#10EkimKatliamıDavası ‘nda 4. gün: tutuksuz sanık Suphi Alpfidan tutuklandı

#10EkimKatliamıDavası ‘nda 4. gün: tutuksuz sanık Suphi Alpfidan tutuklandı

10 Ekim 2015 günü katledilen 100 insanımızın katilleri hakkında açılan davanın 4. günü başladı. Bugünkü duruşma da sanıkların ifadeleri ile devam edecek. Sanıkların ifadelerindeki detayları ve davadan gelişmeleri haber içeriğinden takip edebilirsiniz.

10 Ekim 2015 günü katledilen 100 insanımızın katilleri hakkında açılan davanın 4. günü bugün (10 Kasım) başladı. Davanın dördüncü gününde sanık ifadelerinin dinlenmesine devam edilecek. Duruşma öncesi Ankara Tren Garı önünde buluşan aileler ve yaralılar Ankara Katliamı’nın 13. ay dönümünde kaybettiklerini andı.

19.00: Sanık Metin Akaltın’ın ifade ve sorgusu da tamamlandı. Duruşma yarın 10.00’da devam edecek.

18.45: Mahkeme başkanının sanığa sorduğu sorular tamamlandı. Mağdur – müşteki avukatları sanık Metin Akaltın’a sorularını yöneltiyor. Av. Eylem Sarıoğlu Aslandoğan ve diğer avukatlar sırasıyla sanığa sorularını yöneltti.

Mağdur – müşteki avukatlarının tüm sorularını bir önceki sanık gibi Metin Akaltın’da: “cevap yok” diyerek cevapladı.

18.35: Sanık Metin Akaltın’a  bilirkişi tarafından tespiti yaptırılan, Akaltın olduğu rapor ile tespit ettirilen ve cihat kamplarında çekilen görüntüleri gösterildi.

Sanık Metin Akaltın: Kesinlikle ben değilim.

Sanığa gösterilen ve inkar ettiği görüntüleri:

 

18.25: Sanık Metin Akaltın’a dosya içerisinde bulunan ve hücre evi olarak kullanılan Alyaz Sitesi’ne giren çıkan kişilerin olduğu görüntüler gösteriliyor. Sanık Akaltın görüntülerdeki kişilerin hiçbirini “tanımadığı” beyan etti.

Dosyada sanık olarak yargılanan bir kısım sanık ile binaya birlikte giriş çıkış görüntülerini ise “tesadü olarak açıkladı.

18.15: Mahkeme başkanı: “Eşin verdiği ifadede; senin Türkiye’yi darülharp olarak gördüğünü ve kendisine(eşine) oy kullandırmadığını söylemiş. Ne diyorsun bunlara?

Sanık Metin Akaltın: Eşim asla öyle bir şey dememiş. Ben eşimle konuştum. Bunları polisler kendi kendilerine yazmış. Polislerin oyunu.

18.00: Sanık Metin Akaltın’ın ifadesi tamamlandı. Mahkeme başkanı sanık Metin Akaltın’a sorularını yöneltiyor. Mahkeme başkanının;

Emniyet ifadende veya diğer ifadelerinde emniyete Halil’in adresini verdiğine dair tek bir şey söylememişsin neden söylemedin?

Seydi diye birinden bahsetmişsin bu kişi kim ne ilişkin var?

Alyaz Sitesi’nedeki hücre evine neden gittin?

Bomba malzemelerinin olduğu depoda parmak izin var buna ne diyorsun?

Yunus Emre Alagöz ile görüntülerin var dosyada bunlara ne diyorsun?

Kasap Bedo kod ismi senin mi? soruları üzerine;

Sanık Metin Akaltın: O polis memurları da FETÖ’cülerdir. Beni çocuklarımla eşimle tehdit ettikleri için emniyette dedikleri gibi şunları tanıyorum, Suriye’ye gittim gibi ifade verdim.

Bu Seydi denilen şahıs benim müşterimdi aradı dükkana gelip dini şeyler anlatırdı. Kaçakçı olduğunu bilirim. Kasap olduğum için ucuz olsun diye Kaçak hayvan getirmek istiyordum. Ona söyledim o da bana gel Suriye’ye gidelim, orada dini yaşam var, gel bir gör belki sevip buraya yerleşirsin hem senin hayvan işini hallederiz.” dedi. Ben de gidip işimi hallederim diyerek Suriye’ye gittim. Başka bir amacım yoktu.

