10 Ekim Katliamı'nın ikinci yıldönümüne 15 gün kala katliamının 5. grup duruşması bugün (25 Eylül) Ankara Adliyesi'nde başladı. Duruşma öncesi açıklama yapmak isteyen yaralı ve hayatını kaybedenlerin yakınlarını polis engellemeye çalıştı
10 Ekim Katliamı’nın ikinci yıldönümüne 15 gün kala katliamının 5. grup duruşması bugün (25 Eylül) Ankara Adliyesi’nde başladı. Duruşma öncesi açıklama yapmak isteyen yaralı ve hayatını kaybedenlerin yakınlarını polis engellemeye çalıştı
17.46: Avukat beyanlarının ardından duruşma yarın (26 Eylül) 10.00’a ertelendi. Mağdur-müşteki avukatları yarın tutukluluğun devamına ilişkin taleplerini sunacak akabinde sanık ve sanık müdafiileri savunmalarını yapacak.
17.18: Verilen aranın ardından Av. Gülşah Kaya ve Av. Eylem Sarıoğlu beyan ve taleplerini sundu.
16.30: Duruşmaya 17.15’e kadar ara verildi.
16.03: 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan mağdur-müştekileri temsilen Av. Murat Kemal Gündüz daha önceki duruşmalarda sunduğu ve reddedilen taleplerinin yeniden değerlendirilmesi hususundaki taleplerini sunuyor.
Av. Murat Kemal Gündüz: Deniz Duman ve Mehmet Korkmaz’ın dinlenmesini tekrar talep ediyoruz. Gaziantep’e yazılan hiçbir müzekkereye cevap verilmedi. Cevap talep ediyoruz. Sanıklar dışındaki şahısların da telefonlarına ilişkin HTS kayıtlarını tekrar talep ediyoruz. Yakup Şahin’in HTS kayıtlarından, emniyetin toplamadığı delillerin bir kısmına ulaşmaya çalışıyoruz. Telefon HTS kayıtlarından pek çok delil topluyoruz. Nereden nereye ne zaman gittiği bilgisini alıyoruz. Bu anlamda talep ettiğimiz kayıtların getirtilmesini talep ediyoruz.
15.50: 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan mağdur-müştekileri temsilen Av. Tugay Bey beyanda bulunuyor.
Av. Tugay Bek: 17 Haziran ve 20 Temmuz katliamları da gizlilik kararları ile aydınlatılamadı. Eğer bu katliamlar aydınlatılsaydı belki 10 Ekim’de katliam gerçekleşmeyecekti. Sanıklara bakıyoruz. Hepsi emniyetin bildiği IŞİD’le ilişkili kişiler. Antep’teki savcılıklar Türkiye’nin en büyük katliam dosyasının taleplerine yanıt vermiyor. Antep’teki savcılığın bu yaptığı sadece görevi ihmal midir? Burada gerçeği saklamaya dönük bir çaba var. Polis memurları bu katliam dosyasında tanık olarak çağrıldıklarında neden gelmediler? Antep’teki IŞİD örgütlenmesi deşifre edilmeden 10 Ekim ve diğer katliamlar aydınlatılamaz. Islah-Der., Genç Muahhidler Der., Genç Ensar Der. vb. yapıların faaliyetleri neden durdurulmuştur?
IŞİD’in bu tür yapılanmalarına dair detaylar açığa çıkmalı. Türkiye’nin karanlık tarihini anlamak için devletle bunların bağı ortaya çıkmalı. Gaziantep vali yardımcısı bizzat kendisi birçok IŞİD’çinin sınırdan gayriresmi geçişine izin vermiş. Dava savcılığın iddianamesi ile sınırlı kaldığı sürece bu gizli bağlantılar açığa çıkamayacak. Bu celselik bizler biraz önce ismini verdiğim derneklerin yöneticileri ve faaliyetleri konusunda Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasını talep ediyoruz.
