10 Ekim Katliamı Davası’nın ikinci grup duruşmalarının beşinci günü başladı. Mahkeme katılma talebinde bulunan kurumların ve ailelerin katılma taleplerinin kabulüne, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma 2-3-4 Mayıs tarihine ertelendi
10 Ekim Katliamı Davası’nın ikinci grup duruşmalarının beşinci günü başladı. Mahkeme katılma talebinde bulunan kurumların ve ailelerin katılma taleplerinin kabulüne, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma 2-3-4 Mayıs tarihine ertelendi.
10 Ekim Davası’nın ikinci grup duruşmaları Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6 Şubat günü başlamıştı. Duruşmanın ilk günü(6 Şubat) savunma vermeye gelen tutuksuz sanıklardan Esin Altıntuğ tutuklanmış, tutuklu sanıklardan Abdülmuttalip Demir aileleri ve iddianame savcısını tehdit etmişti. Mahkeme heyeti gün sonunda Demir hakkında hakaret ve tehdit suçlarından suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti
10 Ekim Davası’nın ikinci duruşması: IŞİD’li Halil İbrahim Durgun’un eşi tutuklandı
İkinci grup duruşmaların ikinci gününde (7 Şubat) ise 16 aydır bu günün gelmesini bekleyen mağdur- müştekiler beyanda bulunmaya başladı. 10 Ekim Ankara Katliamı Davası’nda yaşamını yitirenlerin adları okunurken AKP – HüdaPar – IŞİD ilişiği sanık Mehmeddin Baraç “Yasin Börü” diye bağırmıştı. Aileler tepki gösterince polis cop ve kalkanlarla ailelere saldırmış, bazı polisler coplarını ve su şişelerini ailelere fırlatmış, küfürler savurmuştu. Mağdur-müşteki vekilleri tespit edilen polislerin kask ve kol numaralarını vererek mahkeme heyetinden işlem yapmasını talep etmişti.
10 Ekim Davası’nın ikinci grup duruşmalarında ikinci gün: 16 ay sonra ilk defa aileler söz aldı
10 Ekim Davası’nın ikinci grup duruşmaları üçüncü gününde (8 Şubat) ise sanıklardan Mehmeddin Baraç’ın 7 Şubat günü gerçekleşen duruşmada yarattığı provokasyon nedeniyle duruşma salonu değiştirilerek 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne alındı. Avukatların ısrarıyla duruşmaya sanıklar da getirildi. Duruşma ailelerin ifadeleriyle devam etti.
10 Ekim Katliamı Davası’nın ikinci grup duruşmalarının dördüncü gününde katliamda hayatını kaybedenlerin yakınları ve katliamda yaralananlar beyanları ile sanıkların ve devletin sorumluluğunu ortaya koydu, sanıkları ve devleti yargıladı.
10 Ekim Davası’nın ikinci grup duruşmalarında dördüncü gün: aileler yargılamaya devam ediyor
Bugün(10 Şubat) duruşmada katliamda hayatını kaybedenlerin yakınları ve katliamda yaralananlar öğlene kadar beyanda bulunacak. Öğleden sonra ise mağdur-müşteki vekilleri taleplerini sunacak. Sanıklar ve müdafiilerinin savunmalarının ardından ikinci grup duruşma tamamlanacak.
22.45: Duruşmanın 2-3-4 Mayıs, saat 10.00’a ertelenmesine karar verildi.
22.34: Mahkeme ara kararlarında:
- Emanette bulunan eşya, cep telefonu ve diğer eşyaların bilirkişi incelemesinde olması ve incelemenin bitmemesi sebebiyle bilirkişilere ek süre verilmesine,
- Sanıkların cep telefonlarının 2015 yılı Nisan ayından itibaren HTS kayıtlarının istenmesine, geldiğinde kayıtların bilirkişiye tevdiine,
- Operasyonlar sırasında ölü ele geçirilen Yunus Durmaz, Halil İbrahim Durgun ve Mehmet Kadir Cebael ile ilgili olarak düzenlenen operasyonların görüntülerinin istenilmesine,
- Mağdur-müşteki vekillerinin kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulması talebiyle ilgili olarak Cumhuriyet Savcı’nın talebi ve vekillerin beyanları dikkate alınarak bu duruşmada alınan beyanların ilgili savcılık dosyasına gönderilmesine,
- Bir kısım mağdur-müşteki hakkında kamu görevlilerine hakaret edilmesi nedeniyle suç duyurusunda bulunulması talebinin duruşmada alınan ses kayıtlarının çözümlemesinin yapılmasından sonra gereğinin ifası için savcılığa gönderilmesine,
- Hayatını kaybedenlerin adli emanette bulunan bütün eşyalarının talepte bulunulması halinde akrabalarına iadesine,
- Katılma talebinde bulunan kurumların ve müşteki-mağdurların katılma taleplerinin KABULÜNE,
- Sanıkların TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINA
karar verildi.