Alyaz sitesine gidişim tamamen tesadüfidir. Halil’in bana borçları vardı. Cumartesi günü de bizim hesap kapama günüydü. Borcumu almak için o eve gittim.

O parmak izlerini kabul etmiyorum. Bana ait değildir.

Yunus Emre Alagöz’ü tanımam. Onunla olan görüntülerimi hatırlamıyorum.

Mesleğim kasaplıktır ancak bedo diye bir kod adım yok. Samimi arkadaşlarım bazen bana Meto der o kadar.

17.51: Sanık Metin Akaltın ifadesini vermeye başladı.

Sanık Metin Akaltın: Öncelikle üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Ben Gaziantep’te kasaplık yaparım. Esnaf olduğum için fazlaca müşterim vardır. Halil İbrahim Durgun’da benim müşterimdir. Bana haftada bir iki gün kurban kestirir et alırdı. Ben bazen bu eti kendisinin talebi üzerine evine götürürdüm.

Ben Halil İbrahim Durgun’un Ankara olayından dolayı medyada gördüm sonra Halil yanıma gelerek senden rica ediyorum beni bir gün evinde sakla dedi. Ben reddettim. Sonra beni tehdit etti silah çekti beni bir arabaya bindirdi ve evin nerede dedi. Ben de evimin adresimi söyledim. Oraya gittik arabada iki kişi daha vardı. Bu kişi ile birlikte benim ailemle yaşadığım eve girdik. Halil ben çocuklarımı almaya gidiyorum diyerek gitti. Diğer iki kişiyede bunlar kaçmaya çalışırsa çocuklarını ve bunu öldürün dedi. Bu iki kişiyi tanımıyorum. Sonra Halil büyük bir valiz ve çocuklarını da alarak geldi. Ben ertesi gün işe diye çıktım. Halil’i ihbar edecektim.  Yolda gördüğüm bir polise Ankara patlamasında aranan Halil İbrahim Durgun’un çocuklarımı rehin aldığını söyledim evimin adresini verdim.

Sonra polisler senin araman var diyerek beni gözaltına aldı. Gözaltında Polisler; “Halil kendini senin evinde patlattı, çocukların ve eşin ağır yaralı yaşama şansları yok. Eğer bizim dediğimiz gibi ifade verirsen biz eşini ve çocuklarını ameliyat ettiririz eski sağlıklarına kavuşurlar” dedi. Polisler beni ailemle tehdit ettikleri için ben de nasıl ifade ver dedilerse o şekilde ifade verdim. Sonradan öğrendim ki eşim ve çocuklarıma hiçbir şey olmamış.

17.50: Verilen aranın ardından duruşmaya sanık Metin Akaltın’ın ifadesi ve sorgusu ile devam edecek.

17.35: Sanık Yakup Karaoğlu’nın ifade ve sorgusu tamamlandı. Duruşmaya 15 dakika ara verildi.

17.20: Mahkeme başkanının sanığa sorduğu sorular tamamlandı. Mağdur – müşteki avukatları sanık Yakup Karaoğlu’na sorularını yöneltiyor. Av. Ahmet Özdel, Av. Mustafa Kemal Bögün, Av. Özcan Karakoç sırasıyla sanığa sorularını yöneltti.

Mağdur – müşteki avukatlarının tüm sorularına karşı Sanık Yakup Karaoğlu: “Açıklamaları mahkeme başkanına yaptım, cevap vermek istemiyorum” diyerek cevapladı.

17.10: Sanık Yakup Karaoğlu’nun ifadesi tamamlandı. Mahkeme başkanı sanık Yakup Karaoğlu’na dosyada yer alan IŞİD bayraklarının açıldığı düğün fotoğrafları gösterdi. Sanık Yakup Karaoğlu gösterilen fotoğraflarda diğer sanık Erman Ekici’yi tanıdığını belirtti. (bilgi: sanık Erman Ekici kendisine aynı fotoğraflar gösterildiğinde kendisi olmadığını beyan etmişti.)

16.55:  Sanık Yakup Karaoğlu  ifadesine vermeye başladı.

Sanık Yakup Karaoğlu: 100 güzel insanın hayatını kaybetmesi beni derinden üzmüştür. Bu katliamı gerçekleştirenler bu olayı benim üzerime yıkmak istiyorlar.