15.24: 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan mağdur-müştekileri temsilen Av. Senem Doğanoğlu olay yeri incelemede yapılan eksikliklerle ilgili beyanda bulunuyor.
Av. Senem Doğanoğlu: 4 saatlik polis foto-film şube kaydında patlama öncesi gelenlerin tek tek çekimleri var. Patlama sonrası ‘güvenlik’ nedeniyle gelmeyen kamu görevlileri var. Patlama sonrasına dair foto-film kayıtlarında çevik kuvvetin gaz fişeği sıkması var. Buna rağmen yapılan hiçbir işlem yok. Ortada olay yerinin asgari güvenliği yok.
İki bakan olay yerini incelemeye gelmiş. İnsanlar protesto etmiş. Bakıyorsunuz görüntülere olay yeri inceleme ekiplerinin çektikleri fotoğraflara; bırakmışlar olay yerini incelemeyi bakanları protesto edenlerin yakın çekim fotoğraflarını çekmişler. Böyle olay yeri incelemesi olmaz.
2014 yılında o zamanki adıyla Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ölüm olayı olduğunda olay yeri incelemesinin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin düzenlemelerin Minessota Protokolü’nde yer aldığınu, olay yeri incelemesi yapan yargı makamlarının bu protokole göre inceleme yapmasını gerektiğini tüm hakim-savcılara gönderdi. Eğitimler verdi. Peki 10 Ekim Katliamı’nda bu protokolün asgari standartları uygulandı mı? Uygulanmadı. Uygulanmayan delilleri toplamayan tek bir kamu görevlisine dava açılmadı mı? Açılmadı.
F1 savunma tipi el bombası kullanıldığı belirtilmiş olay yeri inceleme ekiplerince. Peki bu el bombasının parçaları olay yerinde nerede bulunmuş? Nasıl toplanılmış? Bunlara dair tek bir evrak, tutanak yok olay yeri inceleme dosyasında ama ne hikmetse bulunmuş ve yazılmış.
15.10: 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan mağdur-müştekileri temsilen Av. Nuray Özdoğan beyanda bulunuyor.
Av. Nuray Özdoğan: Kovuşturmanın genişletilmesine dair çabalarımıza dair gösterdiğiniz dirençten dolay aynı şeyleri tekrar ediyoruz. Amacımız sorumluların açığa çıkması.
Biz avukatlar olarak aynı zamanda olay yeri tanığıyız. Günlerce savcının kapısında beklememize rağmen kısıtlılık kararıyla karşılaştık. Savcılık makamı olayı aydınlatmak yerine olayı kapatmaya dönük irade sergiledi. Savcılığın dosya ile aramıza koyduğu kısıtlılık kararındaki kasıt nedir? Bir adam öldürme davasında bile yapılması şart olan şeyler bu dava için yapılmadı. Savcılık zahmet edip ismi geçen kişilerin ifadelerini almadı. Bunlar basit ihmal değil. Araçların takibi 10 Ekim akşamına kadar yapılabilecekken 16 Ekim’e kadar uzadı.
İçişleri Bakanlığı IŞİD’e dair bir rapor yayınladı. 10 Ekim’e dair geçen cümle şu: “10 Ekim’de gösteri yürüyüşte 2 canlı bomba patladı.” İçişleri Bakanlığı’nın bakışı bu. Bu bir mitingti. Buna gösteri yürüyüş diyerek sorumluluktan kaçamazsınız.
14.55: 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan mağdur-müştekileri temsilen Av. Sevinç Hocaoğulları beyanda bulunuyor.