22.33: Verilen aranın ardından duruşma başladı. Mahkeme ara kararlarını açıklıyor.
21.25: Savcı mütalaasının ardından mahkeme ara kararlarını açıklama üzere 1 saat ara verildi.
21.06: Cumhuriyet Savcısı mütalaasında;
- Katılma talebinde bulunan müştekilerin katılma taleplerinin kabulüne,
- İfadesi alınmayan müştekilerin ifadelerinin alınması için ikamet adreslerine talimat yazılmasına,
- Sağlık hizmetlerinin zamanında gelmemesi, biber gazının sıkılması nedeniyle yaralılara müdahale edilememesi, bir kısmının biber gazı nedeniyle hayatını kaybetmiş olması ayrıca acil servis hizmetlerinin yerine getirilmemesi, bir kısım sanıkların Gaziantep’ten Ankara’ya gelirken aracın durdurulup sanığın üzerinde uyuşturucu çıkmasına rağmen işlem yapılmaması,, ayrıca Mülkiye Müfettişlerinin düzenlemiş olduğu raporda kamu görevlilerinin sorumluluğunun bulunduğunun tespit edilmesi, ayrıca müştekilerden bir kısmının beyanları da dikkate alındığında bir kısım müştekinin biber gazı nedeniyle ölümün husule gelmiş olması nedeniyle;
Hayatını kaybedenlere ait adli tıp raporlarının , halen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nda 101 kişinin ölümü, 400’e yakın kişinin yaralanması kamu görevlilerinin ihmal, kusur, kast gibi sorumluluklarının araştırılması amacıyla ilgili evrakların ilgili birime gönderilmesi, - Mülkiye müfettişlerinin düzenlediği raporun bir suretinin dosyaya istenmesi,
- Soruşturmanın genişletilmesi taleplerinin çok fazla olması sebebiyle bir sonraki celse değerlendirilmesi için süre verilmesi,
- Haklarında yakalama ve yokluğunda tutuklama kararı bulunan sanıkların yakalama ve yokluğunda tutuklama kararlarının devamına, ayrıca bu kişiler hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına,
- Çatışma bölgelerinde fotoğrafları bulunan sanıkların fotoğrafları ile sanıkların cezaevinde çekilen fotoğrafların karşılaştırılmak üzere bilirkişiye gönderilmesine,
- Duruşmanın güvenliğini sağlamak için duruşmada bulunan ancak 8 Şubat günü duruşmada yaşanan arbede de bir kısım polis memurlarından 747 veya 447 yaka numaralı polis memuru, 20225 ve 732 kask numaralı polis memurlarının müştekilere “siz teröristsiniz” demesi ve sinkaflı sözler sarfeden polis memurları hakkında suç duyurusunda bulunulmasına,
- Duruşmada beyanda bulunan mağdur-müştekilerden Nazım Karakurt, Mustafa Doğan, Elif Zavar, İshak Kocabıyık, Evrim Pınar Mak, Özcan Yaman, Emir Arslan Adsız, Münevver Tek, Çağlayan Bozacı, Mustafa Özdağ, Faik Deli, Adem Kızılçam’ın bir kısım kamu görevlilerine hakaret içeren beyanları nedeniyle haklarında suç duyurusunda bulunulmasına,
- Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi MÜTALAA OLUNUR.
20.25: Geçtiğimiz duruşma sanıklara provakatör diyen sayın avukatı Orhan Şahin savunmasına başladı. Ailelere bir anda saldıran Şahin, atın bunları dışarı dedi. Duruşma salonunda kısa süreli gerginlik yaşandı.
21.02: Sanık müdafiilerinin savunmaları tamamlandı. Cumhuriyet Savcısı mütalaasını sunacak.
20.07: Sanıkların tahliye savunmaları tamamlandı. Sanık müdafiileri savunmalarını yapıyor.
