Çoklu baro geldiğinde, işçi avukatların yaşayacağı muhtemel sorunlar neler olacak ? Diyanet İşleri Başkanı’nın, toplumun bir kesimini aşağılayan
Çoklu baro geldiğinde, işçi avukatların yaşayacağı muhtemel sorunlar neler olacak ?
Diyanet İşleri Başkanı’nın, toplumun bir kesimini aşağılayan ve bazı hastalıklardan sorumlu tutan nefret içerikli açıklamalarından sonra, Ankara Barosu bu açıklamaya tepki gösteren bir açıklama yayınlamıştı.
Bunun üzerine, savunmaya saldırmak için hazır bekleyen iktidar, bunu fırsat bilerek, din kisvesi altında saldırılarını daha da yoğunlaştırmış; mevcut baro sisteminde değişiklik yapmak için kolları sıvadı.
Mevcut sisteme karşı en çok önerilen değişiklik, çoklu baro sistemi. Her ne kadar resmi bir taslak henüz yayınlanmamışsa da, bu öneri kulislerde çokça dile getirildi.
Toplumsal Hukukçu Av. Deniz Can Aydın yazısında çoklu baro sistemini detaylıca irdelemişti. Buna göre öngörülen sistemin her ilde çoklu baro kurulabileceği düzenlemesi kamuoyuna yansımışken, birkaç gün önce A Haber muhabiri Tülay Ağaoğlu, üye sayısı 5.000 den fazla olan illerde çoklu baro sisteminin getirebileceği düzenlemesini içeren bir taslak hazırlandığını haberleştirdi. (Son taslak ve baroların birliğinin 2019 istatistiklerine bakıldığında bu kritere Ankara, İstanbul ve İzmir illeri giriyor. Üç şehre en yakın baro ise 4757 üye sayısı ile Antalya Barosu)
Öngörülen bu sistem her ilde bir baro sistemi ilga edilecek (ya da son yansıyan kulis bilgileri yasalaşırsa üç büyük şehirde) ve gerekli sayıya ulaşan her avukat grubu kendi barolarını kurabilecek.
Böyle bir sistem getirildiğinde, yeni kurulan baroların sadece meslek sorunları ile ilgileneceğini, yine bu baroların kesinlikle politik merkezler haline gelmeyeceğini beklemek, en hafif tabiriyle saflık olacaktır. Bu durumda iktidar, kendi ideolojisine yakın olan avukatlardan baro kurmasını isteyecek ve bu baroyu tamamen kendi çıkarlarına uygun şekillendirecektir. Böylece savunma mesleği üzerinde kurduğu baskıyı daha da artırma imkânı bulacak ve savunma mesleğindeki birliği parçalamış olacaktır.
Tüm bu tartışmalar devam ederken, böyle bir sistem değişikliğinden en çok etkilenen gruplardan biri de işçi avukatlar olacaktır.
İşçi avukatların hâlihazırda da birçok problemi bulunmaktadır. Bu problemler arasında, psikolojik taciz (mobbing), cinsel taciz, iş tanımının belirlenmemesi, mesleğin onuruna yakışmayacak koşullarda çalıştırılma, parça parça iş yaptırılarak mesleğe yabancılaştırılmaları, ücret sorunu, kayıt dışı çalışma, patron avukatların SGK’ye gerçeğe aykırı beyanda bulunmaları bu sorunlardan sadece birkaçı.
İşçi avukatların zaten bu kadar çok sorunu varken, getirilmeye çalışılan çoklu baro sistemi bu sorunları çözmekten ziyade, daha da derinleştirecektir.
“Bizim Baro” Üyesi Değilsen İş Yok !
Getirilmesi istenen sistemde de avukatların bir baroya kayıtlı olmaları zorunlu. Ancak aynı anda birden fazla baroya kaydolamazlar.
Bu sistemde, patron “meslektaşın” işçi istihdam ederken “baro ayrımcılığı” yapmayacağına ilişkin işçiyi koruyan bir düzenleme henüz bulunmamaktadır. Olsa bile fiili durumda, patronlar, işçi avukat istihdam ederken adaya kendi barosuna geçmesini şart koyabilecek, eğer başka barodaysa o adayı işe almayabilecektir.
