası ve çevresi ile Valilik ve yeni Emniyet Müdürlüğü binası karşısında bulunan boş alanda, Erdal Acet Caddesi üzerinde bulunan Döşeme Mahallesi Muhtarlık binası ve yanında bulunan otopark ile çevresinde,
- İl Emniyet Müdürlüğü hizmet binası ve çevresi ile yanında bulunan Sabahattin Zaim Parkında ve hizmet binası karşısında bulunan iki otoparkta,
- Adana Adliye binası, Tarihi Taş bina ve çevresi ile yanında bulunan İnönü Parkında ve park çevresinde bulunan otoparklarda,
- Ege Bağatur Bulvarı üzerinde bulunan Bölge Adliye binası ve çevresinde,
- Orgeneral Temel Cingöz Kışlası (Jandarma Bölge Komutanlığı ve İl Jandarma Komutanlığı hizmet binası) ve çevresinde,
- Mithat Özsan Bulvarı üzerinde bulunan Orgeneral İzzetin Çalışlar Kışlası (6. Mekanize Piyade Tümen Komutanlığı hizmet binası) ve çevresinde,
- İncirlik 10. Tanker Üst Komutanlığı ve İncirlik Hava üssü ile çevresinde,
- ABD Adana Konsolosluğu hizmet binası ve çevresinde yapılacak eylemler bir ay boyunca yasaklandı.
Adana Barosu’ndan eylem yasağına tepki: Toplumsal muhalefet engellenemez
Adana Valiliği’nin kentte 1 ay süreyle eylem yasağına tepki gösteren Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, “Toplumsal muhalefet engellenemez” dedi.
Av. Küçük, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, OHAL’in bir an önce sonlandırılmasını ve alınan eylem yasağının da geri çekilmesi gerektiğini belirtti. Küçük, “Toplumsal muhalefet engellenemez. Kaynağını Anayasa’dan ve evrensel hukuktan alan temel hak ve özgürlükler yurttaşın elinden alınamaz” dedi.
Adana Valiliğinin 1 ay süreyle açık alanda gösteri, yürüyüş ve basın açıklamalarının yasaklanması kararı oluşturulmaya çalışılan parti devleti uygulamalarını bir kez daha ortaya koyan vahim bir durum olduğunu kaydeden Av. Küçük şu ifadelerde bulundu:
Genelkurmay Başkanının ülkemizin uçurumun kıyısından döndüğü 15 Temmuz darbe girişiminden iki gün sonra “darbe püskürtülmüştür” açıklamasına karşın OHAL ilan edilmesi ve sürelerinin iki kez uzatılması sonrasında tarihe, TBMM’nin tamamen devre dışı bırakılarak, yargı denetimi dışında tutulmaya çalışılarak KHK’larla basın-yayın organlarının kapatıldığı, milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve muhalif gazetecilerin tutuklandığı, kamu çalışanlarının, akademisyenlerin görevlerinden alındığı, işten atıldığı, derneklerin kapatıldığı uzun ve acımasız bir baskı dönemi olarak geçecektir.
Halkın temel hak ve özgürlüklerini güvenceye almayan, sosyal hukuk devleti normlarından, hukukun üstünlüğünden ve kuvvetler ayrılığından yoksun, toplumsal, politik örgütlenmelerin hazırlanmasında öncü bir rol üstlenmediği, demokratik koşullarda özgürce tartışılmayan bir ortamın ülkemize olumlu bir getirisi olmayacaktır. Tam aksine insanlar birbirleriyle özgürce tartışmalı, konuşmalılar ki sağlıklı bir değerlendirme yapılabilsin. Bu şekilde anayasal ve tüm evrensel hukuk kuralları ve haklar çiğnenmektedir. Baskı altına alınan farklı görüş ve seslerle bir yere varılamaz, toplumsal muhalefet yasaklarla engellenemez.
Adana Valiliğinin 1 ay süreyle açık alanda gösteri, yürüyüş ve basın açıklamalarının yasaklanması kararı oluşturulmaya çalışılan parti devleti uygulamalarını bir kez daha ortaya koyan vahim bir durumdur.
Temel hak ve özgürlüklerimizin elimizden alınmasına, can güvenliği bahane edilerek her türlü demokratik etkinliklerin yasaklanmasına, demokrasinin hem fiili hem de anayasal olarak ayaklar altına alınmasına karşı olduğumuzu bir kez daha ifade etmekteyim. Hem can güvenliğinin sağlanması hem de yurttaşların ve toplumsal muhalefetin düşüncelerini ifade etme olanağının sağlanması devletin asli görevidir. Saygıyla sunarım.
toplumsalhukuk