“Devletin her kademedeki sorumluğunu ısrarla yok sayan mütalaa kabul edilemez”

10 Ekim Ankara Katliamı Davası’nın dokuzuncu grup duruşmalarının ilk günü geride kaldı. Duruşmada avukatlar, savcının dosyaya ilişkin mütalaa vermek için yeterli delil toplamadığını belirtti. Savcılığın verdiği mütalaada herhangi bir kamu görevlisi yargılamaya dahil edilmeyerek katliamda devlet sorumluluğunun üstü örtülürken, sanıkların “insanlığa karşı suç”tan yargılanması talebi de kabul edilmedi

10 Ekim Ankara Katliamı’nın üstünden geçen iki yıldan fazla sürenin ardından davanın dokuzuncu grup duruşmaları bugün (12 Haziran) Ankara Adliyesi’nde görülmeye başlandı. İstihbarat raporlarını incelememelerine, mahkeme kararlarına uymamalarına rağmen davada katliamın yaşanmasına neden olduğu gerekçesiyle yargılanan tek bir kamu görevlisi bulunmuyor.

Bugünkü duruşma öncesinde 10 Ekim aileleri ve demokratik kitle örgütleri Ankara Adliyesi’nin önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamanın ardından duruşma salonuna geçildi. Duruşma 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndaki avukatların beyanlarıyla başladı.

“Bu kadar eksik delil ile bu dosyada mütalaa verilemez”

Avukat İlke Işık, davanın bitirilmeye çalışıldığına dikkat çekerek “Bu kadar eksik delil ile bu dosyada mütalaa verilemez. Geldiğimiz aşamada hâlâ toplanmamış deliller var. Katliamın ana sanıkları hakkındaki iletişim tespiti kararları dahi dosyaya gelmedi. Gelen deliller ise mahkeme ve savcılık tarafından değerlendirilmedi” dedi.

Işık, müfettiş raporuna göre dosya kapsamında üç kişi hakkında katliama ilişkin dinleme kararı olduğunun altını çizdi ve “Kimdi katliamla ilgili dinlenen üç kişi” diye sordu. Işık ayrıca, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yakalama kararı olmasına rağmen Gaziantep Emniyet Müdürlüüğü’nün Yunus Durmaz’ı yakalamadığını anımsattı.

Işık, katliamdan bir gün öncesine kadar Ankara girişinde araç kontrolleri yapıldığını fakat 9 Ekim’de bu kontrollere son verildiğini anımsatarak “9 Ekim gecesi aramaların durdurulmasının mantıklı bir açıklaması olabilir mi? Katliamı engellemeyen bütün kamu görevlilerinin yargılanması gerekiyor” dedi.

“Ankara Katliamı sadece bir IŞİD katliamı değildir”

Avukat Tonguç Cankurt ise savcılığın mütalaa vermek istemesinin siyasi süreçlerle birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Cankurt, “Katliam sonrası Davutoğlu oylarının arttığını söylerken Bahçeli ‘Bombalar AKP’ye yarıyorsa azmettirici bellidir’ demişti. Herkes aynı noktaya geliyor. Ankara katliamı sadece bir IŞİD katliamı değildir” dedi. Cankurt savcının mütalaa vermesinin arkasında “etkisiz soruşturma yürütülerek kamu görevlilerinin sorumluluğunun üstünün kapatılması” iradesinin işletilmeye çalışıldığına dikkat çekti.

Cankurt’un beyanının ardından ailelerin söz almak istemesi üzerine mahkeme başkanı “Herkes mahkemeyi mi yargılayacak” dedi ve “Avukatlarınız size usulü anlatsın” dedi. Bunun ardından mahkemeye ara verildi.

“Çabamız mahkemeye usulü anlatmak”

Aranın ardından söz alan Avukat Gülşah Kaya, mahkeme başkanının usule ilişkin sözlerini anımsatarak “Öncelikle ailelerin seyirci değil katılan olduğunu, söz hakları olduğunu hatırlatmak isteriz” dedi. Mahkemeye usulü anlatmak çabasında olduklarını dile getiren Kaya “Pek eksikle dosya karara gidiyor. Katliamın planlayıcısı Yunus Durmaz’ın dijitalleri doyaya tam olarak gelmedi. Sanık Mehmeddin Baraç’ın ses kayıtları doğru çözümlenmedi” dedi.

Soruşturma aşamasında kamera kayıtlarının eksik incelendiğini belirten Avukat Mustafa Söğütlü ise X, Y, Z diye adlandırılan kişilere ilişkin inceleme yapılmadığını, yasak savma anlayışıyla hareket edildiğini ve mahkemenin de aynı anlayışla karar vermemesi gerektiğini söyledi. Söğütlü X, Y ve Z’lerin tespitinin mahkemenin görevleri arasında olduğunu belirtti.