19.38: Sanıklardan Hacı Ali Durmaz, Metin Akaltın, Burak Ormanoğlu, Nihat Ürkmez, Suphi Alpfidan, Esin Altıntuğ savunmasını yaptı.
19.20: Sanıklardan Yakup Karaoğlu savunmasını yapıyor.
Sanık Karaoğlu: Biz burada kurbanlık koyun gibi oturuyoruz. Nasıl ki her kürt PKK’lı değilse, her solcu DHKP-C’li değilse, her islam hassasiyeti olan da IŞİD’ci değildir.
19.18: Sanıklardan Yakup Şahin savunmasını yaptı.
19.17: Sanıklardan Abdulmuttalip Demir savunmasını yapıyor.
Sanık Demir: Burada aile avukatları “yalan” söylüyor. Ayrıca burada Cumhurbaşkanı’na hakaret edildi tutanak tutulmadı ama siz benim hakkımda tutanak tutup suç duyurusunda bulunulmasına karar verdiniz.(Demir iddianame savcısını ve ailelerine duruşmada hakaret ve tehditte bulunmuştu.) Bu tutanakları yırtıp atmanızı istiyorum.
19.02: Sanıklardan Yakup Yıldırım, İbrahim Halil Alçay, Abdulhamit Boz savunmasını yaptı.
18.50: Sanıklardan Mehmeddin Baraç savunmasını yaptı.
18.40: Verilen aranın ardından #10EkimDavası devam ediyor. Sanık ve sanık müdafiileri beyan ve savunmalarını sunacak.
17.45: Duruşmaya 45 dakika ara verildi.
17.30: Mağdur-müşteki vekillerinden Av. Özcan Karakoç tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ilişkin beyanda bulunuyor.
Av. Karakoç: Soruşturma aşaması inanılmaz kötüydü. Savcı hiç bir şey yapmadan dosyayı bize. Gelinen aşamada kovuşturmanında eleştirisini yapmalıyız. Biz önceki duruşmada taleplerimizi sunmuştuk; bunlar eksik ya da hatalı geçmiş.
Biz Yakup Şahin’in kullandığı telefon hatlarının HTS kayıtlarını istemiştik. Yalnızca onun üzerine kayıtlı hatların HTS’si gönderilmiş.
Diğer soruşturmalarda yargılanan IŞİD üyelerinin tespitini istedik.
Mehmet Kadir Cebael, Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun’un bütün DNA testlerini, ve operasyona ilişkin bütün belgeleri tespit ettik. Ancak bu talepler eksik karşılanıyor. Bu eksikliklerle maddi gerçeğe ulaşamayız.
Bu davanın en önemli 2 sanığı öldü. 3.’sü Kadir Cebael. Bu adam için canlı ele geçirin talimatı verilmedi mi?
Operasyona dair tüm belgeleri göndermek zorunda savcılar.
Bizim istediğimiz tüm bu sanıklar için açılan dava ve dosyaları, kapatılan dosyaların numaralarını istiyoruz. Bizim için önemli olan tüm soruşturma ve kovuşturma dosyası.
Antep’teki bir dava dosyasında en önemli delillerden birinde hala çözümleme yapılmadı. Burada birbiriyle ilişkisi olmadığı iddia edilen sanıkların yüzlerce telefon görüşmeleri çıktı. Ama hala çözümleme yapılmamış. Soruşturma başlarken 72 klasör vardı. 40’a yakın avukat sayfa sayfa okuduk bu klasörleri. Gelirken buraya bu sanıkların ceza alacağını bilerek geldik. Ancak kamu sorumluluğu… Biz sürekli bunun altını çizdik.
Bu yargılama boyunca somut delillerin tümü toplanmalı. Sadece Cumhurbaşkanı, Başbakan değil. Biz bu işin nereye gideceğinibilemeyiz. Ama delillerin tümü bura tarafından toparlanmalı.
Hatice Akaltın’la ilgili yakalama sağlanırsa, onun ifadesinin müştekili bir duruşma sağlanarak yapılmasını istiyoruz.
Esin Altıntuğ’ın el konulan telefonunun acilem çözümlenmesini istiyoruz.
Sanıkların tutukluluğuna karar verilmesi gerek. Çünkü olası bir tahliye durumunda yeniden bomba hazırlayıp patlatmayacaklarının bir garantisi yok. O yüzden tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istiyoruz.