Elhamdülillah FETÖcü teröristler devletimizin içinden temizlendi. Benim ülkeden başka gidecek ne bir ABD ne de sırtımı dayayacağım PYD, PKK var. Ben emlakçılık yapan biriyim. Esnaf olarak insanları kürt-türk, alevi-sünni diye ayırmam. Benim numaram binlerce insanda vardır. Halil İbrahim Durgun’u tanıyor olmam beni IŞİD üyesi yapmaz. Kendisi ile bir ticaretimiz olmuştur. Hatta alacağımız alamadığım için aramızda bozulmuştur.

Ben HÜDA-PAR üyesiyim. Oy kullanan biriyim. IŞİD oy kullananları öldürür. Ben sigara içen biriyim. IŞİD sigara içenlerin elini keser. Ben böyle bir insanken IŞİD’e nasıl üye olabilirim.

Adaleti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde değil sizlerin vicdanlarında bekliyorum. Bu suçlamadan dolayı beni savunacak bir avukat dahi bulamıyorum.

Ben Genç Muvahhitler Derneği’ne gittim ama esnaf adam olduğum için her türlü çevreye giderim ve burada yemek filan yemeye gitmiştim.

16.54: Sanık Erman Ekici’ni ifade ve sorgusu tamamlandı. Duruşma sanık Yakup Karaoğlu’nun ifade ve sorgusu ile devam edecek.

16.35: Mağdur – müşteki avukatları sanık Erman Ekici sorularını yöneltiyor. Av. Tugay Bek, Av. Özcan Karakoç sırasıyla sanığa sorularını yöneltti. Mağdur – müşteki avukatlarının soruları üzerine;

Sanık Erman Ekici: 6-7 Ekim olaylarında PKK’lilere karşı kendimi korumak için bir silah almıştım. Evimde  20 bin lira para bulunmuştur doğrudur bu para tamamen bana aittir. Çok bir para değildir, paramı bankaya yatırmam, inşaat işiyle uğraşıyorum. Öyle çok bir para değil 20 bin lira. Müslüman Gençler Derneği’ne üyeydim. Bu derneğin kermes filan yaptığını bilmiyorum.

Bir suçum olsa şu an cezaevinde olurdum (bilgi: Sanık Erman Ekici: iki farklı dosya kapsamında terör örgütü üyeliğinden tutuklu bulunuyor.)

4 çocuğum var. Erkek olanın adı Talha’dır. (Ebu Talha ne demek sorusu üzerine) Talha’nın babası demek. (O zaman Ebu Talha sen oluyorsun sorusu üzerine) ben değilim tamamen tesadüf.

(devam ediyor)

16.22: Sanık Erman Ekici ifadesini vermeye başladı.

Sanık Erman Ekici: Benim herhangi bir kod adım yoktur. Ebu Talha kod isim kişi ben değilim. Ben emniyet veya savcılıkta bu konuyla ilgili herhangi bir ifadem yoktur. Ben şu anda gar patlamasından dolayı sorumlu tutulmuyorum. Sadece terör örgütüne üye olmaktan yargılanıyorum. Bu olayla ilgim yoktur.

Benim hakkımda yakalama emri çıkarılmış neden çıkarılmış bilmiyorum. Benim hakkımda yakalama emri çıkarıldığında ben zaten cezaevindeydim beni nasıl bulamamışlar ben de bilmiyorum. Ben Gaziantep’te de IŞİD üyeliğinden gözaltına alındım ve o suçtan tutukluydum. Halen o dosya kapsamında da tutukluyum. O dosyanın iddianamesini bekliyorum. Benim dosyamın bu dosyadan ayrılmasını ve diğer dosyayla birleştirilmesini talep ediyorum.

Suriye’ye hiç gitmedim. Ben iddianameye göre eğitmenlik görevindeymişim. İşitme engelli bir insanım hangi örgüt bir işitme engelliyi eğitmen olarak neden görevlendirsin.

16.20: Sanık Mehmettin Baraç’ın ifade ve sorgusu tamamlandı. Sanıklardan Erman Ekici’nin ifade ve sorgusu ile duruşma devam edecek.

15.55: Sanık Mehmettin Baraç “Herhangi bir suç işledin mi?” sorusuna cevaben; “Evet işledim. Küçükken komşuların bahçesinden emla, kiraz erik çaldım bu da bir suçtur.” diyerek 100 insanın katilli olarak yargılandığı davada sanık sandalyesinde oturup hayatını kaybedenlerin yakınları ile, yaralılar ile açıkça dalga geçiyor!