“Olay yeri incelemesi yapılmadığı bir dosyada karar verilemez”

Avukat Senem Doğanoğlu ise dosyada bir olay tutanağı tutulmadığını, keşif dahi yapılmadığını belirterek “Ceza muhakemesinin temel ilkeleri ihlal edilerek yargılama sonlandırılmak isteniyor” dedi. Doğanoğlu, 10 Haziran’da gerçekleşen anmada ailelerin “Katliamın ardından 2,5 saatte alana gelmeyen savcılık şimdi mütalaaya mı koşuyor” diye sorduğunu anımsattı ve “Biz olay yeri incelemesinin dahi yapılmadığı bir dosyada karar verilemeyeceğini düşünüyoruz” dedi.

Avukat Erkan Ünüvar ise katliam iddianamesinin hâlâ yazılmadığını, iddianamenin dosyadaki pek çok bilgiyi içermediğini söyledi ve “Eksik bilgiler araştırılmadan bu davanın bitmesi mümkün değil” dedi.

Verilen ikinci aranın ardından söz alan Avukat Senem Doğanoğlu, sanıkların “insanlığa karşı suç işlemek”ten yargılanması ve ek savunma hakkı verilmesi gerektiğini belirtti.

10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan açıklama

Avukat beyanlarının ardından savcılık mütalaasını verdi. Savcılık Esin Durgun, Hatice Akaltın, Yakup Yıldırım, Suphi Alpfidan, Yakup Karaoğlu, Mehmeddin Baraç, Nihat Ürkmez, Abdulhamit Boz, Burak Ormanoğlu açısından IŞİD terör örgütüne üyelikten, Erman Ekici açısından terör örgütü yöneticiliğinden ceza, anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüsten suç duyurusunda bulunulmasını; Abdulmuttalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakup Şahin, Hakan Şahin, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz, Hüseyin Tunç açısından anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüsten, terör eylemi kapsamında canavarca hisle tasarlayarak insan öldürme ve öldürmeye teşebbüsten ceza verilmesini; yakalanmayan İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa delibaşlar, Walentine Slobodjanjuk, Muhammed Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya , Ahmet güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız, Hasan Hüseyin Uğur açısından dosyanın tefrik edilmesini talep etti.

10 Ekim Davası Avukat Komisyonu savcılığın verdiği mütalaaya ilişkin yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi.

Katliama göz yuman, sorumluluğu bulunan hiçbir kamu görevlisi yargılamaya dahil edilmeyerek devletin sorumluluğunun üstü örtülmüştür.

Tüm delillere,dosyaya sunulan bilimsel görüşlere rağmen insanlığa karşı suç yönünden cezalandırma talebimiz gözardı edilmiştir.

Katliamla ilişkili, yöneticilik konumunda olan sanıkların bir kısmı için sadece üyelikten ceza talep edilmiştir.

Mevcut sanıklar dışında katliamla ve sanıklarla ilişkili kişiler dosyaya dahil edilmemiştir.

Dosyaya gelen binlerce bilgi ve belgeye rağmen 2.5 yıl önceki iddianamenin de gerisine düşen, devletin her kademedeki sorumluğunu ısrarla yok sayan mütalaa kabul edilemez.

Mütalaada ne var?

10 Ekim katliamıyla ilgili davanın 9. tur duruşmalarının görülmesine dün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı, dava bugünkü duruşmayla devam ediyor.

12 Haziran tarihli (dün) savcılık mütalaası ile sanıklar Esin Durgun, Hatice Akaltın, Yakup Yıldırım, Suphi Alpfidan, Yakup Karaoğlu, Mehmeddin Baraç, Nihat Ürkmez, Abdulhmit Boz, Burak Ormanoğlu’nun “IŞİD terör örgütüne üyelikten” cezalandırılması istendi.

Sanık Erman Ekici’ye hem “terör örgütü yöneticiliğinden” ceza, hem de “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs” suçundan suç duyurusunda bulunulması talep edildi.

Diğer sanıklar Abdulmuttalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakup Şahin, Hakan Şahin, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz, Hüseyin Tunç açısından, “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüsten”, “terör eylemi kapsamında canavarca hisle tasarlayarak insan öldürme ve öldürmeye teşebbüsten” ceza verilmesi istendi.

Mütalaada firari konumunda bulunan sanıklar İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa Delibaşlar, Walentine Slobodjanjuk, Muhammed Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya, Ahmet Güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız, Hasan Hüseyin Uğur açısından ise dosyanın tefrik edilmesi [ayrılması] talep edildi.