16.50: Mağdur-müşteki vekillerinden Av. Kazım Bayraktar beyanda bulunuyor.
Av. Bayraktar: Soruşturmanın genişletilmesine dönük taleplerden önce; duruşmanın başında ifade ettiğimiz gibi; ve aynı şekilde müştekilerin de ifade ettiği gibi; bu sorumluluğun büyük bölümünün kamu görevlileri ve siyasi sorumlulardan kaynaklandı.
Soruşturmanın genişletilmesini bu açıdan istiyoruz. Devlet terörünün nerelere yayıldığını şu anki iktidar gösterdi. Ordudan emniyete herkes terörden yargılanıyor… İktidar politikalarına göre IŞİD’in siyasi iktidar tarafından beslendiğini, bir kaç ay önceye kadar olan sürede hesapların değiştiğini söyleyebiliriz.
Bir kaç gün önce 700 civarı IŞİD’li Antep’te yakalandı. Soruşturmanın genişletilmesine oradan başlayacağız. Ne değişti, 2 asker yakılarak ölünce mi hesap değişti?
IŞİD’le ilgili operasyonlar sınırlıydı. Bu operasyonlarda bazıları hakkında hiç kanıt toparlanmadı. Bazıları içintoplandı, soruşturma dosyasına konulmadı.
Bazılar hakkında yüzeysel soruşturmalar yapıldı. O soruşturmalarda ele başılar serbest bırakıldı, hala aranıyorlar. Onların bazıları canlı bomba olarak üzerimize geldi.
Hazılrık aşamasında o kadar çok şey eksik bırakılmış ki, ben şimdi onların tamamlanmasını istiyorum.MOBESE’ler zamanında toplansa bu örümcek ağı ortaya çıkarılabilirdi. Mobese kayıtlarının toplanmasını talep ediyoruz.
Nizip’te depo, adresi yazılı çevresindeki mobese kayıtlarının toparlanmasını ve sanıkların tüm görüntü kayıtlarını istiyoruz.
Yakup Şahin’e amonyumnitrat satmayan kişiye ilişkin adli sicil sorgusu istiyoruz.
Sanık Resul DEMİR, İbrahim Halil ALÇAY ifadelerinde geçen Enes Plastik İnşaat Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti., Umutcan Dış Ticaret Ltd. Şti., Arıcılar Carpet-Arıcılar Tekstil İnşaat San. Ve Tic. A.Ş., Ada Işıltı Güzellik Salonu İnşaat Gıda Tekstil Sanayii Ve Ticaret Ltd Şti.’nin, şirket kaytılarının Gaziantep Ticaret Sicil Müdürlüğü’den istenilmesi, ticari defterinin istenilmesini istiyoruz.
Resul DEMİR, İbrahim Halil ALÇAY, Halil İbrahim DURGUN, Deniz DUMAN, Yakup KARAOĞLU, Yunus Emre SANCILI, Ceren DEMİR, Esin DURGUN, Metin AKALTIN’ın adına yapılmış araç devir tescil işlemlerinin Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Daire Başkanlığı’ndan istenilmesini istiyoruz.
Resul DEMİR, İbrahim Halil ALÇAY, Halil İbrahim DURGUN, Deniz DUMAN, Yakup KARAOĞLU, Yunus Emre SANCILI, Ceren DEMİR, Esin DURGUN, Metin AKALTIN’ın adına yapılmış araç devir tescil işlemlerinin Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Daire Başkanlığı’ndan istenilmesini istiyoruz.
Hüseyin TUNÇ’un nakliye aracı olarak kullandığı aracın Hüseyin TUNÇ ile ilgili devir-tescil kayıtlarının istenilmesini istiyoruz.
Hüseyin TUNÇ’un ikinci gözaltına alınışı sırasında üzerinden bir aracın ruhsatı çıkmış. Bu aracın 2012 tarihinden itibaren devir-tescil kayıtlarının istenilmesini istiyoruz.
Hüseyin Tunç’un savcılık sorgusunda belirtmiş olduğu üzere; Suriye’de Ahraruş Şam Örgütüne katılarak savaşması, sonra geri dönmesi ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğünden ve MİT’den kayıt ve bilgilerin istenilmesi. Bu konu ile ilgili olarak hakkında takibat ve sorgu yapılıp yapılmadığının sorulmasını istiyoruz.