15.50: Sanık Mehmettin Baraç mağdur-müşteki avukatlarının sorgusu esnasında; “Dün bir hukukçu bana burada zazaca küfür etti. Yeni bir Yasin Börü cinayetine zemin hazırlanıyor.” diyerek avukatları açıkça tehdit etti!

15.25: Mağdur – müşteki avukatları sanık Mehmettin Baraç’a sorularını yöneltiyor. Av. Eylem Sarıoğlu Aslandoğan, Av. Senem Doğanoğlu, Av. Özcan Karakoç, Av. Kazım Bayraktar sırasıyla sanığa sorularını yöneltti. Mağdur – müşteki avukatlarının soruları üzerine;

Sanık Mehmettin Baraç: PKK’lılar benim kimliğime el koydu benim adıma bir çok telefon hattı açıldığını öğrendim ve emniyete başvuru yaparak bunları iptal ettirdim. Islah-Der’de namaz kaldım diğer başka yerlerde de kıldığım gibi.

(Bu Islah-Der’in IŞİD’e eleman kazandırdığını söylemişsin Islah-Der’in IŞİD’ e eleman kazandırmadaki pozisyonu nedir? sorusu üzerine) bilmiyorum.

(Üye olduğunuz bir siyasi parti var mı? sorusu üzerine) evet, halen Ak Parti’ye üyeyim.

(Türk polisine güvenir misin? sorusuna cevaben) Türk polisine güvenirim, güvenmesem bu ülkede yaşamam.

Buraya kurban olarak getirildim. Sırf insanların acısına su serpmek için ben seçildim.

(Madem polise güveniyorsun polis neden bingölden başka bir insanı değilde seni seçti emniyetin seninle bir alıp veremediği mi var? sorusu üzerine) Bir darbe gecesi yaşadık. FETÖ denilen örgüt 15 Temmuz gecesi darbe girişiminde bulundu. Bu ülkedeki nasırlar çıktı ve darbe yaptı aynı nasırlardan biri beni kurban olarak seçmiş olabilir.

(mağdur-müşteki avukatlarına hitaben) siz bana sorular sormadan önce ben sorularınıza cevap vermemeyi düşünüyordum. Sonra baktım ki acılısınız cevap vereyim dedim. Ancak burada beni suçlamanız beni üzdü.

14.50: Sanık Mehmettin Baraç ifadesini vermeye başladı.

Sanık Mehmettin Baraç: Ankara’da bir patlama oldu, ben durumu kesinlikle kabul etmyorum. Bir ceza hukuku kitabında “bir suç ile itham edilen kişi suçsuzluğu ispat edilene kadar suçsuz sayılır” diye bir hüküm okudum ama şu an da bana suçluymuşum gibi davranılıyor. Yasin Börü katledildi ama bu insanın IŞİD ile alakası yoktu. Bursa’da insanlar katledildi bunları yapanlarında orada ölen ve yaralananlarında IŞİD ile alakası yoktu. Her sakallı namaz kılan IŞİD’li değildir. Eğer islamofobik bir şekilde hareket edersek Türkiye bölünür.

Ben sürekli tutukluluğuma itiraz ettim ancak hiçbiri kabul edilmesi bende bunun üzerine avukatıma sordum niye böyle bu durum diye. O da bana emniyet ifadeni hatırlamıyor musun dedi ve ifademi bana verdi. Ben bu ifadeyi okuyunca şok oldum. Bu ifade kesinlikle bana ait değildir.  Ben hastayım ve 4 farklı ilaç kullanıyorum. Bana yemek ve ilaç vermediler.

TEM’de bana Ankara Garı patlamasına iştirak etmişsin bir de Bağdadi’ye mektup göndermişsin dediler. Ben de kesinlikle patlamada bir ilgim yoktur ve  Bağdadi’ye ben mektup göndermiş olsaydım şu an ben sizinle değil Hakan Fidan ile görüşüyor olurdum. Bana ilaçta yemekte vermediler o yüzden ben Ankara TEM’de ne dediğimi hatırlayamıyorum bu yüzden de bu ifademin bir kısmını kabul etmiyorum.

IŞİD bayrağı olarak maledilen bir bayrak vardır. Bu bayrak IŞİD bayrağı değildir. Bu bayrakta peygamberin mührü  vardır. IŞİD ile bir ilgisi yoktur.