Bu durumda da, işçi olarak çalışmak zorunda olan avukatların iş bulamayacağı ve açlığa sürükleneceği aşikârdır.
İşçi Avukatlar Baro Değiştirmeleri Konusunda Psikolojik Tacize (Mobbinge) Uğrayacak
İşçi avukatların yaşadığı psikolojik taciz vakaları son derece yüksektir. Çoklu baro sistemi getirildiğinde bu vakalar çok daha artacaktır.
Nitekim patron avukatlar, bürosunda hâlihazırda çalışmakta olan işçilere kendi istediği baroya geçmeleri için ya da kendi istedikleri baronun kurulması sırasında gereken sayıya ulaşabilmek için psikolojik tacizi daha da derinleştireceklerdir.
Bunu kabul etmeyen işçi avukatların işsiz kalabilme tehlikesi altında olduğu da açıktır.
Patronlara Karşı Disiplin Soruşturması için Nereye Başvurulacak ?
Avukat Aydın’ın yukarıda belirtilen yazısında çoklu baroların varlığı halinde disiplin uygulamasına ilişkin birçok sorunun bulunduğu ve bu sorulara önerilen sistemde yanıt bulunamadığı belirtilmiştir. Buna göre birden fazla baronun mevcudiyeti halinde, barolar arasında disiplin işlemlerinin tatbiki bağlamında farklı uygulamalar geliştirme ihtimalinin önüne nasıl geçilecektir? Disiplin işlemlerinin tatbiki bakımından sert-yumuşak baro ayrımı oluşması ihtimali nasıl önlenecektir? Yahut disiplin işlemlerinin uygulanışı süreci gözetildiğinde, bu bağlamda daha avantajlı(kayırılan) – dezavantajlı(cezalandırılan) barolar ve baro mensupları sorunun önüne nasıl geçilecektir? Meslek ilke, kural ve faaliyetlerinin kanuna uygun teşekkül etmesinde yeknesak bir uygulama ne şekilde sağlanabilecektir?
Bu soruların hepsinin işçi avukatlar için de sorulması mümkündür.
Nitekim bir işçi avukat, kendisine herhangi bir hukuksuz davranışta bulunan patron “meslektaşını” nereye şikâyet edecektir? İşçi avukat ile patronu farklı barolara kayıtlı ise durum ne olacak?
Bu gibi soruların işçi avukatlar lehine cevaplandırılabilmesi mümkün değildir.
Asgari Ücret Nasıl Olacak ?
Her ne kadar avukatlık mevzuatında işçi avukatların asgari ücretlerine ilişkin bağlayıcı bir hüküm bulunmasa da, barolar her yıl işçi avukatların aylık ücretleri hakkında tavsiye kararı vermektedir.
Ayrıca Yargıtay, vasıflı işçinin genel asgari ücretten daha yüksek ücret alması gerektiğini kabul etmektedir. Günümüzde kalitesi tartışılsa da avukatlık emeğinin vasıflı emek olduğu tartışmasızdır. Bu durumda Yargıtay’ın içtihadına göre avukatlara genel asgari ücret verilmesi de mümkün değildir.
Birden fazla baro olan illerde, bu barolar tavsiye niteliğinde asgari ücret kararını nasıl alacaklardır? Her baro farklı bir ücret tavsiye ettiğinde, bunlardan hangisi esas alınmalıdır?
Dolayısıyla bu sistemde, zaten var olan asgari ücret sorunu daha da karmaşık hale gelecektir.
Sorunlar Sadece Bu Kadar Değil
Görüldüğü gibi çoklu baro sistemi işçi avukatların sorunlarına herhangi bir çözüm getirmemekte, hatta sorunları daha da derinleştirmekte ve artırmaktadır. Kaldı ki bu sistem getirildiğinde sorunlar yukarıda belirtilenlerle sınırlı kalmayacak birçok sorun daha ortaya çıkacaktır.
Dolayısıyla böyle bir sistem değişikliğine en çok işçi avukatlar karşı çıkmalıdır.
Av. Yıldıray Çıvgın