Tüm sanıklar adına motorlu araç kayıtlarının istenmesini istiyoruz.
Av. Kazım Bayraktar tarafından sunulan beyan dilekçesinin tamamını okumak için tıklayınız.
16.19: Mağdur-müşteki vekillerinden Av. Sevinç Hocaoğulları beyanda bulunuyor.
Av. Hocaoğulları: Biz sanıklar ve haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen sanıkların sadece derdest dosyaları değil tüm soruşturma dosyalarının getirilmesini istemiştik ancak taleplerimizin tamamı karşılanmadı. Dosyamıza sadece bağlantılı dosyaların iddianameleri mevcut. Tüm bu sınırlı bilgilere rağmen; devletin IŞİD örgütlenmesinden sorumlu olduğu, bu örgütlemeye devletin katkı sunduğu ortaya çıkmıştır.
Gaziantep 2. Ağır Cza 2016/128 Esas sayılı dosyasında bu dosya kapsamında tutuklu yargılanan Erman Ekici, Talha Güneş, ve firari sanıklardan 3’ü yargılanmaktadır. Bu dosyada ne açığa çıktı bunlardan bahsetmek istiyorum.
İddianamenin Erman Ekici ile ilgili bölümünde;
25.09.2013 tarihinde IŞİD terör örgütü saflarında silahlı mücadelede bulunmak üzere Suriye ülkesine gideceği ve karşıdaki şahsın Suriye’den dönüşünü bekleyeceğini söylediği,
03.10.2013 tarihinde çektiği mesajlarda, IŞİD terör örgütü safında silahlı mücadelede bulunmak üzere Suriye ülkesine gideceğini söylediğinin anlaşıldığı,
23.10.2013 tarihinde Yakup isimli şahısla yaptığı görüşmede “allah razı olsun, ya bir şey söyleyecektim, Yakup bu hani geçen söylemiştim ya bir kardeşin kayıt işi var diye” şeklindeki görüşmesinden örgüte katılacak şahsın işlemleri ile ilgili görüştüğünün anlaşıldığı,
04.02.2014 tarihinde yapılan fiziki takipte, şüpheli Erman Ekici’nin Suriye ülkesinde IŞİD terör örgütü amaçları doğrultusunda faaliyette bulunduktan sonra ikametine döndüğü ve kendisini şüpheli Nusret Yılmaz’ın karşıladığı tespit edilmiştir.Ahmet Güneş Gaziantep 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/184 E. 2015/282 K. Sayılı dava dosyasında 7 ay süreyle tutuklu olarak yargılanmıştır. 10 Ekim Katliamının hemen ardından 22.10.2015 tarihinde Ahmet Güneş örgüt üyeliğinden ceza alırken Mustafa Delibaşlar ve Ökkeş Durmaz üyelik suçlamasına yönelik Ahmet Güneş ile aynı arabada olmak dışında bir delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat etmiştir. Bu davanın iddianamesi ve gerekçeli kararı dosyamıza gönderilmiştir.
Yine Ahmet Güneş’in dijital materyallerinde kendisine ait infaz görüntüleri bulunmuştur. Bu infazların emrini Yunus Durmaz’ın verdiğini görüyoruz.
Deniz Büyükçelebi, önce Suriye sınırından cihatçı geçirirken yakalanmıştır, ve serbest bırakıldıktan 1 ay sonra bu kez bomba malzemeleri geçirirken yakalanmıştır.
Erman Ekici’nin evinde glock marka silah ve ödemelere ilişkin bolca belge, Cumhuriyet gazetesi genel merkezinin adresinin olduğu bir kağıt, birçok elektronik malzeme ve para çıktı.
Sanıklardan Edremit Türe hakkında Hatay’da açılan bir davada “El Kaide terör örgütünün Reyhanlı yapılanması ile irtibatlı olduğu, buna dair görüntü ve iletişim tespitlerinin dosyada yer aldığı, şüphelinin El Kaide terör örgütünün Suriye’deki kamplarında örgüt kıyafetleri içerisinde ve ağır makineli tüfeklerle eğitim yaparken çekilmiş görüntülerinin dosyaya yansıtıldığı, şüphelinin halen terör örgütünün Suriye’deki çatışma bölgesinde bulunduğunun tespit edildiği…” bilgileri yer almaktadır.