Ben Beritan isimli bir şahıs aracılığı ile Suriye’ye kaçak yollarla gittim. Ben bu gidişimden Şanlıurfa emniyeti de haberdardır. Ben Suriye’ye kardeşimi aramak için gitmiştim. Kardeşimin kaybolduğuna dair emniyete de bildirimde bulunmuştum. Kardeşim IŞİD, PYD, PKK, ÖSO kime hangi örgüte katıldığını bilmiyordum o yüzden onu arayıp bulmak istiyordum. Ancak geçer geçmez IŞİDciler beni gözaltına aldı ve telefonuma el koydu beni 14 gün gözaltında tuttular. Sonra telefonumu bana verdiler ve git buradan dediler ama ben kardeşimi bulamadığım için Antep üzerinden başka biri aracılığı ile tekrar gittim Suriye’ye her yerde kardeşimi aradım ancak bulamadım.

Ben camide de HÜDA-PAR’ın derneğinde de namaz kıldım. Bu da bir suç teşkil etmiyor.

Bana IŞİDcilerin cenazesine gitmişsin diyorlar evet gittim ama IŞİDci filan diye değil arkadaşım öldüğü için cenazesine gittim. Benim PKK’li arkadaşımda dağda öldü onun da cenazesine gittim şimdi ben PKK’limi olacağım.

Eskiden başkanlığını yaptığım “Muhafazakar Gençlik Derneği” isimli bir dernek vardı. Bu derneğin faaliyetlerine bakarsanız herhangi bir örgüt ile filan alakası olmadığını görürsünüz.

Hakkımda IŞİD’e üye olmaktan açılmış Bingöl’de bir dava daah vardır. Aynı örgüte üye olmaktan iki defa yargılanıyorum. Bu kabul edilemez. Bu dosya ile ilgim yoktur ve burada bana isnat edilen tek suç terör örgütü üyeliğidir. O dosyada da aynıdır. Bu dosyadan ayrılarak dosyanın Bingöl’deki dosya birleştirilmesini ve tahliyemi talep ediyorum.

14.45: Sanık Talha Güneş’in müdafisi de dosyanın kapsamında olması sebebiyle hazırlanamadıklarını CMK’dan müdafi olarak yeni atandığını, süre istediğini beyan etti. Duruşma sanık Mehmettin Baraç’ın ifadesi ile devam edecek.

14.40: Sanık Talha Güneş ifadesini vermeye başladı.

Sanık Talha Güneş: Ben iddianameyi almadım okumadım, savunmamı bir sonraki celse vermek istiyorum.

14.30: Verilen aranın ardından duruşma  Talha Güneş’in ifade ve sorgusu ile devam ediyor.

13.45: Duruşmaya 14.30’a kadar verildi.

13.30: Mağdur – müşteki avukatları adına Av. Özcan Karakoç tutuksuz sanık Suphi Alpfidan’ın tutuklanmasını talep etti. Cumhuriyet savcısı sanığın tutuklanması yönünde mütalaa verdi. Mahkeme Suphi Alpfidan’ın TUTUKLANMASINA KARAR VERDİ.

13.10: Mağdur – müşteki avukatları sanık Suphi Alpfidan’a sorularını yöneltiyor. Av. Ahmet Özdel, Av. Özcan Karakoç sırasıyla sanığa sorularını yöneltti. Mağdur – müşteki avukatlarının soruları üzerine;

Sanık Suphi Alpfidan: Aylık 2-3 bin TL kazanıyorum. Askerliğimi sağlık sorunlarım sebebiyle yarıda bıraktım. Sevenim var sevmeyenim var cezaevinde neden yattığımı açıklamak istemiyorum. Kobani’de Veli isimli bir akrabam var. IŞİD’li değildir. (paran yok gümrük ticareti yapacaktım diyorsun sorusu üzerine) Orasını karıştırma. 2009-2010 yıllarında cezaevindeydim, sebebini söylemeyeceğim.

(Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun muhasebeci ama senden sürekli kiralık depo istiyorlar hiç şüphelenmedin mi? sorusuna) hiç şüphelenmedim dedi.

Almanya’dayken kardeşim eve özel harekatçıların geldiğini söyledi. Ben de Almaya’dan hemen döndüm. Alanya’ya gittim. Niyetim memlekete dönmeden tatil yapmaktı.

13.00: Sanık Suphi Alpfidan’ın ifadesi tamamlandı. Sanık müdafi Av. Sami Kaplan beyanda bulunuyor.

