Tasarıyı okuyunca ortaya çıkan açık ve net bir sonuç var: Bu memleket bizim diyenler ülkenin dört bir yanında sokaklarda, mahallelerde hayır meclislerini örgütlemelidir
Tasarıyı okuyunca ortaya çıkan açık ve net bir sonuç var: “Bu memleket bizim” diyenler ülkenin dört bir yanında sokaklarda, mahallelerde hayır meclislerini örgütlemelidir
AKP, MHP’nin de desteğiyle Erdoğan diktatörlüğüne anayasal temel kazandırmayı öngören “Başkanlık Anayasası” üzerindeki çalışmaları tamamladı ve Anayasa değişikliği teklifini TBMM’ye sundu. Parti temsilcilerinin ortak bir basın açıklamasıyla duyurduğu anayasa değişikliği teklifi, Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerinde önemli değişiklikler öngörüyor.
Nasıl ki çocuklara yönelik cinsel istismar konusunda getirilen yasa halkın iradesini ortaya koyması ile geri çektirildi ise başkanlık sistemi tasarısı da aynı iradenin ortaya konulması ile geri geçtirilebilecektir. Bu memleket bizim ve bu memleketi bir insanın iki dudağının arasına teslim eden bu tasarıya karşı çıkmalıyız.
Tasarıyı okuyunca ortaya çıkan açık ve net bir sonuç var: Bu memleket bizim diyenler ülkenin dört bir yanında, sokaklarda, mahallelerde hayır meclislerini örgütlemelidir.
(Tasarının neleri getirdiğine ilişkin bu çalışma TBMM’ye sunulan teklif maddeleri tek tek incelenerek derlenmiş olup önem arz eden değişikler listelenmiştir.)
TASARI NELER GETİRİYOR?
1- Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından kullanılan “YÜRÜTME” yetkisi sadece Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır hale getiriliyor. Cumuhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri arasına eklenenler şöyle:
- Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclis’e mesaj vermek
- Cumhurbaşkanı yardımcılarını ve bakanları atamak ile görevlerine son vermek
- Üst düzey kamu yöneticilerini atamak ve görevlerine son vermek
- Milletlerarası anlaşma yapmak
- Milli güvenlik politikalarını belirlemek ve gerekli tedbirleri almak
- Kanunların uygulanması için –kanunlara aykırı olmamak koşulu ile- yönetmelik çıkarmak,
- Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarmak
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılabileceği önemli hak ve durumlar: Ailenin korunması ve çocuk hakları, eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi, tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması, KAMULAŞTIRMA, devletleştirme ve özelleştirme, çalışma ve sözleşme hürriyeti, çalışma hakkı ve ödevi, çalışma şartları ve dinlenme hakkı, SENDİKA KURMA HAKKI, sendikal faaliyet, TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ, GREV VE LOVAKT HAKKI, sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması, gençliğin korunması, sosyal güvenlik hakkı
Kararname ile ilgili diğer yasaklar ve sınırlar: Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.(Cumhurbaşkanı’nın Kararname çıkarma yetkisinin taslaktan çıkarıldığı yazıldı yandaş medyada ancak bu bilgi gerçeği yansıtmamaktadır. Sadece bir maddenin içinden alıp başka bir maddenin içine yerleştirdiler.)
2- Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde temel hak ve hürriyetler belirli kıstaslar dâhilinde askıya alınabiliyordu. Yeni düzenleme ile madde metninden SIKIYÖNETİM hali çıkarılıyor.
Bu durumda iki yorum yapmak mümkün:
Birinci yorum: Anayasa metninde sıkıyönetim halinde temel hak hürriyetlerin askıya alınabileceğine dair hüküm olmadığı için sıkıyönetim halinde temel hak ve hürriyetlere dair kısıtlama getirilemez.
İkinci yorum: Anayasa’da sıkıyönetim halinde temel hak ve hürriyetlerin askıya alınamayacağına dair açık hüküm olmadığı için sıkıyönetim halinde her türlü temel hak ve hürriyet askıya alınabilir.
3- Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi bakanlar kurulundan alınarak “CUMHURBAŞKANINA” veriliyor. Cumhurbaşkanı hiç kimseye sormadan, sessiz sedasız vergileri keyfi bir şekilde arttırabilecek.
4- Milletvekili sayısı 550’den 600’e çıkarılıyor.