Av. Sevinç Hocaoğulları: Burada örgütlü bir kötülük var. Bu örgütlü kötülük 10 Ekim Katliamı’nı elbirliğiyle gerçekleştirmiştir. Bu örgütlü kötülüğün bir yanı bir kısmı şu an sanık olanlar diğer yanı ise yargılanamayan tüm istihbarata rağmen katliamın olmasına engel olmayan, hiçbir kontrol-arama yapmayan Valisi, Emniyet Müdürü dahil diğer tüm kamu görevlileridir. Biz bu katliamın aydınlatılması için olanaklara sahibiz. Buna dair veriler geçtiğimiz duruşmalarda da ifade ettiğimiz müfettiş raporunda mevcut. Bunun haricinde duruşmada dinlenen tanık, yaralı beyanları da bu hususları gözler önüne sermektedir. Hal böyleyken kamu görevlilerinin bu duruşmada yargılanmaması, yargılamanın eksik, yarım kalması anlamına gelecektir.
Bilindiği üzere Katliamın hemen öncesinde yayınlanan Başbakanlık Genelgesi kapsamında İl ve İlçe Güvenlik ve Asayiş Koordinasyon Merkezlerinin ve Başbakanlık Koordinasyon Merkezi’nin oluşturulmasına karar verilmiştir. Bu merkezlerin oluşturulmasına rağmen Katliam gerçekleştirilebilmiştir. Bu nedenle Katliamın pek çok istihbarat bilgisine rağmen nasıl gerçekleşebildiğinin açığa çıkarılabilmesi açısından dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü personeli dışında Ankara Valisi ve İl Güvenlik ve Asayiş Koordinasyon Merkezi toplantılarına katılan diğer yetkililerin mahkeme huzurunda dinlenmesi gerekmektedir. Şöyle ki;
Dosyaya getirilmesini talep ettiğimiz Mülkiye Müfettişlerinin raporunda yer alan Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin ifadelerinden bu koordinasyon merkezinin Valilik bünyesinde toplanmaya başladığı anlaşılmaktadır. Dönemin Ankara Emniyet Müdürü Kadri KARTAL mülkiye müfettişlerine verdiği ifadede toplantının ilkinin 18.08.2015 tarihinde gerçekleştiğini ifade etmiştir.
Yine Kadri Kartal’ın ifadesinde 27.09.2015 tarihli İl Güvenlik ve Asayiş Koordinasyon Merkezi toplantısında Ankara Vali’sinin “bu miting yapılmazsa ne olur” sorusu üzerine toplantıda olan kimsenin yapılmaması yönünde görüş bildirmediği belirtilmiştir.
IŞİD saldırılarının arttığı bir dönemde istihbarat birimlerine, idareye olağanüstü yetkiler veren genelge ile Adıyaman, Antep ve Ankara valilerinden başlayarak, MİT Bölge Başkanlıkları ve Başbakanlık’ın katliamın engellenmesine olanak sağlayacak şekilde istihbari bilgileri değerlendirme olanağına sahip olduğu açıktır.
Bu nedenle Katliamın nasıl gerçekleşebildiğinin açığa çıkarılabilmesi için bu aşamada dönemin Ankara İl Emniyet Müdürlüğü personeli ile birlikte başta dönemin Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar olmak üzere, Koordinasyon Merkezi toplantılarına katılan MİT temsilcisi ve diğer yetkililerin de dinlenmesini talep etmekteyiz.
14.25: 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan mağdur-müştekileri temsilen Av. İlke Işık beyanda bulunuyor.
Av. İlke Işık: 10 Ekim Katliamı’ndan bahsetmek istiyorsak O gün resmi izinli, başvurusu yapılmış, emniyetle görüşülmüş bir miting yapılacağını unutmamalıyız. Yine emniyete canlı bombaların mitingleri hedef alabileceğine ilişkin istihbarat var bunu da unutmamalıyız.. Buna rağmen TEM Emniyet Amiri Hüseyin Özgür Gür kendisine gelen bu istihbaratı hiçbir emniyet birimine iletmiyor. Bunu da itiraf ediyor. Diyor ki; sürekli istihbarat geliyordu, personelde tedirgin oluyordu. Ben de her istihbaratı göndermedim. Hüseyin Özgür Gür’ü de unutmamalıyız. Hal böyle iken tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde bu katliamda devletin sorumluluğu yoktur diyemeyiz.