Av. Sami Kaplan: Ben sanığın TEM ifadesine, savcılık ifadesine katıldım. Daha sonra da Sulh Ceza’da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ben bu menfur olayı sağ-sol ayrımı yapmaksızın şiddetle kınıyorum.

İddianame tanzim edildikten sonra alıp 3 defa okudum ancak müvekkilin IŞİD üyesi olduğuna dair tek bir bulgu bulamadım. Müvekkilin arabada bir tane parmak izi çıkmıştır. Bu da tek başına hiçbir şey ifade etmez, müvekkil de bu arada da neden parmak izi bulunmuş olabileceğini de kendisi açıklamıştır.

12.40: Sanık Suphi Alpfidan’ın ifadesi başladı.

Sanık Suphi Alpfidan: Olayla ilgim alakam yoktur. Ben Antep’te emlakçıyım. Ba-bahçe alıp satarım. Arabada parmak izim çıkmış. Bana isnat edilen başka bir suçlama bulunmamaktadır.

Yakup Karaoğlu’da emlakçıdır onunla öyle tanışırım. Benim dükkana gelip giderdi. Yanında lise arkadaşları Resul Demir Halil İbrahim Alçay’da gelirdi. Onlarla da öylelikle tanıştım.

Bu olaylardan önce emlak işi durgundu. Ne iş yapalım filan diye düşünüyorduk. Resul Demir’de gümrüklerde ihalelere filan giriyordu. Resul Demir iplik ihalesi var girelim mi dedi. Bizim aile eski halıcıdır o sebeple bakalım dedim. Sınıra giderek iplik numunesi aldık. Gitmemde bundan ibarettir.

Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun bana geldiler depo kiralamak istediklerini söyleyerek yanıma geldiler. Bunlar dükkanda Adıyaman’da Menzil tarikatının şeyhi var ona Şarlatan dedi. Mevlana hazretlerine şöyle böyle dedi. Ben de bunun üzerine bunlar sapık mıdır nedir dedim ve irtibatımı kestim. Yanımda telefonla konuşmazlardı. Bazen telefonları çalardı dışarı çıkıp konuşurlardı. Bir de birbirlerine şıhım derlerdi.

Bu olaydan bir hafta on gün önce filanda Halil İbrahim Durgun biraz nakitim var bir ev almak istiyorum diyerek tekrar yanıma geldi. Ben de tanıdığım birkaç müteahhit tanıyordum. Durgun’u onlara götürdüm ancak anlaşamadılar. İyi ki de anlaşamamışlar.

Yunus Durmaz filan camiye gitmezdi biraz aşırılardı. Biz camiye giderdik dükkan ve çeve esnaf ile cum günleri. Onlar gelmezdi ama namazdan sonra hep birlikte yemek yerdik.

Hiç terör örgütüne katılan yakınım yok. 3 gündür diğerlerine sorduğunuz dernek isimlerini ilk defa burada durdum.

Enes plastiğe bir defa gittim. Onda da ham madde vermek için gittim.

Almanya’ya gittim. Suriyeli gibi Kobani’den gelen bir akrabamla Almanya’da bulundum. Ancak çocuklarımı özleyince geri geldim.

12.36:  Sanık Nihat Ürkmez’in ifade ve sorgusu tamamlandı. Sanık Suphi Alpfidan’ın ifade ve sorgusu ile duruşma devam edecek.

12.00: Mağdur – müşteki avukatları sanık Nihat Ürkmez’e sorularını yöneltiyor. Av. Doğan Erkan, Av. Eylem Sarıoğlu Aslandoğan, Av.Murat Hasırcı, Av. Özcan Karakoç sırasıyla sanığa sorularını yöneltti. Mağdur – müşteki avukatlarının soruları üzerine;

Sanık Nihat Ürkmez: İnsanlar çift yaratılmıştır. Fotoğraflardaki şahıs sadece bana benziyor. (Bilgi notu: Sanığın savcılıkta çekilen fotoğrafı ile kamp fotoğrafı arasında bilirkişi incelemesi sonucunda kesin eşleşme tespiti yapılmış)  Yasal olmayan yollarla Suriyeye geçtim. İHH zaten oraya yardım götürüyor. İki yeğenim IŞİD üyesidir. Abim bunları polise şikayet etti. Suriyeye sınır kapısından geçerek yasadışı girdim çünkü pasaportumun süresi dolmuştu.