Cihatçıların sınır geçişlerinde nasıl rahat hareket ettiğine ilişkinde şu beyanlarda bulunacağım;
Emniyet geçişlerde hangi hatların kullanıldığını dahi bilmektedir. Mesela sınır geçişinde polis olduğu bilinen x kişisiyle sanık İlhami Balı arasında şöyle bir görüşme geçer:
X Erkek Şahıs: isim varmı yoksa isim varmı isim
İlhami BALI: isim yok isim isim yok abi isim bende bilmiyorum istihbarat bize haber gönderiyor diyor o iki tane çocuğu gönderin yoksa size diyor biz burda adım attırmayız yavdiyoz kardeşim hanımınıza kızınıza sahip çıksaydınız biz nerden bilelim kim bu günde kaç kişi geçiyor burdan yani
Bütün bu beyanların üstüne, bütün ilişki ağının ortaya çıkarılabilmesi için:
Bütün sanıkların ilişki ağlarının ve soruşturma sürecinde eksikliği olan kamu görevlilerinin tespit edilebilmesi açısından bütün sanıkların haklarında sürmekte olan veya dava açılmadan kapatılan soruşturma dosyalarının ilgili savcılıklardan talep edilmesini,
Hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen Mehmet Şükrü Yoldaş, Abdülselam Hitay, İbrahim Halil Hurma, İbrahim Halil Kaya, Muhammed Cengiz Dayan ile Yunus Emre Alagöz, Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz hakkındaki dava dosyaları ile savcılık dosyalarının ilgili mahkeme ve savcılıklardan talep edilmesini,
2012 yılında El Kaide terör örgütüne yönelik başlatılan soruşturma kapsamında açılan ve Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/128 Esas no ile görülen, dosyamız sanıkları Nusret Yılmaz, Talha Güneş, Ahmet Güneş, Cebrail Kaya, Erman Ekici’nin yargılanmakta olduğu dava dosyasının tamamının incelenmek üzere Mahkemesinden istenmesini,
1 Mayıs 2015 Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne yapılan saldırıya ilişki dava açıldı ise dava dosyasının talep edilmesini,
Suruç Katliamı dava dosyasının tamamının Mahkemesi’nden getirilmesini,
Gaziantep düğün katliamı dosyasının tamamının Gaziantep Savcılığı’ndan talep edilmesini,
Abdulmuttalip Demir ve Talha Güneş hakkında ayırma kararı verilen soruşturmada dava açıldı ise dava dosyasının aksi takdirde soruşturma dosyasının tamamının talep edilmesini,
Mehmet Kadir Cebael’in öldürüldüğü soruşturma dosyasının getirtilmesini talep ediyoruz.
Av. Sevinç Hocaoğulları tarafından sunulan beyan dilekçesinin tamamını okumak için tıklayınız.
16.10: Mağdur-müşteki vekillerinden Av. Ziynet Özçelik beyanda bulunuyor.
Av. Özçelik: “Miting öncesi güvenlik önlemleri ve patlama sonrasındaki olay yeri müdahaleleri yönünden” ve “sağlık tedbirleri ve müdaheleleri yönünden” taleplerimizi sunacağım.
Miting öncesi güvenlik önlemleri ve patlama sonrasındaki olay yeri müdahaleleri yönünden
Mitingden önce çok sayıda benzeri patlama olabileceği yönünde bildirim yapılmıştır. Yani mitingin güvenliğiyle ilgili komisyon istihbarattan haberdar. Patlama sonrası Mülkiye Müfettişleri soruşturma yürüttü, mitingin güvenliği sağlanabilir miydi diye. Bu soruşturma raporunda, ki biz bu raporun dosyaya eklenmesini istiyoruz, alınan ve alınmayan güvenlik önlemleri yer alıyor.
Bu maddi gerçeklerin ortaya konulması bakımından önemli. Bu raporda bu ve benzeri olayların yaşanabileceği yönünde 62 tane istihbarat yazısı mevcut. Yazışmaların 63.’sünün ciddi eylem istihbaratı yer aldığı ancak bunun emniyete iletilmediği biliniyor. Miting günü, Ankara’nın girişinde önleyici arama noktalarının kaldırıldığına yer verilmiş ve yetkililer bunun nedenini açıklayamamış.