Dönemin Ankara Valisi Mehmet KILIÇLAR’ın dönemin Ankara Emniyet Müdürü KADRİ KARTAL’ın sorumluluğu yoktur diyemeyiz. Aileler diğer tüm mitinglerde her zaman yollarda arama yapıldığını, bu mitingte diğer ellerden gelenlerin hiç aranmadığı tek tek çıkıp anlattılar. Sorumlusu bulunan tüm bu kamu görevlilerine; neden mitinge dair gereken önlemlerin almadıklarını, neden çok sayıda istihbaratın görmezden geldiklerini, hatta neden bazı istihbaratların saklandığını, neden yol aramalarının en kritik saatte durdurulduğunu sormamız gerekiyor. Katliamın üzerinden iki yıl geçti her duruşmada kamu görevlileri buraya getirilsin dinlensin diyoruz. Her duruşmada bu talebimiz reddediliyor. Ama biz her duruşmada yılmadan, sıkılmadan talepte bulunmaya devam edeceğiz.
Ve yine tekrar ediyoruz: sayın Mahkemeniz; dönemin Ankara Valisi Mehmet KILIÇLAR, Dönemin Ankara Emniyet Müdürü KADRİ KARTAL, dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Amiri HÜSEYİN ÖZGÜR GÜR, Dönemin Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı CEMAL DALKILIÇ, Dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü CİHANGİR ULUSOY, Dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürü HAKAN DUMAN, Dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü, ADEM ARSLANOĞLU ve Dönemin Çevik Kuvvet Şube Müdürü YILMAZ ERGAN’ı dinlemeli ve 10 Ekim mitingi için ne yaptıklarını ya da yapmadıklarına ilişkin beyanlarını almalıdır.
14.15: Verilen aranın ardından duruşma başladı. Daha önceki duruşmalara gelemeyen 3 müşteki-mağdur duruşmada beyanda bulundu.
12.30: Av. Ziynet Özçelik’in beyanları tamamlandı. Duruşmaya 14.00’a kadar ara verildi.
12.03: 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan mağdur-müştekileri temsilen Av. Ziynet Özçelik beyanda bulunuyor.
Av. Ziynet Özçelik beyanında sağlık bakanlığı tarafından her şeyin eksiksiz olduğuna ve hiçbir sağlık görevlisinin sorumluluğunun bulunmadığına dair rapor tanzim ettiğini ve sağlık görevlileri hakkında soruşturma izni vermediğini, savcılığın buna itiraz etmediğini belirtti. Özçelik ayrıca; bakanlığın gönderdiği soruşturma izni verilmemesine ilişkin raporun ekinde bulunan 4 cd’nin savcılık tarafından hiç incelenmediğini bu hususu savcı ile görüşmeye gittiklerinde farkettikerini açıkladı. Raporda gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu belirtilen Özçelik;
Raporda sağlık görevlilerinin triaj yaptığı yazıyor. Yalan! Triaj ilk gelen sağlık ekibinin ölü, ağır yaralı, orta derece yaralı, hafif yaralı şeklinde durum tespiti yapması, ölülerin koluna siyah bandaj, ağır yaralılara kırmızı bandaj takması gerekirdi. Bakıyorsunuz bunların hiçbiri yapılmamış. Yine triaj ekibinin ölü, ağır-orta-hafif yaralı onların sayısını merkez birime bildirmesi, merkez biriminin de ağır yaralılar için yoğun bakım teçhizatı bulunan ambulans takviyesi yapması, hafif yaralıların hızlıca taşınması için 4 kişi taşıma kapasiteli ambulans göndermesi gerekirdi. CD içerisindeki kayıtları tek tek inceledik ve gördük ki alana yoğun bakım teçhizatı olan tek bir ambulans gönderilmemiş, çoklu taşıma yapabilen tek bir ambulans gönderilmemiş.