5- Milletvekili seçilebilme yaşı 25’den 18’e düşürülüyor. (2006 yılınan kadar 30 olan yaş sınırı 2006 yılında 25’e düşürülmüştü.)
6- Mevcut Anayasa’da “askerlik görevini yapmamış olanlar” milletvekili olamıyordu. Yeni taslak ile “askerlikle ilişiği olanlar” milletvekilliği yapamayacak.
7- Dört yılda bir yapılan TBMM seçimlerinin 5 yılda bir yapılması hükmü getiriliyor. Ayrıca TBMM seçimleri ile CUMHURBAŞKANLIĞI seçimlerinin aynı gün yapılması hükmü getiriliyor. Cumhurbaşkanlığı için Anayasa şartları oluştuğu taktirde erken seçim yapılabilmesi öngörülüyor.
8- (TASARIDAN ÇIKARILDI) Yedek milletvekilliği müessesi getiriliyor. (Buna göre her ilde partilerin gösterdikleri ancak seçilemeyen vekiller yedek milletvekili olacak. Seçilen vekillerden birinin vekilliği düştüğünde o partinin listesinde yer alan ancak seçilemeyen ilk sıradaki vekil adayı vekil olacak)
9- TBMM’nin görev ve yetkileri arasında bulunan “Bakanlar Kurulu’nu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kurulu’na belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme yetkisi” TBMM’nin görev yetkileri arasından çıkarılıyor.
10- Bakanlar Kurulu’nun kanun teklif etme yetkisi elinden alınıyor. Sadece milletvekilleri kanun teklifinde bulunabilecek.
11- Meclis’te toplantı yeter sayısı 184, karar yeter sayısı ise 139’dur. Meclis tarafından kabul edilen bir kanunu Cumhurbaşkanı’nın uygun bulmayarak Meclis’e geri gönderme yetkisi vardır. Meclis gönderilen kanunu aynı veya daha fazla çoğunluk ile geri gönderirse Cumhurbaşkanı kanunu ya onaylar ya da referanduma götürür. İkinci defa Meclis’e gönderme yetkisi yoktur. Yeni tasarı ile geri gönderme halinde Meclis’in aynen kabul yeter sayısı 139’dan salt çoğunluğa yani 301’e çıkarılıyor. Yani meclisin kanun yapma yetkisi elinden alınıyor. Cumhurbaşkanı’nın onay vermediği kanunun meclisten geçmesi imkansız bir hale getirilmek isteniyor. Cumhurbaşkanı Kararnameleri ile yönetileceğimiz bir ülkeye dönüştürülmek isteniyoruz.
12- Bakanlar Kurulu’nun TBMM tarafından aldığı yetki ile KHK çıkarma yetkisi elinden alınıyor.
13- Meclis ara verme veya tatil sırasında doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulu’un istemi üzerine toplantıya çağrılabiliyordu. Ara veya tatil halinde sadece Cumhurbaşkanı toplantı çağrısı yapabilecek. Ayrıca mevcut Anayasa’da olduğu gibi meclis başkanı veya meclis üyelerinin 5’te 1’nin yazılı talebiyle de toplantı çağrısı yapılabilecek.
14- Bakanlar katılamadıkları oturumlarda kendi yerlerine oy kullanmak üzere bir başka bakana yetki verebiliyordu. Bu yetki kaldırılıyor.
15- TBMM’nin bilgi edinme ve denetim yollarından olan soru (yazılı ve sözlü), Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve meclis soruşturması aşamalarından gensoru (Anayasa 99) ve meclis soruşturması (Anayasa 100) usülü kaldırılıyor. Soru ise sadece yazılı olmak koşuyla sorulabilir hale getiriliyor. Daha önce yazılı-sözlü soruda cevap için süre sınırı yok iken süre sınırı getiriliyor (15 gün içinde cevaplanmak zorunda). Daha önce soru başbakan veya bakanlara sorulabiliyordu. Teklif ile cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara sorulması düzenleniyor. Ayrıca teklif ile genel görüşme ve Meclis araştırmasına yürütme adına herhangi bir temsilci katılamıyor.
Gensoru: Milletvekillerinin başbakandan ya da bir bakandan bir sorunla ilgili olarak sözlü açıklama istemesine dayanan ve genel bir görüşmeden sonra hükümetin ya da ilgili bakanın görevden uzaklaştırılması sonucunu doğurabilen, Meclis’e ait bir denetim yetkisi.