Yine raporda Güvenlik Şube Müdürlüğü’nün bu bilgi aktarılmasa bile son dört ay içinde yapılan canlı bomba saldırıları ve gelen diğer bilgiler ışığında mitingi iptal etme, toplanma bölgesine daha çok güvenlik önlemi alma gibi daha farklı güvenlik önlemleri alması gerekirken rutin tedbirlerle yetindiği ifade edilmektedir.
Raporda miting toplanma alanının çevresinde farklı şubelerde 76 polis bulunduğu ifade ediliyor.
Sonuçta bu nedenlerle Müfettiş raporunda sözü edilen kanıtlara ilişkin tüm bilgi ve belgelerin İçişleri Bakanlığı’na bağlı Mülkiye Başmüfettişliği’nden getirtilmesini talep ediyoruz.
Adana-Pozantı yolunda canlı bombaları taşıyan aracın kontrole takılıp takılmadığının, gözcü aracın 2 kez takıldığı trafik kontrolden camları filmli Ford Focus marka aracın durdurulmadan nasıl geçtiğinin, bu noktada belirtilen güzergahta yer alan trafik birimleri hakkında bir soruşturma yapılıp yapılmadığını sorulmasını,
Ölen veya yaralananlar arasında resmi veya sivil kolluk görevlisinin olup olmadığının sorulmasını,
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin güvenliğin sağlanmasına yönelik çalışmaların nasıl yürütüldüğü ve Adana, Diyarbakır, Suruç canlı bomba saldırılarının, diğer bombalama olayları ve canlı bomba ihbarlarına ilişkin bilgiler ışığında güvenlik prosedürünün güncelleme çalışmalarının yapılıp yapılmadığının sorulmasına ve güncellenmiş ise buna ilişkin bilgi ve belgelerin İçişleri Bakanlığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğünden istenilmesini,
“Canlı Bomba” olan kişilerin bombaları patlatmasından sonra yaralıların olabildiğince çabuk acil yardım ve tedavi hizmetlerine kavuşturulması için güvenlik güçlerinin yapması gerekenleri, rollerini ve nasıl hareket edeceklerini belirleyen bir kılavuzun olup olmadığının sorulmasına ve var ise buna ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesini,
Miting, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde olası çatışma, bombalama gibi önemli yaralanma ve can kayıplarının olabildiği gözetildiğinde olay yerindeki insanların olası tepkilerini öngörüp sorunları çözme becerisini geliştiren, yaralıları ve insan yaşamını korumayı öncelikli görev olarak gören, olay yerinin bütünlüğünü, delillerin korunmasını yapmaya odaklı bir görev beceri ve tutumunun geliştirilmesi için eğitim verilip verilmediğine ve buna ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesini
İçişleri Bakanlığı-Ankara Valiliği Emniyet Müdürlüğü tarafından bu tür olaylarda güvenlik güçlerinin acil sağlık hizmeti ulaşımı için kullanılacak yol veya yollarda koridor açması, patlamaya bağlı olası yaralıların sağlık durumlarının daha da bozulmaması için gaz vb. sağlığı olumsuz etkileyebilecek ajanların kesinlikle kullanılmaması konusunda bir iç düzenleme ve planlama olup olmadığı, bu yönde bir eğitimlerinin olup olmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesini talep ediyoruz.
Sağlık tedbirleri ve müdaheleleri yönünden de;
10.10.2015 günü Sıhhiye Meydanı’nda gerçekleştirilecek olan miting öncesi Ankara Valiliği tarafından alınması gereken tedbirler konusunda Ankara İl Sağlık Müdürlüğüne bildirimde bulunulup bulunmadığı, bulunulmuş ise ne zaman bildirim yapıldığı,
Ankara İl Sağlık Müdürlüğü ve bağlı birimler tarafından 10.10.2015 tarihinde yapılması planlanan mitingin öncesinde olası acil sağlık sorunları için “Açık Hava Toplantısı, Sağlık Tedbiri” konulu ne tür önlemlerin alındığı,
Miting öncesinde olası acil sağlık sorunları için görevlendirilen ambulans sayısı, acil sağlık ekibi ve çeşidinin ne olduğu,
Revir çadırı kurulup kurulmadığı, kurulduysa kaç adet revir çadırının kurulduğu,
Miting öncesinde olası acil sağlık sorunları için “Açık Hava Toplantısı, Sağlık Tedbiri” kapsamında görevlendirilen sağlık personelinin mesleklerine göre sayısı ve görevlendirildikleri yerler ve görevli oldukları saatler,
10.10.2015 günü patlamadan sonra görevlendirilen ambulans sayısı,
10.10.2015 tarihinde Ankara İl merkezinde görev yapan ambulansların hareketlerine ilişkin GPS kayıtları,
10.10.2015 tarihinde ilimiz merkezinde görev yapan ambulanslardaki ekipler tarafından tutulan vaka formları ve ASOS programı kayıtları,
10.10.2015 tarihinde Ankara il merkezinde görev yapan ambulans ekipleri ile komuta kontrol merkezi arasında yapılan telsiz görüşmelerinin kayıtlarına ilişkin bütün yazışma, bilgi ve belgelerin getirtilmesini istiyoruz.
