Gezi olayları sırasında gaz fişeği ile Abdullah Cömert'i öldüren sanık polis memuru hakkında verilen mahkumiyet hükmü, Yargıtay tarafından sanık lehine bozuldu
Gezi olayları sırasında gaz fişeği ile Abdullah Cömert’i öldüren sanık polis memuru hakkında verilen mahkumiyet hükmü, Yargıtay tarafından sanık lehine bozuldu. Yargıtay Cömert’in katiline verilen 13 yıl 4 aylık cezayı fazla bularak taksirden ceza verilmesi gerektiğini söyledi
Gezi sürecinde 3 Haziran 2013 günü Antakya’da, polisin attığı gaz fişeği ile vurularak yaşamını yitiren Abdullah Cömert davasının temyiz süreci sonuçlandı. Sanık polis memuru hakkında yerel ceza mahkemesi tarafından “kastın aşılması suretiyle insan öldürme suçu”ndan verilen 13 yıl 4 ay hapis cezası, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından sanık lehine bozuldu.
Yargıtay tarafından 24 Mayıs günü tefhim edilen bozma kararına göre; sanık polis memurunun olayda kast ile davrandığını ortaya koyan kanıtlar yok, bu nedenle sanık hakkında “bilinçli taksirle insan öldürme suçu”ndan hüküm kurulması gerekiyor. Bu durumda sanık, 5237 Sayılı TCK 85/1 ve 22/3 maddeleri uyarınca alt sınırdan 2 buçuk yıl hapis cezası alma ihtimali bulunuyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da, yine sanık polis memuru hakkında “bilinçli taksirle insan öldürme suçu”ndan hüküm kurulması yolunda, sanık lehine tebliğname sunulmuştu. Öte yandan yerel ceza mahkemesi hükmü, sanık polis memurunun “kasten insan öldürme suçu”ndan müebbet hapis cezasına çarptırılması yolunda, Cömert ailesinin avukatları tarafından da temyiz edilmiş idi. Ancak bu talep Yargıtay tarafından haklı bulunmadı ve yalnızca sanık avukatlarının talebi doğrultusunda bozma kararı tesis edildi.
“Adalete olan inancımız zayıfladı”
Davayı takip eden Cömert ailesinin avukatlarından Av. Hatice Can, söz konusu bozma kararı üzerine sendika.org da yer alan açıklamalarında şunları söyledi:
Abdullah Cömert davasında sanık polisin kasten öldürme fiilini işlediği yönündeki uzman mütalaası ve olgulara rağmen Yargıtay’ın vermiş olduğu bu karar toplumsal vicdanı zedelemiş, adalete olan inancı zayıflatmıştır. Yargıtay’ın bu olumsuz kararına rağmen inatla ve inançla adalet mücadelemiz devam edecektir.
toplumsalhukuk