Meclis soruşturması: Bakanlar ve başbakan hakkında soruşturma açılmasını öneren en az 50 milletvekili tarafından verilebilen denetim yetkisi.
16- Cumhurbaşkanlığı seçilme yaşı olan 40 yaş şartı, 5 yıllığına seçilme kriteri ve en fazla iki dönem seçilebilme durumu korunuyor. Seçilme şartlarından olan “Türk vatandaşı olma” şartı “doğuştan Türk vatandaşı olma” şeklinde değiştiriliyor.
Cumhurbaşkanı en az 20 milletvekili veya toplam oyların %10’u (dahil) geçen siyasi partiler ortak aday gösterebiliyordu. Teklif ile tek başına veya birlikte %5’ini alan siyasi partiler ve en az 100 bin seçmen aday gösterebilecek.
Anayasanın Cumhurbaşkanı’nın nitelikleri ve tarafsızlığının düzenlendiği 101. maddesinde yer alan “Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir” ifadesi Anayasa’dan çıkarılıyor. Böylelikle Cumhurbaşkanı aynı zamanda partisi ile ilişkisini deva ettirebilecek hatta partisinin genel başkanlığını yapmaya devam edebilecek.
17- Daha önce cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetten soruşturma açılabiliyordu (3/4 çoğunluk ile-413 vekil). Teklifle herhangi bir suç işlediği iddiası ile (3/5 çoğunluk-360 vekil) soruşturma açılabilecek. Her ne kadar bu durum pozitif görünse de fiilen aslında imkansız ve göz boyama amacı taşıdığı açık bir değişikliktir. Mevcut tasarıya göre Cumhurbaşkanı’nın partisi ile olan bağı devam edecek. Bu durumda Cumhurbaşkanı olacak kişi Cumhurbaşkanı sıfatı ile ülke yönetecek, daha sonra parti genel başkanı sıfatı ile partisi adına kimlerin vekil olacağını belirleyecek. Biz de o vekillerden 360’ının bir araya gelerek Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılması içni oy kullanmalarını bekleyeceğiz. 360 vekilinin oyu ile sadece soruşturma açılıyor. Cumhurbaşkanı’nın yüce divanda(Anayasa Mahkemesi) yargılanması için (2/3 çoğunluk-400 vekil)’in oyuyla yargılanmasına başlanacak.
Bu oranlar sağlanmazsa Cumhurbaşkanı yargılanmayacak. Cumhurbaşkanının parti başkanı sıfatı ile seçtiği vekillerin partili Cumhurbaşkanı’nın aleyhine oy kullandıklarını ve Cumhurbaşkanı yargılansın dediklerini düşünelim. Peki yargılamayı kim yapacak? Cevap Anayasa Mahkemesi. Hangi Anayasa Mahkemesi? Cevap: üyelerinin büyük bir kısmını Cumhurbaşkanı sıfatı ile şahsen atadığı, diğer bir kısmını ise parti başkanı sıfatı ile seçtiği vekillerden oluşan meclisin atadığı Anayasa Mahkemesi atayacak.
18- Cumhurbaşkanı yardımcıları bir veya daha fazla olabiliyor. Yardımcı sınırı yok. Yardımcılar sadece Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu olacak. Yani yardımcılar keyfi bir biçimde sınırsızca atanabilecek ve sadece bir kişi sorumlu olacaklar. Meclis’e karşı hiçbir sorumlulukları olmayacak.
19- Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği makamı kaldırılıyor.
20- Devlet Denetleme Kurulu’nun yetki alanı dışında olan Türk Silahlı Kuvvetleri yetki alanı içerisine dahil ediliyor. Kurulun üyelerinin görev süresi özlük işleri cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenecek.
21- Başbakanlık ve bakanlar kurulu kaldırılıyor.
22- Milletvekillerinin 3/5’i cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yenilenmesini isteyebiliyor. Ancak bu durumda milletvekilliği seçimleri de yenileniyor. Tersten Cumhurbaşkanı da TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar verebiliyor. Bu durumda cumhurbaşkanlığı seçimleri de yenileniyor.
(Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.)
Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın en fazla iki dönem seçilebileceğine ilişkin bir hüküm konulmuş ise de eğer Meclis Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yenilenmesi karar verirse bu durumda 2 dönem kuralı uygulanmıyor. Cumhurbaşkanı bir dönem daha aday olabiliyor.
