kıdem tazminatı fonuna ilişkin öngörülen sistemler, mevcut sisteme göre işçinin haklarını son derece geriletmekte, hak kazanılan miktarı düşürmekte, tazminata hak kazanmak için emeklilik şartı koyarak işçiyi haksız işten çıkarmalara karşı güvencesiz bırakmaktadır
Kıdem tazminatı fonuna ilişkin öngörülen sistemler, mevcut sisteme göre işçinin haklarını son derece geriletmekte, hak kazanılan miktarı düşürmekte, tazminata hak kazanmak için emeklilik şartı koyarak işçiyi haksız işten çıkarmalara karşı güvencesiz bırakmaktadır
Belirli aralıklarla gündeme getirilen kıdem tazminatı fonunun işçi için büyük bir hak kaybı olacağına ilişkin birçok kez yazmıştık. Oldukça yoğun bir gündemi olan ülkemizde kıdem tazminatının fona devredilmesi hakkında yeni gelişmeler mevcut. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın haberine göre kıdem tazminatı fonu için verilen tarih 1 Ocak 2022.
Cumhurbaşkanı tarafından geçtiğimiz günlerde istihdam kalkanı paketi açıklanmıştı. Bu paketin içinde kıdem tazminatının fonuna ilişkin bir çalışma da mevcut. Bu çalışmaya göre kıdem tazminatı için, “tamamlayıcı emeklilik sisteminin bir parçası olarak bireysel hesaba dayalı bir fon” kurulacak.
Bu cümleyi, özellikle de “tamamlayıcı emeklilik sistemi” kavramını irdelemek gerek.
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi Nedir ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkiye’nin İstihdam Kalkanı’nı hızlıca devreye aldıktan sonra Tamamlayıcı Emeklilik Sistemini de 2022’de yürürlüğe sokacağız. Tamamlayıcı Emeklilik Sigortası sunacak bir çalışma başlatıyoruz. Tesis edilecek karma model ile işçilerin kazanılmış hakları korunacak. Tamamlayıcı Emeklilik Sigortası ile aynı zamanda ilave emeklilik desteği alınabilmesini de sağlayacağız. Çalışanlarımız emeklilikte daha da rahat edecekler. Bunun için devlet elini taşın altına koyacak. Bu kapsamda oluşacak fon ile Türkiye’nin İstihdam Kalkanını sürekli hale getirmeyi hedefliyoruz.” Şeklinde bir açıklama yapmıştır.
Bu açıklamadan anladığımız kadarıyla, BES sistemine benzer ama çok daha kapsamlı bir otomatik emeklilik sistemi düşünülüyor. Nitekim bu sistemde işçiden ve işverenden kıdem tazminatı fonu ve başka fonlar için daha fazla prim ücreti kesintisi yapılacağını düşünmekteyim.
Ayrıca, sistemin adındaki “emeklilik” kavramından da anlaşılacağı üzere, daha önce de belirttiğimiz gibi kıdem tazminatı fonu ile işçinin emekli olana kadar kıdem tazminatını alamayacağını da söylemek mümkün. Bu durumda da işverenler, özellikle emeklilik dönemi gelmemiş işçileri herhangi bir tazminat ödemeden işten çıkarabilecektir.
Öngörülen pakette kıdem tazminatına ilişkin olası düzenlemeler ve formüller de bulunuyor.
Kıdem Tazminatı Fonuna İlişkin Formüller
- Birinci formüle göre kıdem tazminatı kısmi olarak fona aktarılacak. Buna göre her hizmet yılı için 30 günlük ücret olan kıdem tazminatının 11 günlük kısmı fona devredilecek, kalan 19 günlük kısmı ise mevcut düzenlemeye tabi olacak. Fon için kesilen 11 günlük ücrete işçi ancak emekli olduğunda hak kazanabilecek.
- İkinci formüle göre ise kıdem tazminatı fonu için işçinin ücretinin %6’sı tutarında prim kesilecek. Bu kesintinin 4 puanı işverenden, 0,5 puanı işçiden yapılacak; kalan kısım ise devlet desteği olarak sunulacak. Bu formülde işçi kıdem tazminatına, ancak emekli olduğunda kavuşabilecek. Bu durumda da işveren herhangi bir sebeple işçiyi işten çıkardığında, eğer işçi emekli olamıyorsa kıdem tazminatına kavuşamayacak.
Her iki formülde de işçinin hak edeceği kıdem tazminatı, mevcut düzenlemeye oranla daha düşük olacaktır. Nitekim öngörülen ilk formülde her ne kadar tazminatın bir kısmı mevcut sisteme göre işçiye ödenecekse de, diğer kısmını almak için işçinin emekli olmayı beklemesi gerekecektir.
İkinci formülde ise; belirtilen kıdem tazminatı oranı, mevcut sisteme göre çok daha düşük olacaktır. Mevcut sistemde işçinin hak ettiği kıdem tazminatı, işçinin ücretinin yaklaşık %8,33’üne tekabül etmesine karşın, ikinci formülde ise %6’sına tekabül etmekte. Bir başka deyişle; mevcut sistemde işçi her hizmet yılı için 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatına hak kazanırken, ikinci formülde her hizmet yılı için 21,6 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Üstelik işçi mevcut sistemde işten çıkarıldığında tazminatına hak kazanırken, öngörülen sistemde işten haksız olarak çıkarılsa bile kıdem tazminatına hak kazanamayacak, tazminatı alabilmek için emekli olmayı beklemek zorunda kalacaktır.
Dolayısıyla; kıdem tazminatı fonuna ilişkin öngörülen sistemler, mevcut sisteme göre işçinin haklarını son derece geriletmekte, hak kazanılan miktarı düşürmekte, tazminata hak kazanmak için emeklilik şartı koyarak işçiyi haksız işten çıkarmalara karşı güvencesiz bırakmaktadır.
Bu sebeplerle, işçi örgütlerinin bu tasarılara sert bir şekilde karşı çıkması, on yıllarca mücadele verilerek kazanılan işçilik haklarını iktidara çiğnetmemesi gerekmektedir.
Av. Yıldıray Çıvgın