
Kaboğlu’na terör örgütü propagandası suçundan dava
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzacılarından anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’na bu bildiriye imza atması nedeniyle terör örgütü propagandası suçundan dava açıldı
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzacılarından anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’na bu bildiriye imza atması nedeniyle terör örgütü propagandası suçundan dava açıldı
Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumu, bir anda Türkiye ve bölgenin gündemini değiştirdi. Kaboğlu’nun konunun farklı boyutlarından üçüne değindiği yazısını okumak için tıklayınız
denetim organları, şimdilik, ‘ihlalleri meşrulaştırma’ gayretkeşliğinde…
1982 Anayasası, 35. yılında üçüncü dönemine girdi: Karmaşa veya kaos. Başkalaşım ve araçsallaştırma, ilk iki dönem idi
OHAL İnceleme Komisyonu, kıyımları meşrulaştırma aracı mı
Hukukta bir kural var; “kötü misal, emsal teşkil etmez”
Cumhurbaşkanı “fesih yetkisi olduğunu ispat etsinler istifa edeceğim” demişti, üç anayasa hukukçusu, getirilen anayasa değişikliği önerisinde “fesih yetkisinin” açık olduğunu söyledi
KHK ile kamudan ihraç edilen Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Fransa’nın başkenti Paris’teki öğrencileri için Skype üzerinden derslerine başladı
Oylama, sadece 6771 sy.lı Kanun ile yürürlükteki Anayasa arasında değil, Kanun-i Esasi’den bu yana bütün anayasal kazanımlar arasında yapılacak
Van Borusu başkanlığı öngören Anayasa değişikliği öncesi “Anayasa değişikliğini tartışıyoruz” konulu panel düzenledi. Panele konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Kaboğlu: “Amaç seçilmişleri onurlandırmak değilse, bu yetki imparatorluğu nedir?” diye sordu
16 Nisan günü oylanacak olan şu: Sayısı 550’den 600’e çıkartılan TBMM’nin 1876-1909-1921-1924-1961 ve 1982 ekseninde genellikle artan ve kurumsallaşan yetkilerinin kaldırılmasına ‘evet’ mi, ‘hayır’ mı?
“Hayır” diyenleri, teröristler ile aynı safa koymakta yarışan vekiller, kendilerine yabancı bir ülkede yasak gelince, seyahat, ifade ve toplanma özgürlüklerinin erdemlerini hatırladı
“Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir. Bu yetki devredilemez” (1982 Any., md.7)
Antalya Barosu, Önce Demokrasi ve Anayasa-Der, Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonunda “Anayasa Değişikliğini Konuşuyoruz” başlıklı panel gerçekleştirildi. Panele Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ile Prof. Dr. Sibel İnceoğlu ve AİHM eski yargıcı Rıza Türmen katıldı
Anayasa değişikliği 16 Nisan’da kabul edilirse tarihimizin en büyük siyasal ve anayasal kırılmasına yol açacak. Bu nedenle, içeriği, çelişkileri ve yaratacağı tehlikeler göz önüne serilmeli
Böyle bir metin, 16 Nisan’da çoğunluk oyu alırsa, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası değil, olsa olsa, ‘tek kişi’ anayasası olur
Prof. Kaboğlu, akademideki ihraçlar karşısında uluslararası alanda umut verici büyük bir destek olduğunu belirtti
686 sayılı KHK, ‘halkoylamasının meşruluğu’ sorgulamasına yanıt gibi oldu. Kararname, Anayasal açıdan ‘yok hükmünde’ olsa da doğurduğu sonuçlar, savaş halinde bile görülebilecek türden değil. Çünkü savaşın da bir hukuku ve ahlakı var
Yayımlanan son KHK ile ihraç edilen Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, “Türkiye’de insan hakları ve demokrasinin, hukuk devleti ekseninde temellenmesi için son nefesime kadar, devam edeceğim”
Olağanüstü hâl ilân sebebiyle açıklanamayan işlemlerin olağanüstü hâl KHK’si yoluyla yapılması, apaçık ve ağır bir şekilde hukuka aykırıdır