23- Millî güvenliğin sağlanmasından ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı bakanlar kurulu sorumlu iken CUMHURBAŞKANI sorumlu hale getiriliyor.
24- Genelkurmay başkanı Bakanlar kurulunun teklifi üzerine cumhurbaşkanınca atanıyordu. Bu yetki direkt cumhurbaşkanına veriliyor. Başbakana karşı sorumlu olan genelkurmay başkanı cumhurbaşkanına karşı sorumlu hale getiriliyor.
“Millî Savunma Bakanlığı’nın, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıkları ile görev ilişkileri ve yetki alanı kanunla düzenlenir” hükmü anayasadan çıkarılıyor. Bu görev yetkileri CUMHURBAŞKANI KARARNAME ile düzenleyecek.
25- Milli güvenlik kurulunda başbakan, başbakan yardımcıları ve jandarma genel komutanı çıkarılıyor. Cumhurbaşkanı yardımcıları ekleniyor.
26- OHAL kararını cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu alabiliyordu. Bu yetki tek başına cumhurbaşkanına veriliyor. OHAL’in gerekli kıldığı konularda kararname çıkarabilecek. Bu kararnameler KHK hükmünde sayılacak.
Hangi hallerde OHAL ilan edilebilecek?
- Savaş hali
- Savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi
- Ayaklanma olması veya vatan veya cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması
- Anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması
- Kamu düzenin ciddi şekilde bozulması
- Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım
Burada görüleceği üzerine OHAL ilan etme yetkisinin tek bir kişiye verilmesinin yanı sıra bu tek kişi “kamu düzenin ciddi şekilde bozuldu” diyerek OHAL ilan edebilecek. Çünkü kamu düzenin “ciddi” bir biçimde bozulup bozulmadığına bir kişi karar verecek ve hiç bir bireyin buna itiraz hakkı yok. Geniş ve keyfi yoruma müsait bu ve benzeri diğer bir kaç başlığı gerekçe gösterilerek sürekli OHAL ilan edilebilir.
27- Kamu tüzel kişilikleri sadece kanunla kurulabiliyordu. Teklif ile kanunla veya cumhurbaşkanı kararnamesi ile kurulabilecek. Mahalli idareler Bakanlar Kurulu’nun izni ile birlik kurabiliyordu. Bu izin yetkisi cumhurbaşkanına veriliyor.
28- Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şûra’nın kararları karşı yargı yolu açılıyor.
29- Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu başbakanlığa bağlı ilen cumhurbaşkanının görevlendirileceği bakana bağlı hale getiriliyor.
30- Askeri mahkemelerin tamamı kaldırılıyor. (Savaş halinde asker kişilerin işledikleri suçlar hariç)
31- Anayasa mahkemesinin 17 olan üye sayısı 15’e düşürülüyor. (Hatırlatma: Anayasa Mahkemesi’nin iki üyesi darbe girişimi sonrası ihraç edilmişti.)
32- HSYK’nın adı HSK (Hakimler Savcılar Kurulu) oluyor. 22 asıl, 17 yedek olan üye sayısı 12 asıla düşürülüyor. 3 olan daire sayısı 2’ye düşürülüyor.
33- Tasarıda bütçeyi Cumhurbaşkanı hazırlayıp Meclis’e sunması öngörülüyor. Yine tasarıya göre bütçe görüşmeleri sırasında bütçeye karşı milletvekilleri gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunması yasaklanıyor. Mevcut durumda bütçe meclisten geçmezse hükümet düşüyor. Bu da hükümeti nispeten bütçeyi hazırlarken kontrol altında tutan bir durum. Getirilmek istenen sistemde ise Cumhurbaşkanı tarafından sunulan bütçe reddedilirse bunun hiçbir yaptırımı yok. Hatta bütçe reddedilse dahi tekrar oylama veya Cumhurbaşkanı’nın bütçeyi yeniden gözden geçirerek meclise sunması gibi bir durum söz konusu bile değil. Eğer bütçe reddedilirse bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre arttırılarak uygulanacak. Yani diğer konularda olduğu gibi bütçede de meclisin ne dediğinin bir önemi olmayacak.
Av. Sercan ARAN
(katkı/öneri/eleştirileriniz için: [email protected])