Antep’teki Hasan’ın medresesine ben de gittim. Akabe Derneğinden bir arkadaşımın tavsiyesi ile İslami ilimler öğrenmek üzere Ebu Nur Medresesine gittim.

2000 yılında Bosna Hersek’e ilim öğrenmek için gitmiştim. Orda İHH’da çalışan Hasan Aksoy ve Serkanla tanıştım. 2014 yılında demir işçisi olarak Kuveyte gittim.  Almanya’da 5 yıl yaşadım. Bazı Türk Dernekleri ile irtibatım oldu. Bir kültür derneğidir. (sanık Ürkmez çok fazla yurt dışına çıkmışsın  neden bu kadar gezdin örgütte böyle bir görevin mi var sorusu üzerine ) bunlar benim özel hayatım cevap vermeyeceğim. Bana sadece Ankara ili ilgili sorular sorun.

(cihad dersi aldınız mı sorusu üzerine) “Sosyalizmle yönetilen Suriye’de” Esad’ın kontrolündeki üniversitede cihad anlatırırlar mı öyle bir şey mümkün değil. Bilmiyorsanız araştırın Suriye’de sosyalizm var.

(Kaçak yollarla geçerken size yardım eden görevliler kimdi? ve Şam’da sadece ilim eğitimi mi aldın? soruları üzerine) bu sorulara cevap vermek istemiyorum.

11.50: Sanık Nihat Ürkmez’in ifadesi tamamlandı. Sanık müdafi Av.Hüseyin Almaz beyanda bulunuyor.

Av. Hüseyin Almaz: Dün burada savunma olarak saldırıya uğradık. Ben daha önce de silahlı saldırıya uğradım. Saldırılara fırsat bulup karşılık verdiğim oldu. Bugün bize, yarın başkasına. Dosyada bulunan fotoğrafta müvekkilin diğer sanıklar ile görüntüsü bulunması örgüt üyeliğine kanıt değildir. Fotoğraf doğru olsa bile insanı yardım için oradaydı. Sayın Cumhurbaşkanımızın da Esad ve Fethullah Gülen yani FETÖ ile fotoğrafları vardır. Müvekkil hiç Ankara’da bulunmamıştır. Bu nedenle müvekkilin buradan tahliye edilerek Elazığ’da yargılanmasını talep ederiz.

11.30: Sanık Nihat Ürkmez ifadesini vermeye başladı.

Sanık Nihat Ürkmez: Ben savcılıkta “eğer bir bağlantım görülürse her cezaya razıyım demiştim” İddianamede benle ilgili hiçbir şey yok. Suriye’deki bir fotoğrafın benim olduğu söyleniyor. Patlamadan 3 ay önce adli kontrol sebebi ile emniyete sürekli imza veriyordum. Ben Suriye’ye gitsem devletin istihbaratının bilgisi olurdu. Ben haftada iki gün imza gidiyordum sürekli kayıt altındaydım bana iftira atılıyor. 2008 yılında ilim öğrenmek için Şam’a gitmiştim. 2013 yılında da İHH aracılığı ile aşçı olarak Suriye’ye gitmiştim.

11.25: Sanık Talha Güneş ve Yakup Şahin’in CMK üzerinden zorunlu müdafii kapsamında baro tarafından görevlendirilen avukatlar çekildiklerini bildirdi.

11.00: Aileler, yaralılar ve avukatlar gardaki anmanın ardından Ankara adliyesine gelerek duruşmanın yapılacağı duruşma salonuna girdi. Duruşma başladı. Sanık, mağdur-müşteki ve avukat yoklaması yapılıyor. Ardından sanık sorguları ile duruşma devam edecek.

10.04: Ankara Tren Garı önünde 10 Ekim Katliamı’nın 13. ay dönümünde aileler, yaralılar ve avukatlar anma gerçekleştirdi.

gar-anmasi-13-ay

 

#10EkimKatliamıDavası ‘nda 3. gün: Sanık Hacı Ali Durmaz: Suriye’ye ailecek gitmemizin sebebi IŞİD’e katılmaktı

#10EkimKatliamıDavası ‘nda 2. gün Sanık Yakup Şahin: Polisler “iyi güzel iş olmuş ama bir iki çocuk öldü” diyerek benimle selfie çektirdi

#10EkimKatliamıDavası ‘nda 1. gün Avukatlar: Ölen her arkadaşımız için 100 kez söz veriyoruz hesap soracağız!