Av. Ziynet Özçelik tarafından sunulan beyan dilekçesinin tamamını okumak için tıklayınız.
16.02: Mağdur-müşteki vekillerinden Av. İlke Işık beyanda bulunuyor.
Av. Işık: 4 Gündür müvekkillerimiz konuştu. 125 tane büyük acı dinledik bu salonda. Çok korkunç gerçekleri dinledik. Soruşturmanın başından beri söylediklerimizi, ülkenin dört bir yanından gelmiş 125 müvekkilimiz ifade etti. Müvekkiller 10 Ekim’de yaşananları anlattılar. Mesela ne kadar rahat geldiklerini anlattılar. Araçların hiç durdurulmadığını anlattılar. Şehirlerarası yolculuğa kapalı olan Kızılay’dan Sıhhiye’ye otobüsle gittiklerini anlattılar. Bunlar tutanaklara geçmiştir.
Bu katliam bile isteye gerçekleştirildiği dosya kapsamında artık sabittir.Diğer bir önemli nokta; ailelerimiz anlattı, patlamalardan sonra neler yaşandığını dinledik. Aklın mantığın alamayacağı şeyler yaşanıyor. Orada patlama sonrası sağlık hizmeti ulaştırılması için gereken yapılamıyor neden? Çünkü topluluğa gaz ile müdahale ediliyor. IŞİD öldüremedi ama polis bizi öldürecek sandım dedi bir yaralı. Eğer o gaz atılmasaydı, çocuğumun yanına gidebilirdim diyen anneyi dinledik. Beni arkadaşlarım hastaneye götürdü dedi bir başka yaralı. Ama tek bir müvekkil bile bana emniyet görevlileri yardım etti, bu sayede hayattayım demedi. Bunun tersine emniyet görevlileri gaz kullanarak, müdahale engellenerek bilançonun artmasına neden olundu.
Bunları size ilk gün söylemiştik, ama abarttığımızı düşündünüz. Şimdi önünüzde 125 beyan var. 125 tane çok somut beyan var. Bundan sonra davayı mevcut kapsamıyla sürdürebileceğimizin gerekçesinin kalmadığını düşünüyoruz. Dinlenen mağdur-müştekilerin beyanları suç duyurusu niteliğindedir. Sizden suç duyurusunda bulunmanızı talep ediyoruz.
16.01: Gelen evrakların okunması tamalamlandı. Mağdur-müşteki vekilleri talep ve beyanlarını sunuyor.
14.33: Dosyaya gelen evraklar okunuyor.
14.30: Verilen aranın ardından duruşma devam ediyor.
12.39: Duruşmaya 14.30’a kadar verildi.
11.30: Müştekilerden Yunus Kaynak, Yılmaz Cerek, Yunus Akıl, Şükran Tugay, Mustafa Özdağ, Öznur Kanlıoğlu, Adem Kızılçay beyanda bulundu.
11.15: Duruşma başladı. Sanık, mağdur-müşteki, avukat yoklaması yapılıyor.
10.45: Anmanın ardından ayatını kaybedenlerin yakınları, yaralılar, avukatları duruşmanın yapılacağı Ankara Adliyesi’ne yürüyüşe geçti.
10.04: Katliamın 16. ay dönümü olması nedeniyle hayatını kaybedenlerin yakınları, yaralılar, avukatları ve milletvekilleri Ankara Tren Gar’ı önünde bir araya gelerek bir anma gerçekleştirdi.
10 Ekim Katliamı Davası’nın birinci grup duruşmalarını gün gün okumak için:
#10EkimKatliamıDavası ‘nda 4. gün: tutuksuz sanık Suphi Alpfidan tutuklandı
toplumsalhukuk