Bunlar olmamışken nasıl triaj yapıldığını yazabiliyor sağlık bakanlığı? Yalan söylüyorlar! Katliamdaki sorumluluklarından kurtulmak için yalan rapor yazıyorlar. Savcılık ne yapıyor peki bu rapora itiraz etmek bir yana rapor ekindeki belgeleri bile incelemiyor!
Cumhurbaşkanı miting yaptığında en 25 ambulans, hava ambulansı gönderen bakanlık 10 Ekim mitingi öncesi 2 ambulans gönderdiği için övünüyor. Övünmekle kalmıyor ilk olarak bu ambulansların müdahale ettiğini yazıyor ama bakıyoruz ambulansların navigasyon kayıtlarına bu ambulanslar dakikalarca yerinden kıpırdamamış.
dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın bahsi geçen raporunun tam metnine ulaşmak için tıklayınız.
11.10: Aydın Barosu’nu temsilen Av. Kaan Akın, Rabia Altuntaş Çiftçi katılma talebinde bulundu.
11.09: Sanıklardan Burak Ormanoğlu dışındaki sanıklar duruşma salonunda hazır edildi. Ormanoğlu’nun nakledildiği ilin cezaevinden işlemlerinin tamamlanamaması nedeniyle getirilmediği belirtildi.
10.55: Taraf yoklaması tamamlandı. Celse arasında dosyaya gelen evraklar okunuyor.
10.30: Duruşma başladı. Taraf yoklamaları yapılıyor.
10.10: Açıklama sonrası aileler duruşma salonuna geldi.
09.40: Duruşma öncesi basın açıklaması yapmak isteyen yararlı ve hayatını kaybedenlerin yakınları ile kurum temsilcilerine Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü’nde görevli polis amirleri 10 Ekim-Der başkanı Mehtap Sakinci Coşkun’a; “bugün önemli ve hassas bir gün, bunca zaman biz size müsamaha gösterdik. Geçtiğimiz duruşma öncesi gar önünden slogan atarak adliye önüne gelmenize müsade ettik bu duruşmada da siz bize anlayış gösterin açıklama yapmayın” dedi. Coşkun ise açıklamayı yapacaklarını belirtti. Akabinde polis amirinin yanına gelen bir kişi amiri kenara çekerek bir şeyler söyledi. Tekrar Coşkun’un yanına gelen amir basın açıklaması yapılabileceğini belirtti. Akabinde basın açıklaması gerçekleştirildi.
10 Ekim Katliamı Davası’nın dördüncü grup duruşmalarını gün gün okumak için:
10 Ekim Davası’nın 4. grup duruşmasında ilk gün: Sanıklar ailelere ve avukatlara saldırmaya çalıştı
10 Ekim Katliamı Davası’nın üçüncü grup duruşmalarını gün gün okumak için:
10 Ekim Davası’nın 3. grup duruşmasının ilk günü tamamlandı
10 Ekim Davası’nın 3. grup duruşmasında ikinci gün tamamlandı
10 Ekim Katliamı Davası’nın ikinci grup duruşmalarını gün gün okumak için:
10 Ekim Davası’nın ikinci duruşması: IŞİD’li Halil İbrahim Durgun’un eşi tutuklandı
10 Ekim Davası’nın ikinci grup duruşmalarında ikinci gün: 16 ay sonra ilk defa aileler söz aldı
10 Ekim Davası’nın ikinci grup duruşmalarında dördüncü gün: aileler yargılamaya devam ediyor
10 Ekim Davası’nın ikinci grup duruşması tamamlandı bir sonraki duruşma mayısta
10 Ekim Katliamı Davası’nın birinci grup duruşmalarını gün gün okumak için:
#10EkimKatliamıDavası ‘nda 4. gün: tutuksuz sanık Suphi Alpfidan tutuklandı